25.bölüm 💫

169 21 139
                                    

Alnımda hissettiğim eli,uyku mahmurluğuna rağmen incitmeden itmeye çalışırken,açamadığım gözlerime inat kirpiklerimi kırpıştırarak söyleniyorum;

-''Büyükanne, ben iyiyim.''

-''Kış vakti,ayazın içine gezmeye gidersen olacağı bu!''

Yönümü değiştirip,üzerimdeki yorgana daha çok sokuluyorum.

-''Bir şeyim yok dedim ya.Biraz uyusam geçer.''

-''Ne uykusu daha. Öğleni geçti.''

Son bir gayretle yanan gözlerimi aralayıp yavaşça ona dönüyorum ve kesik kesik bakışlarımın arasında endişeli vechini süzüyorum.

Alnıma doğru götürdüğü elini bir müddet sonra yakalıyorum ve yavaşça dudaklarıma götürüyorum.

-''Yalnızca halsizim. ''

Artık iyiden iyiye açılan gözlerim sayesinde odamın içini daha net görüyorum ve komidinin üzerinde duran çalar saate bakıyorum. 

14:16. .  Tanrım,içime koca bir koala kaçmış olmalı!

Yatakta usulca doğrulurken büyükannem de yamacıma oturuyor.

Cebinden çıkardığı çikolatayı,bembeyaz elleri arasında büyük bir ustalıkla açıp dudaklarına götürüyor ve kocaman bir ısırık alıyor.

Henüz takma dişleri arasında tamamı ile ezilmeyi başaramayan çikolata parçalarını görünce kıkırdıyorum.

-''Ay benim ay yüzlü kızım,bugün pek de güzel.Anlat bakalım.''

-''Neyi anlatayım?''diyorum gözlerimi ellerime indirirken.

-''Uzun oğlanla kartopu oynamaya gidiyordunuz hani. Gece eve de gelmedin. Üşütmüşsün,ne olduysa dün gece. Çıplak mı kaldın?''

Yaşlı gözlerini kısarak öfke ile bakmaya çalışıyor ama çikolatadan aldığı haz buna izin vermiyor olmalı ki mayışıyor.

îma ettiği şeyi anlamam çok sürmüyor neyseki. Göğsüme dolan çarpıntı ve sesime yansıyan utancımla konuşuyorum;

-''Ne çıplak kalması? Neden bahsediyorsun sen? Öyle bir şey olmadı! Marcus'u tanımıyor gibi konuşma.''

-''Aaa,benim damadıma güvenim tam zaten. Ben sana güvenmiyorum.''

Kaşlarımı çatıyorum yalancı bir sitemle. Şapırdatarak yediği çikolataya bakıp kollarımı göğsümde doluyorum;

-''O çikolata Kaylee'nin!''

-''Ne olmuş yani? Ben yaşlıyım.''

-''Bunu istediğim zaman hatırlatabilir miyim?''

-''Neyi?''

-''Az önce ben yaşlıyım dedin ya!''

-''Öyle mi dedim? Alzheimer başlangıcı var bende. Ne dediğimi hiç bilmiyorum. Sen kimsin?''

Gülüyorum.

-''Herkesi kandırabilirsin ama beni asla! Senin hafızan yetişkin bir fil'inki kadar iyidir!''

Sesini bariz bir tonla yükseltip başını sağa sola sallarken konuşuyor;

-''Bana fil deniyor bu evde. Çok yiyorsun, fil gibi oldun deniyor. Duyuyor musun Âsım?''

-''Büyükanne,tanrı aşkına! Bunu kastetmediğimi biliyorsun. Üstelik kendini acındırmak istediğin her an dedemin adını kullanamazsın.''

Tekrar ağzını açacağı sırada,Kaylee'nin tüm evi ayağı kaldıran sesi duyuluyor;

Marcus! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin