Saat 7 gibi uyandım. Hemen elime ders programımı alıp göz attım. Dersler 45'er dakika tenefüsler 5'e dakikaydı. Öğle arası da 45 dakikaydı. Bu da demek oluyor ki 13'de tekrar ders başlıyor. Ondan sonra da 4 ders var ve 16.15'de ders bitiyor. Yani galiba işleyişi bu. Ama biz 1. sınıflar için öğlenden önce 4 ders sonra öğle arası sonra 1 ders boşluk. Öğleden sonra 2 ders ve bitiyor. Bu yıl pek zor olmayacak sanırsam.Oysaki bundan 2 ay önce bu yıl depresyonlardan depresyon beğeneceğimi düşünürdüm. YGS-LYS! Ah Türkiye'nin iğrenç sınav sistemi. Acaba kızlar neler yapıyorlar? Beni özlüyorlar mıdır? Onları çok seviyorum her ne kadar bazen sinirimi hoplatsalar da. Ve onları çok özlüyorum...
Neyse bu kadar duygusallık yeter. İlk ders yılımın ilk günü bugün. Biraz neşe, biraz heyecan... Hadi ama! Hemen hazırlanmaya başladım. İlk iki dersim Fransızcaydı. Sonraki Almanca ve öğleden sonraki İspanyolca. İlk dersimin Fransızca olması ne büyük şans. En çok öğrenmek istediğim dil.. 8 gibi hazır olduğumda yemekhaneye gittim. Tabağımı alıp çoktan gelmiş olan Yeşim'in yanına gittim.
"Günaydın."
"Günaydın Anka. Çok heyecanlıyım. İlk dersim. Hoş! Elementlerle ilgili değil ama gene de heyecan verici."
"Bu konuda sana katılıyorum. Fransızcayı her zaman öğrenmek istemişimdir. "
"İlk dersin Fransızca mı? Benim de öyle. Beraber gideriz ne kadar güzel. En yakın arkadaşım olacaksın gibi görünüyor." kıkırdadı. Ben de güldüm.
"Evet öyle olacak yeni en yakın arkadaşım. Ya da öğrenci danışmanlarından başka tek arkadaşım mı demeliyim."
"İkisi de aynı şey." güldük beraber.
"Günaydın hanımlar." Eloy, Fabio ve iki tane kız daha gelip yanımıza oturdu.
"Günaydın Eloy ve Fabio."
"Anka. Yeşim. Tanıştırayım. Bu okulda görüp görebileceğiniz en iyi iki kız Perdita Ramirez ve Iris Brennan. Özellikle Iris benim tanıdığım en iyi insan."
"Kes sesini Eloy. Bir daha hiçbir ödevinin yaptıramazsın bana. Geçen sene bir İspanyolca ödevini yaptıktan sonra böyle davranmaya başladı bu. Çok zevzektir. Yüz vermeyin astarını ister."
"Ama öyle deme Iriscim, canım. Ben zevzek miyim yahu?"
"Maalesef öylesin Eloy."
"Sen de mi Fabio?" Sonra Eloy yavru köpek bakışı attı. Ki bu hayatımda canlı olarak gördüğüm ilk yavru köpek bakışıydı ve gerçekten çok komikti. Herkes birden gülmeye başladı. Uzun bir süre güldük.
"Ben Iris."
"Ben de Perdita."
"Anka."
"Yeşim."
"Okulumuza hoş geldiniz. Siz Eloy'a bakmayın. O hep zevzeklik peşinde. Ama bugün fazla mutlu. Normalde bu kadar olmaz."
"Tabiki de çok mutluyum. İlk element dersimizi alıyoruz. Sonunda o saçma dil derslerinden kurtuldum. Bundan daha iyi ne olabilir ki?" Gözlerinin içi gülüyordu.
Iris: İşte Eloy bu konuda haklı. Bugün gerçekten ben de çok heyecanlıyım. Yasal olarak ilk defa havayı kullanabileceğim.
Ben: Bir dakika. Bizim şuan elementlerimizi kullanmamız yasal değil mi?
Perdita: Hayır. Tabiki de kullanabilirsiniz ama eğitmeniniz olmadan elementlerinizi kullanmanız çok zor. Ve onları kontrol etmeniz de. Ben geçen sene elementimi kullanmaya korkardım, yanlışlıkla yemekhanedeki masalardan birini yaktığımdan beri...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA
Science FictionBir yaz günü su ve toprak elementlerini kullanabildiğini öğrenen Anka yeni okul yılında kendi gibi beyni gelişmiş insanların olduğu Akademeia'da okumaya başlar. Yeni insanlar yeni hayatlar derken gizli öğretmeninin sevgilisinin ölmesi üzerine kendin...