•37• II. Atlantis Savaşı

10.2K 929 94
                                    



Merhaba, sevgili okuyucularım... Artık önümüzde sadece final kaldı. Şaşkınlık verici, değil mi? Ben hala final vereceğime çok şaşırıyorum. Finalden bir gün önce bir bildirim paylaşacağım. Onu okumadan finali okumayın. Çünkü onu okumadan finali okursanız kafanız karışabilir. Farklı bir şeyler kurguluyorum diyelim kısaca... Daha da uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum. İyi Okumalar... Ç.T.

Hızlıca kendimi hava gücüyle kaldırarak bir binanın üstüne kondum. İşte o zaman savaşın nasıl bir şey olduğunu gözlerimle gördüm. Nasıl bir kaos ve nasıl bir canilik olduğunu... İşte o an savaşın ne kadar kötü bir şey olduğunu anladım...

Kendimi yurt binasının üstüne kondurduğumda gördüğüm manzara kanımı dondurdu. Kitaplarda okuduğumuz savaşları bilirsiniz... Ana karakterler kahramanca savaşır, iyiler birkaç yara ile sıyrılır. Etrafta şiddet vardır fakat bunu savaş heyecanından göremezsiniz. Savaşın kötü olduğunu her zaman söylerler. Ama bu kadar kötü olduğunu hiçbir zaman söylemediler. Yaşadığınız zaman her şey daha kötü oluyor... Birileri yaralandığında, birileri haklı çıktığında ve birileri öldüğünde... Savaş başlayalı çok az oldu. Birkaç dakika kadar... Ben içerideyken en fazla 10 dakika geçmiştir fakat şimdiden 4 ölümüz vardı.

Ölü... Söylemesi kolay, yazması kolay fakat yaşaması ve görmesi kolay değildi. Daha biraz önce beraber olduğunuz insanları yerde cansız bir şekilde ve vücutlarından kan akar bir şekilde görmek asla kolay olamazdı. Elizabeth haklı çıkmıştı. Darren'ın ölümüne sebep olmuştum. Darren volkanik dağa yakın bir şekilde yerde yatıyordu. Göğüsünden vurumuştu. Onun üstünde ise Elizabeth uzanıyordu. Onun da cansız bedeni Darren'a sarılı bir şekilde Darren'ın üstünde uzanıyordu. Sırtındaki birçok noktadan kan akıyordu. Onlarla beraber savaşan Octivia ve diğer 3 çocuk karşılarındaki eli silahlı insanları zor idare edebiliyorlardı. Octivia bir yandan savunma yaparken bir yandan da ağlıyordu. Gözlerinde yaşlar süzülüyordu...

Fabio'nun hali de Octivia ile aynıydı. Hem savaşıyor hem de ağlıyordu. Belki de ilk defa bir erkeği ağlarken görüyordum. Ama yadırgamamıştım. En yakın 2 arkadaşı ölmüştü. Birbirlerinden biraz uzakta iki beden cansız yatıyordu: Iris ve Perdita. Perdita'nın kolu boyunca süzülen kan yolu vardı. Iris bayılmış gibi yere düşmüştü. Vücudundaki birçok kurşun izini görmeseydim öyle de zannedebilirdim. Perdita'da Iris'e ulaşmak isteyip de yere düşmüş gibiydi. Yaralı olmayan kolu Iris'e uzanmıştı fakat sırtında bir sürü delik vardı, kan akan delikler...

İşte savaş buydu... Ölü gencecik bedenler, söndürülmüş parlak gelecekler, parçalanmış yürekler ve kaos. Savaş hiçbir zaman iyi olamazdı, ne amaçla olursa olsun. Ve tüm bu olanları, utanmadan yukarıdan canlı olarak çeken bir helikopter vardı. Bazı insanların vicdanları yoktu, sanırım...

Gördüklerim karşısında birkaç saniye -bana saat gibi gelen zamanlardı- duraksadım. Kalakaldım, ne yapmam gerektiğini unuttum. Sadece giden canlara üzüldüm... Sonra ise yerin sarsılması ile kendime geldim. Güneyde -okulun dışındaki arenada- etrafa el bombası atan, etrafa ateşler saçıp ağaçları yakan/yıkan insanlar vardı. Eloylar oraya doğru koşuyorlardı. Ada büyüktü ve onların oraya varması zaman almıştı. Frau Müller, Tillman, Noora yanan ağaçları kontrol altına almaya çalışırlarken Eloy, Yeşim ve Rafael ağaçları yakan saldırganları kontrol altına almaya çalışıyorlardı. Onları görünce ne yapmam gerektiğini hatırladım. Volkanın oradaki saldırganlarla başladım. Çünkü bizim tarafın karşılık vermekte en çok zorladığı kesimdi. Hepsinin silahlarını ellerinden aldım ve silahların tüm mermilerini çıkardım. Sonra da silahları parçaladım. Silahlarını bırakmayanlar oldu. Onlar da silahlarla yukarıya yükseldiler. Fakat yükseldiğini gören herkes panikle silahlarını bıraktılar. Hiçbirine bir şey olmamıştı. İleride geldikleri kocaman birkaç gemiyi gördüm. Onları taşıyarak gemilere yerleştirdim. Aynı anda olabildiğince çok kişiyi etkisiz hale getirip olabildiğince hızlı halletmeye çalışıyordum.

ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin