•21• Bedensiz Ölümsüzler

15.7K 1.2K 170
                                    

Telefonu kaptığım gibi koşarak odadan çıktım ve Lysander'ın odasına yöneldim. Yolda giderken bana seslenen birkaç kişiyi duydum, hatta ona çarptığım için bağıran ama hiçbirini takmadım. Acelem vardı. Artık ne olduğunu öğrenmem gerekiyordu. Bilinmezlik beni yeteri kadar korkuturken bir de ne olduğu belirsiz bir şey çıkmıştı karşıma. Korkuyordum, hem de ölesiye. Ayrıca güçlüydü.Bildiğin odamı mahvetmişti. Tamam! Çok fazla bir şey yapmamıştı ama ben çok korkmuştum. Ayrıca 11.denek demişti. Ben de mi öyle olacaktım, insanları korkutan bir şey? Bu sefer cevap almadan gitmeyecektim Lysander'in odasından. Ve bunu sert bir ifade ile belirtmeye hazırdım.

Koşarak Lysander'in odasına vardım ve kapıyı çalmadan içeriye daldım. Lysander'ın kafası merakla bana döndüğünde nefes almadan konuşmaya başladım.

"Artık bana hiçbir şey anlatmamandan, bir şeyleri gizlemenden, kafamda soru işaretleri ile beni yaşamaya zorlamandan bıktım Lysander. Ne olacağını bilmediğim bir yolda yürüyorum. Ve kimse bana açıklama yapmıyor sırf sen izin vermiyorsun diye. Kusura bakma ama artık bıktım, tükendim ve korkuyorum. Bu hayatta korku filmi izlemeye korkan ben şuan adeta korku filminin içine girmiş gibi hissediyorum. Etrafımı ruhlar bastı ve artık sorularıma cevap istiyorum. Nimeesha kim?Niye bana musallat oldu? Niye odamı dağıtıyor? 11. Denek olduğunu söyledi. Ona ne oldu? Bana da mı olacak? Hayalet mi olacağım? Ruh mu? Ya da her neyse o mu? Öleceğim ama nasıl? Acıyacak mı yoksa bir anda mı olacak? Artık merak ediyorum ve... Ve bu merak beni bitiriyor Lysander."dedim en sonunda nefesimi vererek. Yorulmuştum cevap alamamaktan ve bunları dile getirmek beni ayrı bir yormuştu. Lysander bir bana bir masasına fırlattığım telefonuma bakıyordu. Biraz şaşkındı ve biraz da mutlu. Gülümsemeye başladı.

"Bunu anlatması biraz uzun olacak Anka. İstersen sonra gel."dedi sakince ve gülümseyerek. Gülümsemesi sinirimi bozuyordu. Ben burada korkudan ve meraktan ölürken o gülüyordu. Ama artık cevap vakti Lysander. O cevapları almadan da bir yere gitmeyeceğim.

"O cevapları almadan hiçbir yere gitmiyorum Lysander."dedim ve oturdum gitmeyeceğimi göstermek amacıyla.

"Görüyorum ki hayli kararlısın. Kararından seni döndüremeyeceğimi de görüyorum. Sana her şeyi açıklamaktan başka çarem de yok. Yalnız burada olmaz. İçeri her an biri girebilir. Biliyorsun gizlilik çok önemli. Bu yüzden karar odasına gidelim."dedi ve odasındaki kitaplığa gitti. Bu arada ben ona ve şu çok önemsediği gizliliğe kızmakla meşguldüm.

Lysander kitaplığından bir kitabı çekti ve kitaplık yana kaydı. Kitaplığın arkasında camdan bir ünite vardı. Lysander elini o üniteye koydu. Bir süre sonra duvar içeri doğru ilerleyip yana doğru açıldı. İçeride bir masa ve birkaç tane sandalye vardı. Etrafta hiçbir pencere yoktu. Sadece tavanda aydınlık sağlayan birkaç tane lamba vardı. Biz içeri girince duvar kendiliğinden kapandı. Arkasından da hareket eden kitaplığın sesini duydum. Lysander elindeki telefonumu masaya koydu ve bana oturmam için sandalyeyi gösterdi. Ben bu arada etrafı inceliyordum. Ve yüzümde aşırı şaşkın bir ifade vardı. Lysander'in gizli odasından haberim vardı. Sevgi abla söylemişti ama hiç böyle bir şekilde girildiğini düşünmemiştim. Ama şimdi düşününce gizli odanın böyle olması mantıklı geliyordu. Bir süre sonra şaşkınlığım geçti, kendimi toparladım. Masada tam Lysander'in karşısına oturdum. Ve cevap istercesine gözlerimi gözlerine diktim.

"Merak ettiklerini sor. Ben de cevaplayayım."dedi Lysander arkasına yaslanarak. Ben de hangi sorudan başlamam gerektiğini düşündüm. Kafamda bir sürü soru vardı. Ama en çok merak ettiğimi belirlemem gerekiyordu.

"Bana ne olacak?"dedim. Ben normal bir insandım ve her normal insan gibi önce kendime ne olacağını merak ediyordum.

"Atomlarına ayrılacaksın."dedi sakinlikle. Ben ise gözlerimi pörtletmiş ona bakıyordum. Atomlarıma ayrılacakmışım. Ah, ne hoş! Ne kadar rahat konuşuyor bu adam!

ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin