SEVGİLİ OKURLARIM SON BİR BÖLÜM DAHA. BENİM TATİLİM BİTTİ ARTIK. BİR DAHAKİ TATİLDE GÖRÜŞMEK ÜZERE. HOŞÇAKALIN... -ArtemisWho
İşlemin üstünden tam 2 hafta geçmişti. Ve hiçbir değişiklik olmamıştı bende. Bu süre zarfında 'Kitlenme' dediğimiz olayı birkaç kere yaşadım. Bu olay süresinde beynim fazla yüklenmeden dolayı kitleniyor ve hayati bölümleri dışında diğerleri işlevini yitiriyordu. Önce hareket edemiyor, sonra işitemiyor ve en son da göremiyordum. Bu halim yarım saat sürüyordu. Ve bu duruma bir çözüm yoktu. Yarım saat sonra kendi kendine toparlanıyor ve ben uyanıyordum. Nedenini Rodrick tam element olmamama bağlıyordu. Evet. Bir şeyleri çabuk kavrıyor ve hemen kendimi geliştirebiliyordum. Bu her zaman böyle olmuştu ama bu beynimin tam elementlerden daha az gelişmiş olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Rodrick'e göre beynim geliştikçe bu olay yok olacaktı. Sabırla o günü bekliyorduk.
Bu arada olabildiğince kızlarla, Eloylarla ve Tillman ile vakit geçiriyordum. George'a her an haber veriyordum. Artık bir düzene oturtmuştuk. Gece belli bir saatte geliyor ve alarmlar çalmadan gidiyordu.
Kızların ise istediği olmuştu. Noora ve Paulo, Yeşim ve Darren, Tillman ve ben 3 çift olarak geziyorduk. Açıkcası bu durumdan rahatsız değildim. Her ne kadar hala Tillman beni sinir etse de bunu sevgisinden yaptığını anlayabiliyordum artık. Ayrıca yanında iken huzurlu hissediyordum. Onunla bir sürü konudan konuşuyorduk. Kitaplar, filmler, sanat, tarih, felsefe... Benim gibi derin düşüncelere sahipti. Varoluşu sorguluyor ve bunun üzerindeki fikirlerimizi paylaşıyor bazen kendimizi o kadar kaptırıyorduk ki etrafımızda kimse kalmadığını fark etmiyorduk.
Bu süre zarfında Eloy ile uzak kalmıştık. Elizabethler ile takıldığımız için yanımıza gelmiyordu. Uzaktan selamlaşıyor ve arada kısa konuşmalar yapıyorduk. Onu ve konuşmalarını özlemiştim. O benim kardeşimdi, abimdi bana göre. Ailem etrafımda olmayınca ona daha çok bağlanmıştım. Ailem yerine koyuyordum onu. Ve onunla vakit geçirmek istiyordum.
Bu arada Octivia gittikçe Yeşim ile iyi anlaşmaya başlamıştı. Ayrıca Valeria'nın ölümünü de atlatmış gibiydi. Zaten çoğu insan atlatmıştı o ilk şoku. Rodrick haricinde.
Rodrick ile Valeria'yla geçirdiği günler hakkında hala konuşuyorduk. O kadar çok anıları vardı ki anlata anlata bitiremiyordu. Ben de dinlemeyi çok sevdiğim için bir şey demiyordum. Ayrıca Rodrick'in kafası da dağılıyordu böylece.
Bu arada Lysander'i ilk kitlenme olayı haricinde hiç görmedim. Sevgi ablanın dediğine göre düşünüyordu. Lysander'in odasının bir gizli bölmesi varmış. Ara ara kendini inzivaya çekermiş. Oraya gider ve birkaç gün boyunca düşünür hiç çıkmazmış. Ama bu seferki 12 gün sürdü. Ve belki de daha fazla sürecek.
Sabah uyandığımda George yine uyanıktı. Beni izliyordu. Görevini kusursuz bir şekilde yerine getiriyordu.
"Günaydın" dedi.
"Günaydın"
"Bir değişiklik yok mu yine?"dedi. 2 hafta geçmişti ve bende hiçbir değişiklik yoktu. Ne bende ne de elementlerimde. Neler olacağını da açıklamıyorlardı. Lysander olmadan uygun olmayacağını düşündükleri için hiçbir şey anlatmıyorlardı.
"Yok. Peki sende?"dedim 'Platon' isimli dosyayı kastederek. Bize bir şey anlatmayacaklarını anlayınca biz de kendi araştırmalarımıza devam etmiştik. Yani George. Ben daha çok hayatımın geri kalanını arkadaşlarımla geçirmeye çalışıyordum.
"Maalesef. Tek bir ilerleme bile."dedi. Bu arada kapı çaldı. İkimizde merakla birbirimize baktık. Sabahın bu saatinde ne olabilirdi ki? Telaşla kapıyı açmaya gittim. Bu arada George saklandı. Kapıyı açtığımda kapıda Sevgi abla vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA
Bilim KurguBir yaz günü su ve toprak elementlerini kullanabildiğini öğrenen Anka yeni okul yılında kendi gibi beyni gelişmiş insanların olduğu Akademeia'da okumaya başlar. Yeni insanlar yeni hayatlar derken gizli öğretmeninin sevgilisinin ölmesi üzerine kendin...