-On bir-

19.7K 1.1K 165
                                    

Can: Günaydın Alya

Mesaj sesiyle uyandığımda -en ufak bir şeye uyanırdım- gözlerim kapalı telefonu elime aldım. Yine bilinmeyen mesaj atmıştı anlaşılan.

Mesajı okudum. Bir an hayal kırıklığına uğradım.

Alya: Günaydın Can

Can: Bugün birlikte kahvaltı yapalım mı?

Sana yaklaşmasını istemiyorsan yaklaştırma...

Alya: Bugün babamla vakit geçirecektim

Can: Yarın?

Alya: Önemli bir sınavım var

Can: Peki yarından sonraki gün?

Hiç pes etmeyecekti.

Alya: Bakarız ya

Can: Bunu evet olarak alıyorum

Can: Okulda görüşürüz

Bilinmeyenle bu konuyu konuşmadan önce Can'ın bana asılmalarına pek aldırmıyordum. Sonuçta bu ikimizin de karınaydı. Ama bilinmeyenin söylediklerinden sonra bunları gerçekten istemediğimi anladım.

Ama babamın istediği şuydu: Ben o zengin, şımarık, kendini bir şey sanan insanlarla arkadaşlık kurup -ki başlarda çocuktuk, pek bir şey bilmiyordum- babamın işini garantiye alacaktım. Babam Can'ın aile şirketinde çalışıyordu. Diğerlerinin aileleri de burada çalışıyordu -onlar babamdan üst mevkideydi- Hepsiyle ilkokulda tanışmıştım. O sıralar gözlemlediğim bir şey vardı, Can ve diğerleri arkadaş konusunda pek şanslı değillerdi. Küçükken hiçbirinin arkadaşı yoktu.  Sadece ben onlarla arkadaşlık kurardım. Hepsini bir araya ben getirmiştim. Bunu fark eden aileler, biz dokuz yaşındayken bir anlaşma yaptılar.
Ben onların çocuklarına 'arkadaş' olacaktım. O sıralar işsizlikle uğraşan babam da şirkette işe başlayacaktı.
Yani babamın işi bu 'arkadaşlık' grubuna bağlıydı.

O zamanlar mantıklı gelmişti bu. Çünkü onlar mutsuzdu ve onlarla arkadaş olarak onları mutlu ediyordum. Bu arada hiçbirinin böyle bir şeyden haberi yoktu.

Şimdi ise her şey bilinmeyenin de dediği gibi sahte geliyordu. Ki zaten sahteydi. Yanlarında gerçek duygularımı gizliyordum çünkü her zaman gülmeliydim.

Hale ile aynı lisedeydik. Bir gün aramızda anlaşmazlık çıkmıştı ve kavga etmiştik. Hale ailesine bunu söylediğinde annesi beni arayıp tehdit etti. Kızını üzersem babamı işten çıkarırmış. Onların mutlulukları için yaşıyordum ben.

Bilinmeyen numara: Alya?

Bilinmeyen numara: Sence siyah mı beyaz mı?

Alya: Siyah

Bilinmeyen numara: Neden?

Alya: Ruh halimi yansıtıyor

Alya: Hem gökyüzünü en çok gece seviyorum

Bilinmeyen numara: Yaz mı kış mı?

Alya: Yaz ama

Alya yazıyor

Bilinmeyen numara: Güneş'e alerjin var

Alya: Nerden bildin?

Alya: Pardon

Alya: Sen hakkımda her şeyi biliyorsun

Bilinmeyen numara: Her şeyi değil

Bilinmeyen numara: Hala neden onlarla arkadaşsın bilmiyorum

Alya: Bilmene gerek yok

Birkaç dakika sessiz kalıp yataktan kalktım. Dolapta kendime kıyafet bakmaya başladım. Ama aklım mesajın gelip gelmemesindeydi. Diz kapakları yırtık siyah pantolanla mavi bir tişört aldım. Mesajın gelmesiyle onları yatağa koyup telefonu elime aldım.

Bilinmeyen numara: Sevmek mi sevilmek mi?

Alya: Sevmek

Alya: Çünkü sevmek benim elimde

Bilinmeyen numara: Peki sevdiğin kişinin seni sevmesi elinde olsaydı kim seni sevsin isterdin?

Annem...

Alya: Tuzak sorular :)

Alya: Pas

Alya: Senin elinde olsaydı?

Bilinmeyen numara: Sen sev isterdim

(Görüldü)

Üzgünüm, Seni Seviyorum ||TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin