Tunç: Hani sormuştun yaTunç: Hangi hayvan olmak istersin diye
Alya: Evet?
Tunç: Salyangoz
Alya: Neden?
Tunç: Yavaş hareket edip hayatı sindirerek yaşamak isterdim
Tunç: Seni doyasıya sevmek isterdim
Tunç: Sen?
(Alya çevrimiçi)
Tunç: Alya?
Alya: Sözlerini sindirmeye çalışıyordum
Alya: O nasıl söz sevgilim sana bir kez daha aşık oldum
Tunç: Biz de bir şeyler biliyoruz işte shdnsnxnndn
Alya: Benim seninki kadar afilli cevabım yok ama
Tunç: Olsun söyle
Alya: Kuş olmak isterdim
Alya: Çünkü uçmak nasıl bilmek isterdim
******
"Artık gözlerimi açabilir miyim?" diye sorduğumda bir şey demedi.
Sabahın köründe beni evden almış ve gözlerimi bağlamıştı. Arabaya öyle binip bir yere gelmiştik. Arabadan çıkmama yardım etmiş, ilerde bir yerde öylece dikiliyordum. Bir şey de göremiyordum ki etrafı tarif edeyim size."Aç dediğimde açacaksın güzelim, şimdi değil."
Tekrar beni elimden tutup ilerletti. Etraftaki seslere odaklandığımda birkaç cümle yakalamıştım.
"Ya çok heyecanlı."
"Her zaman bunu yapmak istemişimdir."
"Bak şu kıza da sevgilisi sürpriz yapmış herhalde."
"Ya çok tatlılar."
Ne oluyor ya?
Tunç "Açabilirsin." dediğinde anında bandı çıkardım. Tunç elleriyle kocaman harflerle 'Yamaç Paraşütü Eğitim Kursu' yazan tabelayı gösterdi.
"Bunu yapmamı istemiyorsun, değil mi?"
Dehşetle sorduğum soruya güldü. O kadar rahattı ki benim şu gergin halime karşı, şaşırmıştım.
"Hayalini gerçekleştirmek istiyorum."
"Ama bu hayal değildi ki, sadece merak."
"Alya lütfen." derken gülümsüyordu. Bu gülümsemesine ne zaman karşı çıkabilecektim ben? Ancak korkuyordum. Nasıl yapabilirdim ki bunu?
"Yapamam." deyip arkamı dönüp yürümeye başlayacaktım ki kolumdan tuttu.
"Yapabilirsin. Beraber yapacağız."
O gün, o kursa yazılıp ertesi gün eğitime başladık. 3 haftalık eğitimden sonra bize belge verdiler. Ve bugün şu an bir uçağın içinde atlamayı bekliyorduk.
"İlk kim atlamak ister?" diye sordu hoca. Tunç elini kaldırdı. "Ben."
Onun bu cesareti bana güç verirdi hep. Şimdi de vermiş olacak ki "Tunç'tan sonra ben atlarım." dedim.Tunç hazır olduğunda uçağın kapısı açıldı ve hiç düşünmeden atladı. Birkaç saniye sonra da paraşütü açtı. Rüzgar şiddetle yüzüme doğru eserken hoca bana atlamam için eliyle hadi işareti yaptı. Derin bir nefes alıp kendimi aşağa bıraktım. Hemen paraşütü açtım. Artık havada süzülüyordum. Tunç yanıma gelip elimden tutmaya çalıştı. Bir türlü ellerimizi buluşturamadık. Nihayet birkaç dakikalık uğraştan sonra tutmayı başardık. Şimdi ikimiz de semalarda el ele uçuyorduk.
18 Ocak 2019
Bu bölümü ne zaman okuyorsunuz, bilmiyorum. Hikaye pek fazla okunmuyor benim yazdığım tarihte, biliyorum. Umarım siz çok ileriki tarihte değil de yakın bir tarihte okumuş olursunuz.
Hayatta başarılar dilerim. Umarım sizi çok seven ve sizin de onu çok sevdiğiniz biri olur hayatınızda. O kişiyi bulmakta başarılar.
(Bulmak zorunda değilsiniz. Allah her şeyi gönlünüze göre versin.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzgünüm, Seni Seviyorum ||Texting
Short StoryBilinmeyen numara: Sevmek mi sevilmek mi? Alya: Sevmek Alya: Çünkü sevmek benim elimde Bilinmeyen numara: Peki sevdiğin kişinin seni sevmesi elinde olsaydı kim seni sevsin isterdin? Annem... Alya: Tuzak sorular :) Alya: Pas Alya: Senin elinde olsayd...