-Otuz üç-

15.3K 935 248
                                    

Aybars: Olanları duydum

Aybars: Çok üzüldüm

Aybars: İyi misin?

Mesajı okuduğumda gözlerimi devirmemek ve daha yeni mi duydun, diye sormamak için kendimi zor tuttum.

Alya: İyiyim

Aybars: Annen?

Alya: O da

Aybars: Anladım

Aybars: Bu kadar geç yazdığım için kusura bakma dersler, sınavlar derken hiçbir şeye vakit kalmıyor

Alya: Sorun değil

Alya: Senden bahsediyoruz

Alya: Senin için dersler daha önemli

Aybars: Hayır canım, öyle değil

Aybars yazıyor

Alya: Her neyse

Aybars çevrimiçi

Alya: Teşekkür ederim sorduğun için

Aybars: Her zaman yanındayım Alya

Aybars: Bana ihtiyacın olursa

Aybars: Beni arayabilirsin

Alya: Sağ ol

Alya: Seni meşgul etmeyelim

Alya çevrimdışı

Aybars çevrimdışı

*******

"Oğlum sen niye burada kalıyorsun ya? Eve gitsene."

Babam sabahın köründe başıma dikilmiş kaç gündür sorması gereken ama yoğunluktan soramadığı soruyu sorduğunda sırtımı yatak başlığına yasladım. Bakışlarımı pencereye çevirirken "Sevdalıyım baba, her şey ondan." dedim ağır dram sesimle.

"Başlatma sevdana! Hastanede bu yüzden kalınır mı? Git okuluna."

Babam beni yataktan kaldırmaya yeltenince hemen ayağa fırladım.

"Gideceğim, tamam. Ama son gelişmeyi söyle nolur."

Babam nihayet sakince "Annesi gayet iyi. Sadece yoğun bir tedavi altında olduğu için bayağı yorgun fakat iyileşecek. Şimdi kalk, asabımı bozma." dedi.

Çantamı elime alıp çıkacakken babam sözleriyle beni durdurdu.

"Seninle ilgili bir sürü şikayet aldım. Geceleri dolaşıp gürültü çıkartıyormuşsun."

"Ne yapıyım ya? O, gece sürekli dışarı çıkıyor ben de onu izliyorum dış kapının orada. O her arkasını döndüğünde beni görmesin diye hemen kaçırıyorum. O sırada oluyor ne oluyorsa. Yani siz de arkama falan koymayın malzemeleri de çarpıp düşürmeyim."

"Allah'ım, iyi ki diğer oğlumu verdin. Bununla avunuyorum yeminle."

"Abartma baba ya, Tolga ne yapıyor ki? Akşama kadar bilgisayar başında."

"Senin gibi bir orada bir burada olmasından iyidir."

Telefonumundan art arda gelen bildirim sesiyle babam kaşlarını çattı.
"Bu ses de ne?"

"Telefonumdan geliyor ya, Instagram'a fotoğraf atmıştım."

"Instagram? Sen öyle şeyler kullanır mıydın?"

"Ah, ah! Gör işte baba, aşk insana neler yaptırıyor."

"Sıpaya bak, babasıyla nasıl konuşuyor?"

"Ne yapıyım baba, aşk işte."

"Senin hayatın hep o kız olmuş oğlum, kendine ait bir hayatın bile yok. Üniversiteni ona göre seçtin, şimdiki evimizi bile..."

Cümlesini kestim.

"Benim aşk anlayışım bu, hayatını sevdiğin kişiye göre şekillendirmek."

"O seni sevme..."

"Sevmese bile."

Ortam bir süreliğine sessizleşti. Sessizliği kapının tıklatılması ve akabinde bir hemşirenin içeri girmesi kesti.
"Orhan Bey, başhekim sizi görmek istedi."

"Odasında mı?"

"Evet."

"Tamam, geliyorum."

Hemşire bu cevaptan sonra dışarı çıktı. Babam bana döndü ve "Kendini fazla kaptırma oğlum, hayatını ıskalama." diyerek öğüt verdi.

"Benim hayatım o, baba. Bu ıskalamak değil, yakalamaya çalışmak."

"Bu romantik aşık hallerini bir kenara bırak da annen seni kafeye çağırdı yardım için, buradan sonra oraya git."

Asker selamı verdim.

"Tamamdır reis."

******

Alya: Seni artık bulabilirim sanırım

Alya: Arkadan nasıl görünüyorsun biliyorum :))

Bilinmeyen numara: Insta'daki fotodan mı bahsediyorsun?

Bilinmeyen numara: O, ben değilim ki ;))

Alya: Nasıl ya?

Bilinmeyen numara: Güzel bir foto diye ss almıştım, zamanı gelince paylaştım

Alya: Sence her şeyin zamanı mı vardır?

Bilinmeyen numara: Evet

Alya: Aşık olmanın da mı?

Bilinmeyen numara: O istisna :))

Bilinmeyen numara: Sana şimdi aşık olmak istemezdim mesela

Söylediğiyle yüzüm düştü.

Bilinmeyen numara: Daha önce olmak isterdim

Bilinmeyen numara: Daha önceden tanımak...

Yüzümde tebessüm belirdiğinde bana yaşattığı anı ruh değişikliğine şaşırdım.

Telefondan başımı kaldırmadan koridorda yürürken biriyle çarpıştım. Başımı kaldırdığımda karşımdakinin de telefonuyla uğraştığını gördüm. "Pardon." derken ben, karşımdaki nutku tutulmuş gibi bana baktı. Gülümsedim ve bir şey demesini beklemeden yürümeye devam ettim.

"Hadi Tunç, annen seni bekliyor." diyen bir ses duydum arkamdan. Çarptığım kişiye söylenmişti muhtemelen çünkü koridorda -seslenen kişi hariç- bizden başka kimse yoktu.

*****

Dananın kuyruğu koptu.

Üzgünüm, Seni Seviyorum ||TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin