Üzgünüm, Seni Seviyorum ||Texting

-Yirmi dört-

İyi okumalar!!

*******

Alya: Anlamadım?

Bilinmeyen numara: Boş ver 'göz deviren emoji'

Allah'ım ya sinir ediyor insanı. Bi' gizemli havalar, bir şey bildiğini sanmalar ki zaten bir şeyler biliyor ama beni sinir ediyor işte.

Alya: Tamam.

Bilinmeyen numara: Tamam

Alya: Peki .s

Bilinmeyen numara: Peki

"Neye gülüyorsun?"

Aybars'ın sorusuyla başımı telefondan kaldırıp ona baktım.

"Hiç farkında değilim, biriyle konuşuyorum da."

"Kim o, ben tanıyor muyum?"

"Hayır, tanımazsın."

Ben bile tanımıyorum...

Sipariş ettiklerimiz geldiğinde bir süre onlarla ilgilendik.

"Kış da geliyor. Bu seneki kışa merhaba partisini kim yapacak acaba?"

Evet, her sene yaşadığımız yerde yaza merhaba, kışa merhaba, bilmem neye merhaba partileri olurdu. Böyle şeyleri sevmezdim ama niyeyse heyecanlandırırdı.

"Bilmem, belki yine kendini sitenin sahibi sanan Jülide Hanım yapar." deyince ben, ikimizde güldük.

"Gerçi sen pek katılmazsın böyle şeylere. Malum derslerin daha önemli." diyerek imada bulundum.

"Bu sene değişiklikler olacağı için sanırım heyecanlıyım."

"Ne değişikliği?"

"O gün gelince görürsün."

Bu konuyu kapayıp diğer havadan sudan konulara geçtik. Aybars ailesiyle ilgili anılarını anlatırken onu gülerek dinliyordum. Sonra durdu ve heyecanla "Ablamın hamile olduğunu söylemiş miydim?" diye sordu.

Gözlerim kocaman açıp sevinç çığlığı attım. "Ne! Gerçekten mi?!"

"Evet, doğuma yakın gelecek buraya. Dayı oluyorum be!"

"Tebrik ederim. Tomris abla bana neden bir şey demedi ki?"

"Bize de geç dedi zaten. Dört buçuk aylık hamile şimdi. Öğrendiğinde ne yapacağını şaşırmış, anca gelmişiz aklına."

"Alem kadın Tomris abla."

"Aynen, çocuk ona çekmese bari. Mis gibi ben varken mecbur bana çekecek."

Dediğine güldüğümde bana ciddiyetle baktı.
"Gülme, ciddiyim. Ablama çekerse işimiz yaş."

Telefonum çaldığında izin isteyip masadan kalktım. Köşede durup telefonu açtım.

"Efendim baba?"

"Alya, neden beni uyandırmadın işe geç kaldım."

"Baba seni uyandırdım ben, kahvaltıya çağırdım. Hatırlamıyor musun?"

"Hayır, sekreterim aramasa ben hala uyuyordum."

"Gerçekten mi? E baba dün gece neredeydin ki bu kadar uykusuz kaldın?"

"Sonra anlatırım. Neyse ben işe dönüyorum. Sen ne zaman gelirsin eve?"

"Bir saate evde olurum. Akşama pizza söyleriz, ne dersin?"

"Olur, akşama görüşürüz."

"Görüşürüz babacım."

Telefonu kapatıp masaya döndüğümde Aybars aceleyle yerinden kalktı.
"Alya benim acil bir işim çıktı. Sen eve gidersin değil mi?"