-Kırk iki-

15.4K 914 81
                                    


*Birkaç gün sonra*

17,390 beğeni 1,489 yorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

17,390 beğeni 1,489 yorum


iam.alya Bu güzel oyun için herkese teşekkürler ❤

@basımdumanlı Harikaydın!

@iam.alya @basımdumanlı Biliyorum sjdndjjfn

@smkc @basımdumanlı Sizin aranızda ne var ya??

@emrecannn Herkesin merak ettiği soruyu sordun

+384 Süpersin Alya


+677 Artık @basımdumanlı nın kim olduğunu söyleyecek misin?


@iam.alya Hayır

*****

Birkaç hafta sonra...

"Geldik mi?" Nefes nefes sorduğumda sırıttı.

"Az sabret. Bunca zamandır benim kim olduğumu öğrenmek için bu kadar bekledin, bunda da beklemen lazım."

"O beklemem çok merak ettiğimdendi ve bir sonucu vardı. Bunda ise nereye gittiğimiz belli değil Tunç."

O önde, ben arkada bir tepeye çıkıyorduk ve çok yorulmuştum.
Güneşin batışıyla turuncu bir gökyüzü eşlik ediyordu bize. Bu biraz sinirimi bozuyordu ama turuncuyu sevmeye çalışıyordum. Tunç bana hep turuncu bir şeyler alıyordu. Onları görünce sinirleniyorduma ama Tunç'un hediyesi olduğu için seviyordum.

"Bu sefer de çok güzel bir sonuç alacağız."

"Bekle."

Durdu. Hafif koşarak yanına gittim. Elini tuttum. Ellerimize baktı.
"Bunu," dedi kenetlenmiş ellerimizi gökyüzüne doğru kaldırarak "Uzun zamandır hayal ediyordum."

"Ve gerçekleşti."

"Mutlu son."

"Sonsuz son."

Tepeye çıktığımızda kendimi yere attım. Kahkaha attı. Bu görüntü kafama kazındı.

"Bak," dedi güneşi göstererek. "Turuncu."

İç geçirdim.
"Bu muydu? Evde oturup da görebilirdik bunu."

Bir şey demedi.

Telefonumu çıkartıp "Hadi, fotoğrafını çekeceğim." dediğimde çoktan poz vermişti bile. Fotoğrafa baktık, güzel çıkmıştı.

Kimin sevgilisi.

Yanıma oturdu. Başımı omzuna koydum.

İç geçirdi. "Üzgünüm, daha önce karşına çıkmalıydım. Gerçi bu tam doğru olmaz. Daha önce kendimi sana göstermeliydim demeliydim."

"Üzgünüm, ben de seni fark etmeliydim."

Az sonra güneş battığında yıldızlar da tek tek ortaya çıkmaya başladı. Daha önce hiç bu kadar çok yıldızı bir arada görmemiştim.

Yere uzandı, ben de uzandım. Sağ elini gökyüzüne doğru kaldırdı.
"Bunun içindi. Bu kadar yıldızı şehirde göremezdik. Şehrin ışıkları gizliyor onları."

Bir saatlik yolu neden geldiğimizi şimdi anlamıştım.

"Küçük Prens'te 'Günün birinde herkes kendi yıldızını bulabilsin diye mi bu kadar parlaktır yıldızlar?' diye bir cümle geçiyordu." Bana döndü. "Bunlardan biri senin, biri de benim."

Yıldızlara baktım. O zamana kadar Tunç'a bakmış, yüzündeki gülümsemeyi izlemiştim. Gerçekten çok güzel gözüküyorlardı. Bunlardan birinin benim olma düşüncesi beni gülümsetti, bu süper olurdu.

Yıldızların ihtişamını izledik bir süre. Ay da bu güzel geceye eşlik ediyordu. Sonra hevesle ona döndüm.

"Ay'a dokunmak istiyorum"

"Ay'a mı?"

"Evet."

Düşünür gibi yaptı. "E ne yapsak ki, merdiven falan mı getirsek?"

"Dalga geçme, gerçekten istiyorum."

"E ben de ciddiyim zaten."

Şaşkınca ona baktım.
"Nasıl yani?"

"Hayal edeceğiz?"

O gün Ay'a çıktığımızı, Ay'da kahve keyfi -Tunç'un en sevdiği içecek- yaptığımızı hayal ettik. Bazen yıldızlara basıp gökyüzünde dolaştık, bazen bulutların üzerinde... Yorulunca Ay'da dinlendik. Sonra bir daha, bir daha tekrar ettik.

"Seni seviyorum." dedi bulutların üzerindeyken. "Yıldızlar kadar çok."

"Ben de seni seviyorum."

Üzgünüm, Seni Seviyorum ||TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin