-On iki-

19K 1.1K 68
                                    

Alya: Özür dilerim

Alya: Bana karşı olan hislerine karşılık veremem

Alya: Sana umut vermek istemiyorum

Alya: Yol yakınken bana mesaj atmayı bırak

Alya: Daha önce sana söylemediğim için özür dilerim

Alya: Ben başkasını seviyorum

Bilinmeyen numara: Ben zaten bana karşılık ver diye atmıyorum ki mesaj

Bilinmeyen numara: Sadece senin böyle olman beni üzüyor

Bilinmeyen numara: Senin mutlu olmanı istiyorum ben

Bilinmeyen numara: Şimdi söyle

Bilinmeyen numara: Kimi seviyorsun?

Bilinmeyen numara: Yanında hiç sevebileceğin birini görmedim ben

(Görüldü)

Bir şey söyleyemedim. Kim olduğunu söyleyemezdim. O bile bunu bilmezken başka birine söylemek çılgınlıktı. Olanları düşündüm. Beni seven birine başka birini sevdiğimi söylemem kötü olmuştu. Ama bunu bilmesini istedim çünkü kendini bana fazla kaptırmamalıydı. Bir yarım saat boyunca bilinmeyeni düşündüm. Kalbini feci derece kırdığımı hissediyordum.

Babam aşağıdan adımı seslenince kendime gelmiştim ve telefonu komidine koyup aşağıya indim. Oturma odasına geldiğimde Aybars'la babam karşılıklı oturuyordu.

"Alya, Aybars sana bir şey sormak için gelmiş. Israr ettim ama bana bir şey söylemedi."

Merakla Aybars'a baktığımda bana düz bir şekilde bakıyordu.

"Ne soracaktın?"

Aybars yerinden kalkıp karşıma dikildi.

"Yalnız olsak olur mu?"

Babam mesajı almış olacak ki "Tabi siz keyfinize bakın benim de dışarda işim vardı zaten. Size iyi akşamlar." deyip ceketini alıp çıktı.

Aybars'la baş başa olmanın verdiği heyecanla kuruyan boğazımı yutkunarak geçirdim.

Aybars etrafta dolanmaya başladı. Biblolara, çerçevelere baktı. Sonra küçükken birlikte çekindiğimiz fotoğrafı eline aldı.
Fotoğraf Aybars'ın annesi tarafından, bahçede birlikte oynadığımız bir zamanda çekilmişti muhtemelen. Ben daha altı yaşındaydım, Aybars ise sekiz.

Fotoğrafta Aybars kolunu omzuma koymuştu, aramızdaki boy farkı net bir şekilde görünüyordu. Kameraya otuz iki diş sırıtıyorduk.

"Ne kadar zaman geçmiş, büyümüşüz." dedi kısık sesle.

Onun yanına gidip ben de fotoğrafa baktım.

"Ama benden hala iki yaş büyüksün."
Güldüm.

Ama o istifini bozmadan devam etti konuşmaya.
"Ve sen de hala güzelsin."

Küçüklüğümüzden beri bana güzelim derdi. Onun güzeli olmak hayatımda sahip olduğum en değerli şeydi. Fotoğrafa bakmayı kesip ona döndüm.

"Ne soracaktın?"

Çerçeveyi yerine koyup bana baktı.

"Şey diyecektim ya, haftaya bir parti var ama birlikte gidebileceğim bir kız yok. Benimle birlikte gelir misin diye soracaktım. Ne dersin?"

Kalbim deli atmaya başladı. Boğazım daha beter bir şekilde kurudu ve heyecandan ellerim titremeye başladı. Ne diyeceğimi bilmezken bana dikkatle bakıyordu. Cevabımı merakla beklediği belliydi. Derin bir nefes aldım ve her şeyi akışına bıraktım.

"Neden olmasın."

Üzgünüm, Seni Seviyorum ||TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin