Korkuyordum. Gerçekten korkuyordum. Şu an Thomas bana pek samimi gelmiyordu. Ya beni toplantıda KATLETMEYİ planlamışlarsa? Titremeye başladım. O sırada Thomas kulağıma eğilip,
- Eğer söylemek istediğin bir şey olursa SAKIN konuşma, benim kulağıma fısılda. Yoksa senin için iyi olmaz. İstersen kağıda da yazabilirsin.
Diye fısıldadı.
Bende tamam anlamında başımı salladım. Thomas birden,
- Evet, herkes geldiğine göre toplantıya başlayabiliriz.
Dedi yüksek sesle.
Herkes masanın önündeki kağıtlara odaklandı. Minho hariç. O, öfkeli gözlerle tam benim gözlerimin içine bakıyordu. İçim acıdı. Burada bu küçük kızın duygularını düşünen kimse yoktu galiba! Hemen gözlerimi ondan kaçırdım. Ve tam onun yanındaki boş sandalyeye bakmaya başladım. Ama durun bir dakika! Newt daha gelmemişti! Toplantı başlayamazdı! Birden Thomas'ın bana söylediği her şeyi unutup ayağa kalktım. Ve bütün gözler üzerime kaydı. Allah'tan yaptığım hatayı çabuk farkettim. Hemen yerime tekrar oturdum. Gözler bir süre daha üzerimde kaldı ama sonra kağıtlara geri döndü. Thomas tekrar kulağıma eğilerek,
- Kızım, bu iş böyle giderse sonuç senin için hiç iyi olmaz.
Dedi.
Bende onun kulağına eğilerek,
- Biliyorum. Birden kendimi kaybettim.
Dedim.
O da,
- Tamam şimdi toplantıya başlayabilir miyim?
Dedi.
Ben de tam o sırada ayağa kalkma nedenimi hatırladım.
- Ama bir saniye Newt nerede?
Dedim. Ama sesim biraz yüksek çıkmıştı. Ben buna alışamayacağım!
Thomas telaşla,
- Şşşşt! Sessiz ol. Newt gelmiyecek. Sana anlattım ya!
Dedi.
Ahh! Yine o mesele! Keşke dinleseydim! Bir de madem Newt gelmiyecek, Minho'yu neden boş boş benim TAM karşıma oturtmuştu? Ah, bu çocuğun benimle KESİN bir sorunu var!
Thomas boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.
- Evet, herkes buraya toplanma sebebimizi biliyor. O yüzden pek bahsetmiyeceğim. Bildiğiniz üzere bu mesele daha çok Minho ve July arasında ama neredeyse bütün Kayran'ı ilgilendiriyor. İlk olarak taraflar savunmasını yapsın. Minho'dan başlayalım.
Ne? Thomas bana bundan bahsetmemişti! Bu çocuk casus mu ne? Hızlı düşünmeliydim. Çok hızlı! O sırada Minho konuşmaya başladı.
- İlk olarak, şundan bahsedeceğim.
Newt'e olanlardan sonra yabancılara karşı daha dikkatli olmamız gerektiğini anladık. Ve bu kız, adı her neyse, bir yabancı! Ve Newt'ten sonra BENİ hedef seçmişler! Beni komik duruma düşürmeler, rezil etmeler aynı Newt'in durumuna düştüm. Şimdi akıllıca davranmanızı ve bir yabancıya mı yoksa kaç yıldır tanıdığınız beni mi destekliyeceğinize karar vermenizi istiyorum!Dedi ve sertçe sandalyeye oturdu. Çok sinirliydi! Acaba o yabancı Newt'e ne yapmıştı? Çok MERAK ediyordum! Sıra bana gelmişti. Sakince ayağa kalktım. Bir kaç şey düşünmüştüm.
- Öncelikle merhaba. Biliyorum, ben bir yabancıyım. Ama bu kötü biri olduğum anlamına gelmez. Size ne oldu da yabancılara bu kadar mesafelisiniz bilmiyorum. Ama bunların hepsi bir yanlış anlaşılma. Minho'ya yaptığım her şey yanlışıkla olmuştu. Gerçek hayatta ne kadar sakar olduğumu bir bilseniz!
Birden sözümü Alby böldü.
- Nasıl yani! Hafızan yerinde mi?
- Evet. Size her şeyi anlatacağım.
Dedim ve Thomas'a anlattığım her şeyi anlattım. Herkesin ağzı bir karış açık kalmıştı. En son Minho hayranlığım bölümüne gelince duraksadım. Thomas fark etmiş olacak ki sırtıma dostça vurarak,
- Hadi, harika gidiyorsun. Bırak kendini.
Dedi ve gülümsedi.
Anlatmaya başladım.
- Zamanda geriye mi gittim bilmiyorum. Ama bizim orada şuan sizin filmleriniz var. Yani sizin ne yapacağınızı biliyorum. Şu an 3 filminiz, 5 kitabınız var. Bu kitaplardan ikisi sizin geçmişinizi anlatıyor. Mesela örnek veriyim. Yarın yada bir kaç gün sonra Kayran'a kutudan bir KIZ gelecek! Adı Teresa olacak ve Kayran'a gelen sonuncu kişi olacak! Ve bunu söylemekten utanıyorum ama Thomas ona AŞIK olacak!
Son yeri Thomas'a söylememiştim. Bana sinirle baktı. Ben de ona,
- Sen bana bırak kendini demiştin!
Dedim ve gülümsedim.
Kayranlıların yüzünde yavaş yavaş memnuniyet oluşmaya başlamıştı. Hatta MINHO'NUN bile! Mutlulukla devam ettim.
- Film gerçek hayatta çok popülerleşti. Herkesin favori bir karakteri vardı. Ama tabi ki sizin gerçekte olduğunuzu bilmiyorlardı. Thomas'ın fanları, Newt'in fanları, Minho'nun fanları, Tava'nın fanları ve daha sayamayacağım kadar çok kişinin fanları vardı! Ama ben bunlardan çok büyük bir tanesindeydim.
Dedim ve durdum.
Herkes gururlanmıştı. Alby,
- Nasıl yani, şimdi sen içimizden birinin hayranı mısın?
Diye sordu. Başımı salladım.
- Hatta o kişi şu an bu odada.
Dememle odadaki adrenalin tavan yaptı. Meraklı bir bekleyiş başladı. Ben ise söyleyip söylememenin arasında kalmıştım. Yardım istercesine Thomas'a baktım. O da bana göz kırptı. Derin bir nefes alarak,
- MINHO'NUN!
dedim.
Hiç kimse konuşmuyordu. Hiç kimse. Gözler benden kayıp Minho'nun üstünde durdu. Minho büyük bir şok yaşıyordu. Dudaklarından bir kaç kelime dökülebildi.
- Aamma nnaasıl?
Bende,
- Onun için sen bana bağırdığında bu kadar üzülmüştüm. Sana bu kadar yakın olup, böyle bir durumda olmak... Anla işte. Sence sakar olmak suç mu?
Dedim.
O da kendini toparladı. Ve,
- Ben gerçekten... Ah, her neyse hafızanın yerinde olup olmadığını nerden bileceğiz?
Bende cesaretle,
Ben bir gün hapis kalırım. Ama eğer yarın bahsettiğim kız gelmezse ve bahsettiğim şeyler olmazsa, bu arada Thomas'ın dürüst olmasını istiyorum, ceza verirsiniz. Ama eğer kız gelirse, serbest bırakırsınız ve aramızdaki sorun biter.
Dedim.
Thomas,
- Tamam. Oylamaya sunuyorum. July'nin önerisine katılanlar el kaldırsın.
Odada sırayla eller kalkmaya başladı. Thomas'da elini kaldırdı. En son Minho kalmıştı. Bir kaç saniye sonra onun da eli havadaydı. Herkesin eli havadaydı. Mutluydum. Toplantının bittiğini Thomas haber verdi.
- Tamam toplantı bitmiştir. Herkes işinin başına.
Dedi.
Nasıl? Güzel olmuş mu?♥♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Labirent Delileri ♡ |TAMAMLANDI|
Science FictionLabirent delileri toplanın! Bu kitap labirent'e düşmüş iki liseli kızı anlatıyor. Ve tabii yaşadıkları ilginç olayları. Umarım beğenirsiniz. Sevdiyseniz diğer kitaplarıma göz atmayı unutmayın!