PA-9

24.6K 1.2K 70
                                    

PANİK ATAK (9.BÖLÜM)
Şişman olan saçlarımı kavrayıp beni karanlık sokağın içine doğru sürüklemeye başladı. Asfaltta ki taşlar etlerime batıyorlardı, acıtıyordu... 
Beni tutan elleri kavradım ve tırnaklarımı geçirdim, nefes almaya çalışmaktan sesimi çıkaramıyordum...
Şişman adam o kocaman ayağıyla karnıma sert bir tekmeyi yapıştırdı. Tüm midem ağzıma gelmişti ve ayağının dibine kusmaya başlamıştım. Midem den çıkan kötü kokulu sıvıya aldırmayarak beni üzerinden sürüklemeye devam etti. Her yerime bulaşmıştı, iğrenç!
Bu sefer ayaklarına yapışıp onu durdurmaya çalıştım ve derin bir nefes alıp bağırdım:
"YARDIM EDİN!"
Sesimi bir kaç sarhoştan başka kimseye duyuramamıştım... Onların da dünya umurlarında değildi.
"Rahat dur."
dedi şişman olan ayağını benden kurtararak. Diğeri de omzumu tutup beni sürüklemesine yardım etti. Bedenimin titrediğini hissediyordum, nefeslerim de düzensizleşmişti... 
Çok ama çok uğursuz bir geceydi.
"Kimsiniz siz? "
diye sordum. 
Onlar sapık olabilir miydi? 
İyi de benim bu adamlarla ne alakam olabilirdi ki? 
Sapığım tutmuş olmalıydı onları. Beni öldürmesi için!
"Bana ne yapacaksınız?"
diye direttim. 
"Not kağıdın da yazanları okumadın mı? Senin kanatlarını kıracağız!"
dedi zayıf olan ciddiyetle. Şişman olan ise güldü:
"Sanırım bu kolların ve bacakların oluyor."
İkiside bir an da durdu. Neden durduklarını anlamak için kolumun üzerinde doğruldum.
ANIL.
İlk defa onu gördüğüme o kadar çok seviniyordum ki... Hızla nefes alıp Anıl'a doğru atıldım:
"Kurtar beni."
diye fısıldadım. Zayıf olan beni tuttu.
"İşine bak."
dedi beni tutan adam Anıl'a. Anıl sesinin çıkarmadan elini cebine sokarak yürümeye devam etti.
Ne yani?
Beni kurtarmayacak mıydı? Nasıl bu kadar acımasız olabilirdi ben onu kurtarmak için neler yapmıştım... 
"Anıl, yardım etsene ben sana etmiştim!"
diye bağırdım arkasından. Adamlar beni sürüklemeye devam ediyorlardı, bir yandan... 
"İkisinde de seni ben kurtardım baş belası sürtük. "
diye karşılık verdi bana bakmadan. Sesi buz gibiydi. O buydu işte o umursamaz duygusuz bir psikopattı.
"Lütfen Anıl..."
diye son bir kez daha yalvardım ama o arkasına bile bakmadan yürümeye devam etmişti... İçimde bir şeylerin paramparça olduğuna yemin edebilirdim.
***
O karanlık sokaktan çöp konteynerlerinin olduğu çıkmaz bir sokağa girdik. Beni köşeye attılar.
"Neden bunu yapıyorsunuz?"
diye sordum kanayan burnumdan akan kanı, kan ve kusmukla karışan tşörtüme silerken.
"Para aldık."
dedi şişman olan adam gülerek.
Onları sapığın tuttuğu anlaşılmıştı. Ama bu gece burada olacağımı nereden biliyorlardı ? 
Yoksa her şeyi Anıl mı yapıyordu? Beni çağıran oydu ve yardım da etmemişti. Ama neden kendisi dövmüyordu bir başkasını tutuyordu ki? 
Hiçbir cevap yoktu elimde... 
Derken yüzümde birinin sert yumruğunu hissettim. Ağzıma yayılan metal tadı, dilimi ısırdığımı anlamamı sağladı. Bir yumruk daha bu sefer gözümün üstüne.
Her şey kararmıştı...
Ve tuhaf olan öyle büyük bir acı hissetmiyordum. Anıl'ın arkasını dönüp yürümesi canımı daha çok yakmıştı...
Her ne kadar aramız kötü de olsa, böyle bir durumda beni nasıl böyle heriflerin kollarına bırakabiliyordu?
Karnıma bir tekme daha yedim. Tekrar kusmaya başlamıştım, kan ve safra olmuştu her yerim. Bir tanesi omzumu tutup beni ayağa kaldırdı ve ardından duvara doğru ittirdi. Başımı çarptığım sert duvar panik atağımın çıldırmasına neden olmuştu. Bana vurmaya devam ediyordu adamlar... Böbreklerime, kasıklarıma ve bacaklarıma...
Hissediyordum ama çok fazla acıtmıyordu sanki. 
Gerçek değildi bu yaşananlar. Kopmuştum gerçeklikten bu sadece kapkaranlık bir hayaldi. Barış'ın sesi , karanlık hayalime bir güneş gibi doğdu.
"Almira! Neredesin almira?"
Kafamı kaldırdığım da onu girdiğimiz çıkmaz sokağın başında gördüm. Duvara tutunmuş tek ayağı üzerinde bana bakıyordu. Şok olmuştu.
"Hayır, bırakın onu şerefsizler!"
diye bağırdı ve yanıma koştu tek ayağıyla topallayarak. Neyse ki o vardı.
Adamların ona saldırdığını gördüm bu sefer. Zaten haşat olmuş vücudu, daha da kötüleşiyordu. Yediği tekmeyle öksürdüğünü ve tekrar kan kustuğunu gördüm. 
"Bırakın onu..."
Bağırmak istemiştim ama dudaklarımdan sadece belli belirsiz bir fısıltı çıkmıştı. Zayıf olan adam yanıma geldi ve ellerini kirli sakallarında gezdirdi.
"Sanırım daha önce hiç tecavüze uğramadın?"
Geriye doğru atıldım, korkudan dişlerime kadar titriyordum.
"Bakalım nasıl hissedeceksin?"
dedi elini kemerine götürürken. Barışın çığlığını duydum:
"Ona dokunursanız hepinizin ağzına sıçarım, bırak onu. Bırak şerefsiz!"
Şişman adam Barışın kafasına demir bir sopa gibi bir şeyle vurunca Barış olduğu yere bayılıp kalmıştı. Kurtuluş yoktu artık...
Üzerime doğru geldi, ayağımla ona tekme atarak uzaklaştırdım kendimden. Ama işe yaramamıştı, saçlarımı tutup kafamı duvara vurdu:
"Rahat dur da canın yanmasın."
dedi sertçe. Duvara çarptığı başım zonkluyordu, ve yanağımda kocaman bir yarık açılmıştı. 
O esnada birinin , o adamı tutup üzerimden aldığını farkettim.
Anıl...
"Sizi bok çuvalları!"
diye tısladı Anıl adamın kafasını tutup dizine vurarak. Diğeri Barış'a vurduğu sopayla Anıl'a da saldırdı ama Anıl onan kolaylıkla sıyrılıp her ikisini de saniyeler içinde yere sermişti. Şişman olanın koşarak kaçtığını gördüm. Anıl diğerini tutuyordu:
"Kim tuttu lan sizi?"
Adam susuyordu. Anıl onun boğazına yapıştı ve sıkarak:
"Söyle de seni öldürmeyeyim!"
dedi sertçe.
Adam yine sesini çıkarmamıştı. Boş boşuna Anıl'ın elinden kurtulmak için çırpınıyordu. Bir süre sonra adamın vücudu hareketsizce yere yığıldı.
Biri ölmüştü. Gözlerimin önünde... 
Anıl onu bıraktı ve yavaş adımlarla ayağa kalktı. 
Ne hissedeceğimi bilmiyordum...
Korku? 
Her dakika onu hissediyordum...
"Sürekli başımı senin yüzüne belaya sokuyorum. "
diye tısladı Anıl yanıma gelerek.
Sonra tek bir hareketle beni kucağına, başımı onun göğsüne yaslamama izin verdi. Ardından beni o cehennemden uzaklaştırdı.

9.bölüm son
YAZAN: RUKİYE AKKÖK


PANİK ATAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin