PA-26

22K 1.1K 187
                                    


PANİK ATAK (26.BÖLÜM)

 Ozan saçlarımdan sürükleyerek beni arabadan indirdi. Ve taş dolu kuru toprağın üzerinde sürüklemeye başladı.

"Dur."

diye bağırdım, sivri bir taş bacağıma saplanınca. Durdu. Taşı çıkarıp, sızlayan kaba etimi sıktım. Canım çok yanıyordu... 

"Yapma. Bu benim suçum değildi."

diye sızlandım. Ozan yani Arda sesli bir kahkaha patlattı:

"Benim mi suçumdu?"

"Ona o iğrenç şeyleri ben söylemedim."

diye diklendim.

Her şey onun suçuydu!

Arda karnımın üzerine bacağıyla bastırarak, boğazıma sarıldı. Ve sıkmaya başladı. 

"Beni suçlayamazsın! Kimse beni suçlayamaz. Eğer ona doğruları söyleseydin, ben kötü şeyler söylemek zorunda kalmazdım. O kız senin yüzünden öldü!"

 Tırnaklarımı boğazımı sıkan ellerine geçirmeye çalıştım. Küfür ederek yumruğunu yüzüme indirdi. Artık canımın yanıp yanmadığını hissedemiyordum. Zaten vücudumun her yeri sürekli sızlıyordu...

"O intihar etti! Bu bizim suçumuz değil!"

"Ama o böyle demiyor!"

diye bağırdı. 

"Kim?"

Ozan yani Arda bir anda olduğu yere çöktü ve dizlerini karnına bastırıp hıçkırarak ağlamaya başladı.

"Nazlı..."

diye mırıldandı hıçkırıklarının arasında.

"Nazlı öldü."

diye fısıldadım. Arda daha da yüksek sesle ağlamaya başladı.

"Sizin için. Ama benim için değil! O her yerde. Bakışları, sözleri, gözyaşları her yerde. Sizin için öldü ama beni rahat bırakmıyor. Her gece kabus görüyorum. Her gece bana intikamımı al diye yalvarıyor. Kendini asıyor gözlerimin önünde. Ruhu huzurlu değil... Seni öldürmek zorundayım. Ancak sen kendini asarsan, Nazlının ruhu huzur bulacak. "

 O bir deli. Bende ağlıyordum. Şizofren, deli, manyak, sadist, katil ve sapık... 

Ozan buydu işte...

Ve beni öldürecek... 

"Sen delisin. Kaç kişiyi öldürdün. Salih,  Barış, Hande ve Caner... Onların ruhlarına ne olacak?! Ya bana? Ben yakana yapışmaz mıyım sanıyorsun?!"

diye bağırdım son gücümle. Arda ağlamasını kesti ve gülmeye başladı.

"O yüzden seni öldürdükten sonra kendimi öldüreceğim ya... Ozanı öldürürken bende öleceğim! Bunu bilmiyor muyum sanıyorsun?"

 Kaşlarımı çatıp onu anlamaya çalıştım.

"Aynı kişi olduğunuzu biliyor musun?"

Güldü:

"Aynı kişi değiliz! Aynı bedendeyiz. Sen anlamazsın aptal!"

Sanki benim yerimde bir başkası olsa anlardı...

 Bakışları değişti, bana nefretle bakan gözleri yerini acıma dolu bakışlara bıraktı. Ve ses tonu yumuşadı.

"Seni ona bıraktığım için özür dilerim Almira."

PANİK ATAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin