PA-19

22.4K 1.1K 159
                                    


PANİK ATAK (19.BÖLÜM)

~ 1 AY SONRA ~

 Herşeyin üzerinden 1 ay geçmişti. Barışın ölümü hemen hemen unutulmuştu, herkes tarafından... Benim tarafımdan değil. Barışın ölümüne sandığımdan daha fazla üzülmüştüm. Her şey bir yalan da olsa, benim onu bir zamanlar sevdiğim yalan değildi. 

Barışın ölümü bir çok şeyi değiştirmişti. Şeyda okuldan kaydını aldırmıştı. Ozan ise bunu bana yaklaşmak için kullanmıştı ama yüz bulamayınca yine Handeyle devam etmişti. Onun bu hareketleri sinirimi bozuyordu. Handenin her şeyi öğrenmesi gerek. Ve ben nasıl yapacağımı bilmiyorum. 

Ve peşimde ki seri katile gelince...

 Sapık ortalıklarda yoktu, ama bu içim rahat demek değildi... Her an bir yerden yine birini öldürüp gelecekti. Ama o katil olamayacaktı. Katil ben olacaktım çünkü ölen yine benim yüzümden ölmüş olacaktı. Ondan korkuyordum ve kaçamıyordum...

 Polislere herşeyi anlatmıştım ve karşılığında bana bir akıl testi yapmışlardı. Umudumu tamamen kaybettim... Artık hiçbir şeyin önemi yok. O sapıktan kurtulmam imkansız. Ve ben daha fazla kişinin ölmesine izin veremem.

 Hiç kimseden yardım isteyemiyorum. Annem, teyzem ya da başkası.

 Handeyle, Seville ve Ozanla arama mesafe koymuştum. Oldukça büyük bir mesafe. Bazen onları görünce selam bile vermiyordum. 

 Anıla gelince... Anılıma.

 Onu sevdiğimden eminim. Ve onu korumak istiyorum, ondan gördüğüm her yerde kaçıyorum ve konuşmuyorum. Sapığın onu elimden almasına izin veremem...

 Bu yüzden yalnız olmalıydım ve artık öyleyim.

 Yalnız.

***

 Mayomu ve havlularımı bir sırt çantasına tıkıştırıp, havuza doğru adımlamaya başladım. Biraz soğuk suya ihtiyacım vardı... Yurttan çıkar çıkmaz Ozanla karşılaştık.

"Almira bu saatte nereye?"

diye sordu, sımsıcak bir gülümseme eşliğinde.

"Yüzmeye."

dedim kısaca.

"Havuzun anahtarı sende mi? Nasıl aldın yüzme hocasından, onu bilirsin ya uyuzun tekidir."

diye sordu sırıtarak. İç geçirdim, muhabbet etmek istemiyordum onunla.

"Sonra görüşürüz."

diye mırıldanıp yürümeye devam ettim.

 Ozan koşup önüme geçti:

"Almira dur."

"Ne?"

 Ozan derin bir nefes aldı ve boynunu ovaladı.

"Benden, sana aşık olduğum itirafını yaptığım için mi kaçıyorsun?"

 Tabi bu da vardı.

"Kimseden kaçtığım yok. Lütfen sonra konuşalım."

 Ozan hızlı davranıp belimi kavradı ve yüzünü boynuma bastırdı. Hoş kokuyordu. Ve sıcaktı.

 "Barışın ölümü seni sarstı biliyorum. Yanında olmak istiyorum. Sevgilin olmama izin vermediğini biliyorum ama en azından benimle konuşamaz mısın?"

 Güçlü davranıp onu ittirdim:

"Bunu yapmaktan vazgeç Ozan! Handeyi resmen aptal yerine koyuyorsun. Buraya gelip bana sırnaşıyorsun ama onunla çıkmaya devam ediyorsun. Ne çeşit bir piçsin?"

PANİK ATAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin