PA-22

19.6K 1.1K 95
                                    

PANİK ATAK (22.BÖLÜM)

Duşu açtım ve altına geçtim. Soğuk su zerreciklerinin temasıyla, bütün gerginliğimin, korkularımın, endişelerimin üzerimden akıp gitmesini umdum... Öyle olmadı.

Düşünmekten kendimi vazgeçiremiyordum, kim olabilirdi? 

Benden ne istiyor olabilirdi sırada ki hamlesi neydi?

Yavaş adımlarla duştan çıkıp giyindim ve yatağıma oturdum. Bir şekilde buradan kaçmalıydım. Anıla beni götürmesini söyleyecektim, ona zarar veremezdi... Anıla gücü yetmezdi değil mi? 

Bunu yapmak zorundaydım. Kendi ölümüme neden olana kadar durmayacaktı bu sapık! Burada daha fazla kalamazdım...

Bir kaç parça eşyamı alıp sırt çantama teptim ve ıslak saçlarımı kafamın üzerinde topuz yapıp sessizce yurttan çıktım. 

"Pişt o çantayla nereye?"

diye soran Sevilin yüksek sesiyle yerimden sıçradım.

"Sessiz ol..."

diye fısıldadım. Kollarını göğsünde kavuşturup , etrafını tamamen siyaha boyadığı gözleriyle beni süzdü.

"Yoksa Anıl seni kaçırıyor mu ? Kocayamı kaçıyorsun Almira?"

deyip sesli bir kahkaha attı.

"Öyle gibi bir şeyler."

dedim gülümseyerek. Sırıttı ve eliyle ağzının üzerine görünmez bir fermuar çekti. 

"Kimseye söylemem."

dedi gülümseyerek. Hızlı adımlarla yanına gidip onu kucakladım.

"Kötü günlerimde yanımda olduğun için teşekkür ederim Sevil. Bana gerçekten iyi bir dost oldun."

Sevil de bana sarıldı:

"Tek arkadaşımsın, seni sevdiğimi tahmin edebilirsin herhalde."

dedi. Ona gülümseyip yoluma devam ettim. 

Bahçeye çıkar çıkmaz Anıl ve arkadaşlarını gördüm, 10. sınıflardan bir çocukla uğraşıyorlardı. Anıl beni görünce çocuğun tuttuğu yakasını Serhat'ın eline tutuşturup yanıma geldi. Tam bir serseri... 

Teyzem böyle biriyle çıktığımı görse beni vururdu. Silahıyla.

"Nereye böyle?"

Sırıttım:

"Beni kaçır Anıl."

Anıl sesli bir kahkaha attı:

"Ciddi misin sen?"

Evet anlamında kafamı salladım. Anıl derin bir nefes alıp dişlerini sıktı:

"Nereye kaçacağız? Annemle babam beni buraya tıktılar, eve seninle dönemem. Götürebileceğim bir kaç yer var ama... Güvenli olmaz senin için. "

Çantamdan teyzemin evinin anahtarlarını çıkarıp salladım.

"Teyzem şehir dışında. Evin anahtarları bende, orada kalırız?"

Anıl omuzlarını silkti:

"Olur. Hadi gidelim."

dedi kamyonetine doğru yürürken. 

Peşinden yürüdüm.

***

Anıl arabayı duvarın arasından çıkartırken mırıldandı:

"Teyzenin evde olmadığından emin misin? "

"Evet. Sapık onun Erzurum'a tayin istemesini sağladı anlattım ya..."

Anıl çenesini kaşıdı:

"Annen?"

"Annem Afrika'da."

dedim sırıtarak.

"Afrika'da ne işi var be?"

"Sağlık hizmetinde. Gelişmemiş yerlere sağlık hizmetleri götürüyor."

Anıl gülümsedi:

"Annene benziyor olmalısın. Kadına bak melek gibi."

Gülümsedim. Canım annem, melek gibiydi gerçekten...

"Baban nerede?"

Yutkundum bu uzun meseleydi işte...

"Annem bana hamileyken onu terketmiş."

dedim kısaca. Anıl dişlerini sıkıp sövdü:

"Vay piç!"

Koluna vurdum:

"Anıl!"

"Ne? Haksız mıyım? Birini gerçekten sevdiğin zaman, ölümüne seveceksin kızım. Adamlık böyle olur."

Sırıtmaktan kendimi alamadım. Demek beni ölümüne seviyordu...

"Bu arada işi çözdüm ben."

dedi Anıl söylediği itirafı farkedip, konuyu değiştirerek.

"Ne işi?"

diye sordum merakla. 

"Bu olaylar. Sapık herkesi asarak öldürüyor farkettin mi? Salihi astı, Caneri astı, Handeyi astı, Barışın boğazını kesti... Hepsi Nazlının ölümüne benziyor. Bu kimse, Nazlıya olanlar için senden intikam almaya çalışıyor. Harbiden sen bu kıza ne yaptın?"

Koltuğun köşesine sinip gözlerimi karanlık otobana diktim. Ve olanları hatırlamaya çalıştım.

"Bir çocuktan hoşlanıyordu Arda. Ona Ardaya açılmasını söyledim O da yaptı. Sonra çocuk onu reddetti, sert bir dille. Ve bu olanlar için beni suçladı. Bana intikamımı alacağım dedi."

Anıl kafasını çevirdi, ve dudaklarını dişledi:

"Saçmalık bu."

"Kesinlikle."

*** 

Anıl duşa girince bende yatak odama geçip özlediğim odama ve eski eşyalarıma bakındım. Sıradan hayatım... Tek derdimin izlediğim dizilerin yeni bölümlerinin gelmesini beklemek olan günler... Ne kadar da özlemiştim. O sırada telefonum titredi. Hızla gelen mesajı açtım numaraya bakmadan.

"Yazık oldu Anıla. dersini aldığını sanmıştım."

Mesajı bir kaç kere daha okudum bu da ne demekti?

Telefonu hızla fırlatıp, duşa koştum. Su sesi geliyordu içeriden.

"Anıl?"

diye sordum yüksek sesle.

Ses gelmedi. 

"Anıl içeride misin?"

diye tekrar sordum. Ama yine ses yok. Yaptığımın ne kadar ahlak dışı olmasına aldırmayarak duşun kapısını açıp içeri girdim.

Sadece akan su vardı. Anıl yoktu.

22.bölüm son
YAZAN: RUKİYE AKKÖK

PANİK ATAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin