PA-24

22.2K 1.1K 239
                                    


PANİK ATAK 24.BÖLÜM

 Anıl dirseklerinin üzerine doğrulup Selçuğu görünce söverek tekrar uzandı. Selçuk ona aldırmadan bana bakmaya devam ederek, sırıttı.

 "Arzu mu yoksa Almira mı?"

diye sordu. İsmimin ona Arzu olduğunu söylemiştim değil mi?

 Vay be ne hafıza ama. Unutmamış.

"Almira."

diye mırıldandım. Güldü:

"Anladım. Seda teyzen değil mi?"

"Evet. Arkadaşı mısın?

Selçuk tekrar kahkaha attı, yanında ki polis kaşlarını çatmış ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Kesinlikle. Teşkilatın yarısını canından bezdirmiş, uyuşturucu batağına düşmüş ve yasa dışı dövüşler düzenleyen bir çocukla beraber olduğunu duyunca teyzenin seni öldüreceğini bilecek kadar yakınım hemde onunla."

Anıl gürledi:

"Tehdit mi ediyorsun lan sen!"

 Hızlı adımlarla Selçuğun yanına gidip koluna yapıştım ve onu dışarı çıkardım.

 Nihayet dışarı çıktığımız da bana soru soran gözlerini gördüm. Derin bir nefes alıp, yutkundum.

"Seninle böyle tanışmış olmak yeterince kötü zaten. Şimdilik teyzeme Anıl'dan bahsetmesen? Gerçekten kızar ve en azından şimdilik bilmesin? Biz şehir dışına çıkana kadar, olmaz mı?"

diye sordum bütün şirinliğimi ve masum ses tonumu kullanarak.

 Selçuğu etkilemiş olmalıydım ki biraz düşündü.

"Olmaz. Böyle biriyle birlikte olduğunu teyzene söylemezsem beni öldürür. Bunu bilmek zorunda..."

"Zaten söyleyeceğim sadece yüz yüze olsun istiyorum, şehirden ayrılana kadar... "

Selçuk huzursuzca boynunu ovaladı.

 O esnada tanıdık bir ses duydum.

"Almira! Sonunda buldum seni..."

Ozan...

Gözlerimi devirdim ve gülümsemeye çalıştım:

"Neden beni bulmak istedin ki Ozan?"

 Cevap vermeden kolumu tutup beni kendine çekti ve sarıldı.

"Seni kaybettim sandım. Lanet olsun, gittiğini sandım... Seni bulamayacağımı sandım ben, çok korktum."

dedi kesik kesik. Yine limon ve çilek gibi kokuyordu. Parfümü çok hoş...

 Onu ittirdim. Selçuk yine gamzelerini ortaya çıkararak gülümsedi:

"Bu mu yoksa içerideki mi karar ver?"

 Suratına yumruk atmamak için kendimi zor tuttum. Çünkü bir daha hiç kimseye yumruk atmak istemiyordum, hala elim acıyordu...

 Cevap vermedim. 

"Okuldan nasıl kaçarsın bu çok tehlikeli o sapığın sana zarar vereceğini sandım. "

Endişelenmesi çok hoştu. 

Hayır hayır ondan hoşlanamazdım. Anıl vardı, ölmüş olsa bile Hande vardı... Zaten hoşlandığım da yoktu eminim. Sadece güzel kokuyordu ve beni düşünmesi tatlıydı.

"Sen beni nasıl buldun Ozan?"

Saçlarını dağıttı.

"Uzun hikaye."

PANİK ATAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin