PA-10

24.9K 1.2K 47
                                    


PANİK ATAK (10.BÖLÜM)
Anıl eğilip yerden düşürdüğüm anahtarları aldı ve arabayı açıp beni arka koltuğa yatırdı. Kendisi de sürücü koltuğuna geçip oturdu.
"Barış?"
diye sordum nefes nefese. Anıl histerik bir kahkaha attı:
"Asla o piçe yardım etmem!"
dedi.
"Lütfen?"
diye ısrar ettim. Kahkahasını yarıda kesip, süper ciddi Anıl oldu:
"İstersen şansını zorlama!"
diye gürledi.
Kurumuş çamur, kusmuk ve kan bulaşmış saçlarımı gözlerimin önünden çekip gözlerimi ona diktim:
"Zorundayım! O da bana yardım etti hemde topallayan ayağı ve senin kırdığın o tek koluyla! Hem senin aksine ben, bana yardım eden insanları geride bırakamam. Öylece yürüyü gidemem!"
Daha dokunaklı sözler söylemeye devam ediyordum ki, Anıl hızla arkasını dönüp yaralı yüzümü avuçladı. Ve çenemi sıktı:
"O sikik çenenden çıkanlara dikkat et kızım! Seni kim kurtardı lan o bok çuvallarından? Piç Barış mı? Ben kurtardım seni pis sürtük, burda bana edebiyat yapma!"
diye bağırdı.
"Aah!"
dedim, yanağımda açılan yarayı sıkıyordu! Bağırınca beni bıraktı. Pes etmeye niyetim yoktu...
"Sana 100 lira veririm?"
dedim hızlı hızlı. Anıl kahkaha patlattı:
"Ordan bakınca neye benziyorum? Dilenciye mi?"
"200 lira?"
diye sordum çaresizce.
"2000 lira."
dedi Anıl.
"Yuh."
dedim, Anıl'ın sırıtışı tüm yüzüne yayılmıştı. Benimle oyun oynamaktan zevk alıyordu...
"Tamam."
dedim artık parayı, Barıştan alacaktım uyanınca. Ya da Hande'den borç isterdim...
Anıl sokağa gitti ve Barışı yolda sürükleyerek arabaya getirdi. Cani.
Ondan ciddi anlamda nefret etmeye başlamıştım...
Ama birazda ona minnettardım. O şerefsizler bana tecavüz edeceklerdi, düşündükçe midem bulanıyordu... Anıl sayesinde güvendeydim. Kabaydı, sürekli küfür ediyordu ve hatta bana zarar veriyordu ama beni kurtarmıştı. Benim için geri dönmüştü... Hem de 3 kez.
Telefonumu çıkardım, çatlayan ekranına rağmen çalışıyordu. Hemen Hande'yi arayıp özet geçtim ve bizi oto parkta beklemelerini söyledim.
Okulun oraya geldiğimiz de Anıl arabayı okulun arka tarafına sürdü. Taşlarda zıplayarak gidiyorduk, derken yıkılmış bir duvarın içinden girip kaldırımlara çıktık ve ordan da otoparka girdik.
"Ozan seni öldürecek..."
Bu Barışın sesiydi. Sesini duyduğum da yaşadığım rahatlama hissi anlatılamazdı. Neyse ki yaşıyordu...
"Kapıdan girip hepimiz gece kaçmaktan dolayı okuldan mı atılsaydık gerzek?"
dedi Anıl sertçe.
"Rüşvet verebilirdin, nasıl çıktığımı sanıyorsun?"
dedi Barış gülerek. Anıl sesini çıkarmadı. O sırada gelmiştik zaten... Anıl arabayı durdurur durdurmaz, bizimkiler başımıza üşüştüler.
"Ne oldu size böyle, berbat haldesiniz!"
dedi Hande şaşkınlığını gizleyemeyerek. Şeyda:
"Fight clup filminden fırlamış gibisiniz."
dedi gülerek, Hande ona vurdu:
"Gülecek sıramı hadi onları odalarına taşıyalım. Ozan ve Şeyda siz Barış'ı götürün, Anıl bizde Almirayı halledelim hadi?"
dedi. Anıl ellerini cebine soku arkasını döndü:
"Benden buraya kadar! Gerisi beni bağlamaz."
dedi. Hande:
"Acımasız olma! Onu tek başıma taşıyamam."
diye bağırdı.
"Anıl sana borçlanırım."
dedim. Anıl kötü sırıtmasını yüzüne yerleştirerek bana döndü:
"2 katını isterim."
Kaşlarımı çattım, Anıl gözlerini devirerek iç geçirdi.
"Neyse bu benden olsun, zaten bana borçlusun!"
dedi ve tek hareketiyle beni kucağına aldı. Başımı boynuna bastırıp güvende olmanın verdiği huzura eriştim.

***
Yurt binasından içeri girdiğimiz de, Anıl ve Hande duraksadı. Neler olduğunu görmek için başımı kaldırdım, bir kız vardı karşımızda...
Sarı saçlı ve baştan aşağı siyah giyinmiş bir kız var, bir yerden tanıdık geliyordu?
Bu depo'da ki kızdı. Dövüşte, Anıl hakkında konuşan çakma Taylor Momsen! Bizim okuldamıymış? Daha önce gözüme çarpmamıştı...
"Yurda erkeklerin girmesi yasak."
dedi gülerek. Hande:
"Kes sesini Sevil şırfıntısı seninle uğraşacak vaktimiz yok!"
diye bağırdı en sert sesiyle. Kimdi bu kız?
"Çekil yolumdan."
dedi Anıl. Kız devam etti:
"Bu o ring'te koruduğun kız değil mi? Sonradan pek koruyamamışsın ama... Yazık olmuş yüzüne, güzel kızdı."
Anıl omzumu tuttuğu elini çekince düşmemek için boynuna sarılmak zorunda kaldım. Anıl boşta kalan eliyle Sevil denen kızı ittirdi, kız yere düşmüştü:
"Seni bir ara sikerim tamam mı şimdi kes şu göt sesini!"
dedi, Sevilin yanından geçerek. Kız yerden kalkarken seslendi:
"Bekliyor olacağım."
İğrenç. Anıl çok iğrençti.
"Ne o kusacak mısın?"
diye sordu Anıl yüzüme bakarak. "Evet Anıl aynen öyle bende kusma hissi uyandırıyorsun! " diye haykırmak istesem de kendime hakim oldum ve sadece:
"Neden bu kadar argo kullanıyorsun?"
diye sordum sertçe. Hande kahkaha attı, kaşlarımı çatıp ona sessiz olmasını işaret ettim.
"Benim kendimi ifade şeklim bu, sürtük!"
dedi Anıl.
O sırada bizim kata çıkmıştık.
"Sen onu yatağına yatır ve kıyafetlerini çıkar, ilk yardım malzemelerini alıp geliyorum."
dedi Hande ve odasına geçti. Anıl beni odama girdirdi, odamın taze meyve kokan havasını özlediğimi hissettim. Anıl beni yumuşak yatağımın üzerine yatırdı ve elleri tşörtüme gitti.
"Gerek yok, Hande halleder."
dedim hızla elimi tşörtümün üstüne koyarken. Anıl kaşlarını çattı:
"Korkma aptal, senin gibi biri beni asla tahrik edemez. Asla."
dedi. "Emin ol buna çok sevindim." demek içimden ne kadar gelse de sustum. Onu kızdırmak istemiyordum...
"Neden bana yardım ettin?"
Sonunda sorabilmiştim... O duygusuz ve acımasızdı. Neden bana yardım etmek için geri dönmüştü ki? Anıl bir süre sustu ve sonra ceva verdi:
"Bilmem."
Bu muydu yani?
"Peki neden önce yürüyüp gittin ama sonradan geri geldin?"
diye üsteledim, merak ediyordum bana yardım etme nedenini herşeyden çok merak ediyordum.
"Galiba etmemeliydim!"
dedi sertçe dişlerini sıkarak.
"Neden bu kadar sertsin?"
Anıl ellerini saçlarına atıp karıştırdı:
"Kızım sen kafanı bir yere mi vurdun? Ne soruyosun böyle?!"
"Söylesene neden kötüsün?"
Anıl yatağın kenarına oturup yakamı tutarak beni kendine çekti:
"Çünkü eğer kötü biri olmazsan kimse seni sikine takmaz. Çünkü iyi biri olursan bu dünyada, bu boktan insanlar seni kullanırlar. Seni kendi çıkarları uğruna harcarlar, kimsenin gram umrunda olmazsın tamam mı? Ve her ne kadar iyi olursan ol tek yanlışınla hepsi hiçe sayılır, iyi insan olmak aptalcadır. Kötüler hep kazanır, onlar hep üstündür. Bunu o göt kafana sok, iyi olmaktan vazgeç! İyi düşünmekten de... Neden o sapık sana böyle kolay zarar verebiliyor düşündün mü? Çünkü sen iyisin! Artık bu gerizekalılıktan kurtulsan iyi olur! "
diye gürledi. Nefesi bira, sigara ve biraz da kan kokuyordu.
"Ama bana yardım ettin? Bana karşı iyi biri oldun neden?"
diye sordum mırıldanarak. Anıl yakamı bıraktı ve ayağa kalktı.
"Dedim ya bilmiyorum!"
Bu bir psikopatın aşkını ilan edişine benziyordu. Hayır!
O ihtimali düşünmek bile istemiyordum. Ama nedense düşünmek içime hoş bir sıcaklığın yayılmasına neden olmuştu...
Hayır istemiyordum. Anıl koyu yeşil gözlerini gözlerime dikerek konuşmasına devam etti:
"Sanırım sana acıyorum Almira."
Aşık olma fikrinden daha iyi geliyordu kulağa, kesinlikle!
"Öyle mi?"
diye sordum.
"Şu hastalığın. Ufacık bir şey de titremeye başlaman, gözlerinin kayması, bayılman falan. Acınası işte. Ve insan sana eziyet ederken hiç zevk alamıyor, karşı koyamıyorsun bile. Çok zavallısın."
Burnunu kırıştırdı. Tiksinti ve acıma dolu bir bakışla beni süzdü:
"Tabi bu bana bulaşırsan karşılığını almayacağın anlamına gelmez sürtük! "
Elini saçlarıma götürüp koparırcasına çekti.
"Anladın mı?"
Tamam anlamında başımı salladım. O bir ruh hastası!
O sırada odamın penceresinin kırılmasıyla Anıl istem dışı üzerime eğildi. Ellerimle yüzümü kapatarak içimden gelen ağlama isteğini bastırdım. Yine ne oluyordu?
Anıl hızla pencereye koşarken, yerde ki camımı kıran taş dikkatimi çekti. Üzerinde bir kağıt sarılmıştı, taşı alıp kağıdı açtım.

[ Herşey daha yeni başlıyor, ölmek için bana yalvaracaksın. Senin herşeyini elinden alacağım! ]

Kağıdı yere atıp, sızlayan bacaklarımı zorlayarak yatağıma tekrar çıkıp yorganı kafama çektim. Bitsin istiyordum artık bu kabus. Anıl hızla yorganı kafamdan çekti ve sonunda aradığım cevabı fısıldadı:
"Kim olduğunu gördüm!"

10.bölüm son
YAZAN:RUKİYE AKKÖK

PANİK ATAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin