1 (Fedakârlıktan Maraz Doğar)

31.6K 987 474
                                    

Flashback - 6 Ay Önce

"O elini indir Şevket. Sıçarım ağzına!" Erkan kendisini itikleyen Şevket'e küfür eder gibi tükürdü. Karanlık sokakta iki adım geriledikten sonra sokak lambasının aydınlattığı Ali'ye baktı. Az önceki kavgada birkaç yumruğa denk geldiğini görmüştü. İyi olduğundan emin olduktan sonra önündeki şerefsize döndü.

"Elif'in yanında görmeyeceğim bir daha seni!" Üstüne doğru gidip, yakalarına yapıştığında tekrar bağırdı. "Duydun mu lan?!"

"Ben Elif'i seviyorum!" diye bağırdı Şevket bu sefer. Birbirlerinin sesini bastırmaya çalışıyorlardı. Erkan Şevket'i tanıyordu. Her ne kadar belalı bir tip olsa bile, sokak jargonunu bilen, kurallara göre hareket eden bir adamdı.Delikanlılığın raconundan anlardı. Dövmeyle sövmeyle koparamazdı onu Elif'ten. O ân aklına gelen ilk şeyi sıktı ortaya.

"Elif başkasını seviyor ama! Onu ne yapacağız lan?" diye yalancı bir oyunculuk sergiledi. Ali bile şaşırmıştı buna.

"Kim? N-nasıl?" diye fısıldadı Şevket. Daha önce Elif'in yanına her gittiğinde bunu duyuyordu. Elif ona bunu bahane ederek kendisini her seferinde geri çeviriyordu. Erkan bir ân duraksadı. Aklına gelen kişileri gözden geçirdi. En makûl olanı söyledi.

"Ali." diyerek iç çekti. Bilmediği şeyse, söylediğinin gerçek olduğuydu. Şevket hızlıca kafasını Ali'ye çevirdi. Ani bir atakla Ali'ye doğru yönlendiğinde Erkan onun kolunu sıkıca kavradı.

"Adamsan birbirini seven iki kişinin arasına girmezsin. Delikanlılık raconunu bilirsin. Sevgiden biraz anlıyorsan bunu yapmazsın Şevket. Kardeşliğimizin arasına bu sevgiyi soktun. Onların arasına sokma." Şevket durdu. Issız sokakta bir müddet sadece üç gencin iç çekişleri ve sokak lambasının cızırtıları duyuldu.

"Bırak beni." diyerek kolunu çekiştirdi Şevket. "Bir şey yapmayacağım bırak beni!" diye bağırdı bu kez. Erkan yavaşça kolunu bıraktığında Şevket yavaş adımlarla geriledi. Ali'ye bakarak söylendi.

"Onu üzme çünkü ben üzülmesin diye çekiliyorum." derken çoktan uzaklaşmaya başlamıştı. Aliyse şaşkın bir şekilde Erkan'a bakmaya devam ediyordu.

"Ne diyor oğlum bu?" diyerek Erkan'ın üstüne yürüdü. "Oğlum Şevket bizim okulda, anlar bunu!" Bağırdı bu kez. "Ne gibi bir boka bulaştırdın bizi farkında mısın?"

"Her gün Elif'in ağlamasını dinlemekten iyidir!" derken Erkan da saçmaladığının farkındaydı.

****

Ertesi Gün

Erkan derin bir nefes alıp okula girdiğinde köşede duran Şevket ve çetesine çekinik bir bakış attı. Dünki aslan halleri Şevket'i tek yakalayana kadardı. Eski dostu artık onun için bir düşmandı. Adımlarını dikkatli atmak zorunda olduğunu iyi biliyordu. Tek eli çantasında ilerleyip okula girdiğinde giriş kattaki kantinde tanıdık yüzü aradı.

"Ali!" diye bağırdı. Ali elindeki tostu masaya bırakıp kafasını kaldırdığında göz devirdi.

"Ne oldu?" diye söylendi.

"Bozuk mu atıyorsun lan bana?" derken ensesine vurdu Erkan.

"Şevket az önce buradaydı. Gözüyle sikti de bir fizikseli kaldı. Gözü üstümde." diyerek tostundan bir ısırık daha aldı.

"O iş, haklısın ya." diyerek geri yaslandı Erkan. "Bir çözüm buldum aslında." Ali kafasını kaldırıp 'Ne?' dermişçesine salladığında Erkan oturağını ona yaklaştırdı.

"Elif'le çıkın. Böylece Şevket umudu keser. Senden de ondan da uzak durur." Bunu duymasıyla Ali aniden kahkaha atmaya başladı.

"Niye gülüyorsun oğlum?" diyerek çıkıştı Erkan. Ali hâlâ gülerken, hıçkırıklarının arasından, "Kusura bakma, her gün biri kardeşini bana pazarlamıyor." Gözyaşlarını silerek konuştu.

İkisinin de bildiği bir şey varsa, bu yolu deneyecekleriydi. Delikanlılığın kitabında yazmazdı belki ama kavgadan kaçarken her yol mübahtı. Şevket belki Elif'i bırakırdı ama Elif Ali'yi bırakır mıydı, bunu düşünmemişlerdi.

***

Günümüz

Eko: Sikerim seni çocuk.

Ali: *Konum Bilgisi*

Ali: Gerçi evde annem var,

Ali: Ama en son baktığımda homofobik değildi.

Ali: Zaten kış bahçesinde oturuyor. Yani siksen duymaz.

Eko: Kış bahçeniz mi var?

Ali: He amınakoyayım, onca şey söyledim buna takıldın.

Eko: Her neyse, nerede kalmıştık.

Ali: Beni sikiyordun.

Eko: Heh, Ulan ne demek Elif'den ayrılmak.

Eko: Ben sana demedim mi Elif'i üzersen seni üzerim diye?

Ali: Ayrılık olağan bir durum Erkan?

Eko: Ulan kapçık ağızlı, kıza gidip 'memelerin küçük, ayrılalım' diye bahane sunmak ne?

Ali: Meme önemli aga.

Ali: Ayrıca küçük yalan mı?

Eko: 6 ay sonra mı fark ettin peki sayın amınakoduğum?

Ali: (baha:ne) Bir şeyin gerçek sebebi gizlenerek ileri sürülen uydurma sebep.

Ali: TDK tam olarak böyle tanımlamış, kurban olduğum nasıl güzel anlatmış.

Eko: Tamam, bak sakinim.

Eko: Gerçek sebebi ne peki ?

Eko: Mantıklıysa karışmayacağım.

(Görüldü)

Ali (yazıyor...)

Ali (çevrimiçi)

Ali (yazıyor...)

Ali: Başkasını seviyorum.

---

Hallelujah! Birileri okusun!

Two Ghosts • boy×boy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin