9 (Tahir ve Zühre Meselesi)

10.1K 756 170
                                    

Ali

"78, 77, 76, 75..." Arkamdaki kızın saydığı sayılara kulak kabartmışken gözümü saate dikmiştim. Dünyanın en sıkıcı edebiyat dersindeydim. Kafamı ritmik şekilde sallarken ben de içimden sayıyordum.

"69, 68, 67..." Gözümü saatten çekip hocanın okuduğu şiire odaklanmaya çalıştım.

"Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir." Hocanın okuduğu şiire odaklanmaya çalışırken gözlerim bana itaat etmeyerek sınıfın diğer ucunda, öğretmen masasının önünde oturan Erkan'a kaydı. Elini çenesine yaslamış şiiri dinliyordu.

"ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak" Kulaklarıma dolan âhenk dolu sesle ona kaçamak bakışlar atmaya başladım.

"yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?" Gözlerini anlık olarak bana çevirdiğinde gözlerimi hemen kaçırdım.

"Sözleri çok güzel değil mi?" diye mırıldandığını duydum arkamdaki saniyeleri sayan kızın.

"Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?" Sözlere odaklandığımda beynimi işgal eden düşüncelere karşı sımsıkı durmaya çalıştım. Evet, o beni sevmiyor diye sevgimden hiçbir şey kaybetmiyordum ama onunla paylaşmak istiyordum. Onsuz bir Tahir olmak istemiyordum.

"Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil." Hocanın okuduğu son dizelerle beraber gözlerimi bu kez Erkan'ın üstüne tam anlamıyla diktim. "Sevda yüzünden ölmek.." diye mırıldandım. Peki ya her şeyi herkese anlatsaydım? Eşcinsel olduğumu bilseydiler, onu sevdiğimi bilseydiler. Sevgimi beklerken, onun için mi ölmüş olacaktım? Yoksa sırf başkaları 'anormal' algılıyor diye mi?

Bir süre düşündüm. Kulağıma uğultular dolmaya başladığında zilin çaldığını anladım. Oturmaya devam ettim. Kötü düşünceler, düşünülemeyecek kadar belirsiz bir geçmiş her seferinde beni yoruyordu. Hareket edecek gücüm yok gibi hissediyordum.

'Sıradan' bir sevgim olsaydı da bu kadar düşünür müydüm bazı şeyleri bilmiyordum. Endişelendim bir süre, diğerleri de benim kadar endişeleniyor muydu? Yönelimleri yüzünden iş kaygısı bile yaşıyorlar mıydı mesela? Tekrar tekrar sıktım canımı bu konularda. Gözümün önünde sallanan eller ile kendime geldim.

"Oooo birimiz iyice Leyla olmuş." derken geniş gülümsemesine kaydı gözlerim.

"Yalnız ben altta olmam." Boş bulunarak kurduğum cümle ile belli belirsiz yüzümü ekşittim.

"Ne?" derken daha çok anlamamış bir ifade vardı yüzünde. Elimi boş ver dermişçesine sallayıp sıradan kalktım. Bir süre Erkan'dan uzak kalmalıydım. En azından mola kadar. Bahçeye inmek için koridoru arşınlayıp yönümü merdivenlere çevirdiğimde iki haftadır karşılaşmadığım yüzü gördüm, Elif...

Bu iki kardeş git gide korkulu birer rüya haline geliyordu benim için. Niyetim sessizce yanından geçip gitmekti elbet. Küçük duraksamanın ardından hiç bozmadan inmeye başladım merdivenleri. Birinci basamak ikinci basamak derken, hâlâ nasıl oldu da gelip yüzüme tükürmediğine şaşırdığım Elif konuşmaya başlamıştı.

"Tam bir utanmazsın değil mi?" derken kaşlarını çatmış kızgın bir ifadeyle beni süzüyordu. Cevap vermek gibi bir niyetim yoktu.

"Bir başkasını seviyormuş... Bak sen!" Kendimi tutamayıp kıkırdadım. 'Evet abini seviyorum.' demek isterdim. Yüzünün alacağı hali çok merak etmiştim. Yüzümdeki sırıtış sebebiyle iyice sinirlenmiş olacak ki birden ileri atakta bulunup üstüme doğru yürüdü.

"Verecek cevabın olmadığı gibi gülüyorsun da.." Arkasında bulunan arkadaşları kolundan çekerken ben de daha fazla beklemenin anlamsızlığını fark edip hızla inmeye başladım merdivenleri. Arkamdan gelen bağırtı sesleri de cabasıydı.

"O kızı bir bulayım, göstereceğim ona da gününü." Arasından en net seçtiğim cümleydi. İki kardeşin de anlama sıkıntısı olduğunu düşünmeye başlıyordum. Sadece seviyorum demek ne zamandan beri aldatmaya dahil oluyordu?

Hızla ilerlerken kendimi arka bahçedeki banklarda bulmuştum. Kafamı geriye atıp gözlerimi kapattım. Rahatlamak istiyordum. Bir süre öylece durdum. Cebimdeki titreşim ile sinir harbine geri dönmüştüm. Tekrar dikleşip telefonumu cebimden çıkardım. Mesajlara tıkladığımda göz devirmeden edemedim.

Eko: Madem Elif ant içmiş şu kızı bulunca parçalamaya, bulalım bakalım.

Eko: Sıradaki tahmin için hazır mısın?

Eko: Çünkü ben sorularımı bile hazırladım.


Two Ghosts • boy×boy Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin