Ali
"Alo efendim Cevdet amca?" Oturduğum koltukta dikleşirken numarayı bilmesem bile aldığım sesten arayan kişinin Erkan'ın babası olduğunu anlamıştım.
"Ya Erkan gelmedi de eve Ali. Erenlerde de kalmamış. Sen gördün mü?" Kaşlarımı çatarak ayağa kalktım. İşte şimdi içime bir kurt düşmüştü.
"Yok hayır ama telaşlanmayın. Canı sıkkındı biraz." Karşı taraftan aldığım birkaç mırıldanma ile telefonu kulağımdan indirdim. Aklıma kötü senaryoları getirmemeye çalışırken ayaklandım. Nereye bakacağımı bilmesem de oturarak içimin rahat etmeyeceğini biliyordum. Kaldı ki konuşmamızdan sonra içim bir türlü rahata erememişti.
"Sikeyim rahat dursan olmuyor zaten!" Apartmandan çıktığımda boş boş etrafıma bakındım. Bırakın nereye bakmam gerektiğini sağa mı gitsem sola mı gitsem onu bile bilmiyordum. Aklıma gelen kişi ile telefonu aldım elime. Numarayı tuşlayıp sessizlik ile bekledim. Birkaç çalıştan sonra açılmıştı.
"Cem?"
"Efendim?" Mırıltı ile gelen sesini duyunca yüzüm buruşturdum. Çocuğu uykusundan uyandırmıştım.
"Rahatsız mı ettim?" dedim düşük ses tonu ile.
"Yok ya, film izlerken uyuya kalmışım. İyi oldu aradağın sabaha kadar koltukta kalmak istemezdim." Derimn bir iç çekip anlatacaklarıma odaklandım. Arkamdaki kaldırıma çöktüğümde beş dakika geçmeden ondan nasıl ayrılmak istediğimi ve başına gelenleri anlatmıştım.
"Ali ben seni sikeyim. Lan dengesiz herif, çocuk haklı." Karşı tarafın sövmelerini bir süre daha dinleyip kendimi ruhsal açıdan tatmin ettikten sonra ayaklandım.
"Ama Erkan yokmuş ortalıkta."
"Nasıl yok?" Şaşırmış ses tonuyla sordu.
"Babası aradı. Bulamıyormuş. Gelsene beraber bakalım bir yerlere." dedim. Tek başıma gitmekten ölümüne korkuyordum. Onu saçma bir halde görmek canımı yakardı. Özellikle buna sebep olmuş olacağımı bilmek daha çok yakardı.
"Tamam tamam okulun oradaki kavşakta buluşalım. Hadi beş dakikaya çıkarım. Hızlı ol." Cem henüz telefonu kapatmamışken yürümeye başlamıştım. Bir yandan da bakabileceğimiz yerleri kafamda liste haline getiriyordum. Yakın arkadaşlarına sormayı aklımdan geçirsem bile o kategoriye giren kişiler eski oturduğum mahalleden insanlardı yani siksen arayamazdım onları. Kavşağın oraya geldiğimde Cem'in ellerini ovuşturarak beni beklediğini fark ettim.
"Hadi bakalım. Gece uzun."
****
"Yok, yok, yok!" Cevdet amca bağırıp sinirle yanındaki masaya yumruğunu geçirdiğinde olduğum yerde sıçramıştım. Saat 4.30'du ve neredeyse 5 saati bulan arama çalışmamız hiçbir sonuç vermemişti. Şu an Erkan'ın annesinin evindeki gergin ortamın tam ortasındaydık. Annesi bir yandan konuşup suçu başkalarına atmaya çalışıyor, babası ise yana yakıla oğluna ne olduğunu öğrenmeye çalışıyordu.
Annesi ile kısa bir an göz göze geldiğimizde sinirle bana baktı.
"Git ona sor Cevdet! Oğlun erkekler ile yatıp kalkıyormuş." dediğinde kanımın çekildiğini hissettim. Korkuyla Cevdet amcaya baktığımda donukça bana baktığını gördüm.
"Ya gördün mü? Neden bağırdığımı, vurduğumu şimdi anladın mı?" diye kadın çıkışmaya devam ettiğinde ağzımı açmadan öylece onlara bakıyordum. Cem önüme geçip beni arkasına aldığında gözüm diğer odanın kapısına yaslanmış bizi izleyen Elif'e kaydı. Bu durumdan keyif almadığı kesindi. Ama yüzünde belli belirsiz bir "oh olsun" ifadesi de vardı.
"Bu çocuğu bir daha oğlumun etrafında görmeyeceğim. Hadi gidin bu evden!" Kadın alenen bizi kovmak için yeltendiğinde işittiğimiz derin ses ile kapıya döndük.
"Anne dur!" Hemen kolumu çekip ona doğru döndüm. "Erkan.." diyebildim sadece. Gözlerini önce bana çevirse de sonra odadaki diğer kişilerde gezdirdi.
"Onun bir suçu yok." dedi ağlamaklı çıkan sesiyle.
"Neredeydin oğlum?" Cevdet amca onu dinlemeden gelip ona sarılmıştı. Hafif geri çekilip ikisini izledim. Annesi de uzaktan uzağa ona bakıyordu.
"Sorun yok. Kafa dinlemek istedim."
"Oğlum inat etme. Bak harika bir hayatımız olacak. Elif'in psikoloğu ile de konuştum. Ha, gel tedavi ol." Annesi uzaktan uzağa ona yalvardığında Erkan güldü.
"Anne bak buradayım. Oğlun bulundu! Niye sevinmiyorsun da bulaşıcı hastalığım varmış gibi oradan bakıyorsun?" dedi acı bir ses tonu ile. Üstünden ağır bir içki kokusu yayılsa bile tek kelimesi dahi teklememişti. Zaten belli ki sarhoş da değildi.
"Vurduğun yetmedi, bir de bu muammeleyi mi yapacaksın bana!" Aniden bağırmaya başlamıştı. Belli ki içinde kaldıramadığı şeylerin ağırlığıyla saklanmıştı.
"Ne o sana vurdu mu?!" Cevdet amca yeni fark etmiş gibi oğlunun yüzüne baktı. Eliyle çenesini tutup yüzünü yokladıktan sonra sinirle o kadına döndü.
"Yok artık! Bir daha bu çocuğa yaklaşamazsın!" dedi bağırarak. O ana kadar sessiz ama sinirli yüz ifadesi ile susan kadın tekrar çirkefleşmeye başlamıştı.
"Oğlun ibne ibne! Ya ne yapsaydım?!"
"Onu dinleyebilirdin! Yanında durabilirdin!" Cevdet amcaya büyük bir umutla baktığımda gözümü Erkan'a çevirdim. Babasına hayranlık ile bakıyordu o da.
"Bir daha o siktiğimin herifini de, üvey şizofren kızını da, seni de oğlumun etrafında görmeyeceğim." dediğinde dönüp hepimize baktı.
"Yürüyün." diye bir hışımla bağırıp çıktığında gülerek o kadına baktım.
"Hayat... Nelere kadir." dediğimde yüzüme tükürmüştü. Gülmeye devam edip arkalarından onlara yetiştim. Çıkmamla suratımı asmam bir oldu. Pek de iyi bir haleti ruhiye içinde olduğumuz söylenemezdi. Yürürken aniden durdu Cevdet amca.
"Siz." dedi sadece. Bir süre ne diyeceğini toparlamaya çalışıyor gibi bekledi.
"Siz ikiniz şey misiniz?" dedi bize bakıp. Erkan yeri izlerken ben de cevap vermiyor ve gözlerimi kaçırıyordum.
"Yani sevgili misiniz?" dedi anlamaya çalışır gibi. Erkan kafasını kaldırıp bana baktığında ne diyeceğini bilmiyormuş gibiydi. Birkaç saat önce yaşadıklarımız aklıma dolduğunda böyle sessizleşmesi normal gelmişti.
Bir iki adımla yanındaki yerimi aldım. Boşta duran eline bakıp sol elini sağ elimle kapattım. El eleyken Cevdet amcaya bakıp son kez iç çektim.
"Biz birlikteyiz." dedim büyük bir gururla.
İnsan bazen attığı adımların nereye varacağını bildiği halde koşmaya devam eder. Ben de nereye varacağımızı az çok kestirsem bile koşmaya devam edeceğim.
***
Öncelikle merhaba, vizelerim bitti müthiş kötü hissediyorum. Sonralıkla, diyeceksiniz ki daha geçen bölüm ayırdın ne diye tekrar birleştirdin? Bölüm yazmak için bölüm yazmadığımı belirtmek isterim. Kimlik bunalımı ve toplum baskısı döneminde kişinin şizofreni derecesine varan ruhani değişimlerini bilen biri olarak yazdığımı unutmayınız. Gelecek eleştirilere şimdiden bir açıklama.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Ghosts • boy×boy
Novela JuvenilYarım dolu bardakta yüzen iki hayalet, tek bedende iki ruh.