Yanılsamalar

919 87 40
                                    

Selaaam.
Aşırı uzun ama boş bir bölüm ahshahs
Yine de aşırııı uzun bir bölüm. O yüzden uzun zaman boyunca yazmadığım için beni affedin lütfeen. Sizi çok seviyorum.


Tatilin son günü Ron, Hermione ve Harry ile buluşmak için yeniden Diagon Yolu'na gittim. Hermione beni telefonla arayarak, Ron ile nerede buluşacaklarını söylemişti ama yola çıkmadan önce Puffle evden ayrılmak istemediği için sorun çıkarmıştı. Bu yüzden de geç kalmıştım.

İnatçı kedim, naz yapmaya bayılıyordu. Ne zaman bir yere gitmesi gerekse, gitmemekte diretiyordu. Bazen sadece bana çektirmekten zevk aldığı için böyle yaptığını düşünüyordum.

Yine de yetişmiştim. Harry, Hermione ve Ron, Florean Fortescue'nun Dondurma Dükkanı'nın önündeydiler. Ron çok çilli, Hermione çok bronz görünüyordu. Harry ise daha birkaç gün önce gördüğüm Harry'ydi. Harry, Hermione'nin yanındaki iskemlede duran kitapları göstererek onlarla konuşuyordu.

Adımlarımı hızlandırıp yanlarına yaklaştım.

"Bu yıl hiç yemek yemeyi ya da uyumayı düşünüyor musun, Hermione?" diye sordu Harry. Ron da kıs kıs gülüyordu.

Geldiğimi gördüklerinde hepsi yüzünü bana çevirdi.

"Juliet!" dedi Hermione bana sarılırken. "Sonunda görüşebildik."

"Evet," diye katıldı Ron bana selam verdikten sonra. "Okul malzemelerini almaya gelmeyeceksin sandık."

"Ben onları birkaç gün önce almıştım," dedim Harry'ye kısa bir bakış atıp gülümseyerek. "Gelirken Puffle biraz zorluk çıkardı." Dönüp az evvel yere bıraktığım kutunun içinde uzanan Puffle'ı işaret ettim. "Gerçi şimdi halinden memnun görünüyor."

"Hepinizin bir evcil hayvanı var," dedi Hermione. "Doğum günüm Eylül'de, annemle babam şimdiden bir hediye alayım diye bana biraz para verdiler. Ben de bir baykuş almayı istiyordum. Harry'nin Hedwig'i var, Ron'un da Errol'ı."

"Yok," dedi Ron. "Errol bir aile baykuşu. Benim sadece Scabbers'ım var." Cebinden faresini çıkarttı. "Ve ona bir baktırtmak istiyorum," diye ekledi, Scabbers'ı masanın üstüne koyarak. "Sanırım Mısır ona pek yaramadı."

Scabbers normalde olduğundan çok daha zayıf görünüyordu, üstelik bıyıklarında da belirgin bir sarkma vardı. Onu avucumun içine alıp boğmamak için kendimi zor tutuyordum, daha sonra Ron'a bir açıklama yapamazdım.

Harry, "Tam şurada bir sihirli hayvan dükkanı var," dedi. "Sen Scabbers için bir şeyler verebilirler mi bakarsın, Hermione de baykuşunu alır."

Beraber dondurma yedikten sonra karşıya geçip Sihirli Hayvanevi'ne girdik.

İçeride ayakta duracak pek yer yoktu. Kafeslerden bir santim bile duvar görünmüyordu. İçerisi çok kokuyordu, çok da gürültülüydü. Çünkü kafeslerin içindekiler ya cikliyor, ya viyaklıyor, ya vıdı vıdı ediyor, ya da tıslıyordu. Kasadaki cadı, çift uçlu su kelerlerinin bakımı hakkında bir büyücüye tavsiyelerde bulunuyordu.

Kafesleri inceleyerek bekledik.

İki kocaman, mor kara kurbağası oturmuş, ıslak yutma sesleri çıkarıyor, ölü kurt sinekleriyle kendilerine bir ziyafet çekiyorlardı. Mücevherlerle bezeli dev bir tosbağa pencerenin kenarında ışıl ışıl parlıyordu. Zehirli turuncu salyangozlar cam kaplarının kenarından ağır ağır süzülüyorlardı. Şişman, beyaz bir tavşansa pat diye ipek bir silindir şapkaya dönüşüyor, sonra pat diye normale dönüyordu. Her renkten kedi, bir kafes dolusu gürültücü kuzgun, bir sepet dolusu yüksek sesle vınlayan komik, kaymak rengi yün topağı vardı. Bir tezgâhın üstünde de, uzun tüysüz kuyruklarını kullanarak bir tür ip atlama oyunu oynayan parlak siyah farelerle dolu bir kafes duruyordu.

Eğer Harry Potter'da Olsaydım (3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin