İyi okumalar!
Baraka'da işler biraz uzun sürüyor. Bölümleri bu şekilde kesiyorum çünkü sizi sıkmak istemiyorum.
Yine yazım hataları olabilir, bu aralar kontrol etmeye çok üşeniyorum :("Sen neden bahsettiğini bile bilmiyorsun," dedim kızgınlıkla Harry'ye bakarak. Ona karşı anlayışlı olmak istiyordum, durumu yanlış anlamasının doğal olduğunun farkındaydım ancak bana güvenmemesi kalbimi kırıyordu.
Hüzünlü ve öfkeli gözlerini üzerimde gezdirdikten sonra Sirius'a bir kez daha baktı. Ne kadar tiksinmiş göründüğünü fark ettiğimde Sirius için derin bir üzüntü duydum.
"Size asalarınızı yeniden vereceğim," dedim onlara yaklaşırken. Hermione bir iki adım gerilemişti. Sözde bir seri katil ile işbirliği yaptığım için dehşete düşmüşlerdi. Asalarını temkinli bir halde onlara doğru uzatırken, "Ama saldırmak yok," diye ekledim.
Harry asayı almak için uzandığında ani bir hareketle bileğimi kavradı ve beni kendisine doğru çekti. Beklemediğim hareketlenme yüzünden epey şaşırmıştım. Beni tutup yüzüme bakmaya çalıştı.
"Sana büyü mü yaptı?" diye sordu gözlerime keskince bakarken. "Seni tehdit mi etti? Bunu yapmayacağını biliyorum, Juliet. Her ne olduysa onun işini bitireceğim."
Beni kollarına çektikten sonra elleriyle suratımı kavramış, saçlarımı geriye doğru okşarken neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Hemione geriden hafifçe, "Harry," diye seslendi. "O hiç de büyülenmiş görünmüyor."
Harry'nin tutuşundan kurtulup geri çekildim. Şaşırmış ve sarsılmıştım ancak olanları anlaması için Sirius'u dinlemesi gerektiğini biliyordum. Kendimi toparlayarak daha yumuşak davranmaya çalıştım.
"Harry," diye mırıldandım, uzanıp elini tuttum ve iyi bir göz kontağı kurduğumuzdan emin olmak istedim. Ona bakabileceğim en içten şekilde bakıyordum, her zamankinden daha çok çabalıyordum. "Bana hiçbir şey olmadı. Lütfen onu bir kez dinle. Benim için... Bana güvenebileceğini biliyorsun, seni önemsediğimi biliyorsun. Seni asla incitmem, Harry. Özellikle de bu şekilde."
Derin bir nefes verdi, kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Bunun onun için ne kadar zor olduğunu biliyordum. Harry gözlerini Sirius'a çevirdi.
"Annemle babamı öldürdün," dedi. Sesi biraz titriyordu. Asasını sıkıca kavradığını görebiliyordum.
Sirius, çökmüş gözleriyle ona baktı. Çok yavaşça, "İnkar etmiyorum," dedi. "Ama eğer bütün hikayeyi bilseydin..."
"Bütün hikaye mi?" diye tekrarladı Harry, duyduklarına inanamıyormuş gibi bir hali vardı. "Onları Voldemort'a sattın, bilmem gereken tek şey bu!"
"Beni dinlemelisin," dedi Sirius, şimdi sesinde bir telaş seziliyordu. "Dinlemezsen pişman olursun... Anlamıyorsun..."
"Sandığından çok daha iyi anlıyorum," dedi Harry, şimdi sesi her zamankinden çok titriyordu. "Sen onu hiç duymadın, değil mi? Annemi... Voldemort'un beni öldürmesine engel olmaya çalışırken... ve sen yaptın bunu..."
Aniden yeni bir ses duyuldu. Yukarı doğru belli belirsiz ayak sesleri yaklaşıyordu, biri merdivenlerden çıkıyordu.
"Yukarıdayız!" diye çığlık attı Hermione birden. "Yukarıdayız- Sirius Black- Çabuk!"
Odanın kapısı bir kırmızı kıvılcımlar sağanağıyla açıldı ve Profesör Lupin paldır küldür içeri girerken Harry hızla döndü. Lupin'in yüzünden kan çekilmişti, asasını kaldırmıştı, hazırdı. Gözleri yerde yatan Ron'un, kapının yanında sinmiş Hermione'nin, asasını sıkı sıkı tutan Harry'nin, herkesin ortasında durmuş olan benim ve sabırsızlıkla Harry ile konuşmaya çalışan Sirius'un üzeride dolaştı. Ancak bana baktığında oldukça sarsılmış göründü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eğer Harry Potter'da Olsaydım (3)
FanfictionKitabın içinde kaybolmak gibiydi, Harry Potter'ı okumak... BU KİTAP 3. KİTAP OLUP (AZKABAN TUTSAĞI) DEVAM NİTELİĞİNDEDİR, LÜTFEN ÖNCE DİĞER İLK İKİ KİTABI OKUYUNUZ.