Merhaba!
Nasıl, şok oldunuz değil mi? sdfghfd
Benim online derslerim bugün başladığı için çok ama çok yoğun olacağımı fark ettim. Garip bir sistem yapmışlar. Bu sebeple ve zaten bölümü yazmış ve sabredemiyor oluşumdan dolayı bölümü çarşambadan önce yayınlamaya karar verdim. Bence gayet uzun da oldu.
İyi okumalar!
Bu arada hatalar olabilir çünkü kontrol etmedim bölümü.
Perşembe akşamı saat sekizde, Slytherin Ortak Salon'undan ayrılıp Sihir Tarihi sınıfına doğru yola koyuldum. Oraya vardığımda sınıf karanlık ve boştu ama lambaları asamla yaktım.Birkaç saniye içinde Harry de çekingen adımlarla yanıma gelmişti.
"Hazır mısın?" diye sordu bana gergince.
Profesör Lupin'in ikimize özel bir ders verecek olması beni ayriyeten heyecanlandırıyordu. Ben de kendimi savunmayı öğrenmek istiyordum ama belki de onun özel bir şekilde ders almasına müsade etmeliydim. Onun için anlamının büyük olduğunu biliyordum.
"Sanırım," diye mırıldandım.
Derin bir nefes verdi.
"Burada olmana sevindim," dedi düşündüklerimin aksine. "Yalnız olsam daha çok gerilirdim."Ona cevap vereceğim sırada Lupin de odaya gelmişti. Yanında büyük bir sandık vardı, sandığı Profesör Binns'in masasına koydu.
"O ne?" diye sordu Harry.
Ben çoktan ne olduğunu bildiğim için sorma gereği duymamıştım.
Lupin pelerinini çıkartarak, "Yine bir Böcürt," dedi. "Geçen salıdan beri şatoyu tarıyorum, ne şans ki bunu Mr. Filch'in dosya dolabına sinmiş halde buldum. Gerçek bir Ruh Emici'ye bundan fazla benzeyenini bulamayız. Böcürt Harry'yi görünce Ruh Emici'ye dönüşecek, biz de onun üzerinde alıştırma yapacağız. Kullanmadığımız zaman onu odamda saklayabilirim, masamın altında hoşuna gidecek bir dolap var."
"Tamam," dedi Harry. Sesini memnunmuş gibi çıkarmaya çalıştığı belliydi.
"Sana gelince Juliet," dedi Lupin aynı anda bana dönerken. "Senin şimdilik izlemeni istiyorum. Böcürtün bir Ruh Emici olmadığı için, başka bir şey düşünmem gerekecek..."
Benim için nasıl bir çözüm yolu bulacağını düşünerek, "Pekala," diye mırıldandım. Bir böcürt ile çalışmam mümkün değildi çünkü benimkisi bir Ruh Emici değil, yılandı. Yine Profesör Lupin öğretirken, büyüyü pratik yapabilirdim. Harry'yi izleyebilir ve yanında olabilirdim.
"Pekala..." Profesör Lupin kendi asasını çıkardı ve bize de aynı şeyi yapmamız için işaret etti. "Birazdan deneyeceğim ve size de öğreteceğim büyü, çok ileri derecede bir sihirdir, sıradan büyücülük düzeyinin çok ötesinde. Buna Patronus büyüsü denir."
Harry kaygıyla, "Nasıl işler?" dedi.
"Eh, gerektiği gibi işleyince bir Patronus meydana getirir" dedi Lupin. "Bu da bir tür Ruh Emici savuşturucudur - sizinle Ruh Emici arasında kalkan görevi gören bir koruyucu. Patronus, bir tür pozitif güçtür; Ruh Emici'nin beslendiği şeylerin -umut, mutluluk, varlığını sürdürme arzusu- bir yansımasıdır, ama gerçek insanlar gibi umutsuzluk hissetmez, bu yüzden de Ruh Emiciler'in ona zararı dokunmaz. Ama sizi uyarmalıyım. Bu büyü sizin için çok ileri olabilir. Birçok usta büyücü onu yapmakta güçlük çekmiştir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eğer Harry Potter'da Olsaydım (3)
FanficKitabın içinde kaybolmak gibiydi, Harry Potter'ı okumak... BU KİTAP 3. KİTAP OLUP (AZKABAN TUTSAĞI) DEVAM NİTELİĞİNDEDİR, LÜTFEN ÖNCE DİĞER İLK İKİ KİTABI OKUYUNUZ.