Böcürt Patronus

703 78 85
                                    

Merhabaaaa,

Şok üstüne şok farkındayım hahshsdhd

Bu aralar Sirius, James, Lupin, Lily vs dönemi ile ilgili başka bir hikaye daha yazmayı düşünüyorum. Aklımda hoş bir fikir var gibi, bir çeşit alternatif hikaye. Siz ne dersiniz?

İyi okumalar!

Gümüş renkli gölge havada buharlaşıp kaybolurken şaşkınlıkla baktım. Henüz bir şeye benzediğini söylemek güçtü. Herhangi bir hayvan kılığında değildi ama bu kadarını bile yapabiliyor oluşum beni oldukça şaşırtmıştı. Özellikle de Draco'yu gördükten hemen sonra... 

Anında uykulu halinden kurtulup, iki adımda yanıma geldi.

"O..." diye mırıldandı şaşkınlıkla. "O bir Patronus muydu?" 

İkimiz de aynı şoku paylaşıyorduk. Ben Patronus'umu onu görünce veya düşününce yapmayı beklemiyordum, o da gizliden gizliye Patronus Büyüsü'nü çalıştığımı bilmiyordu. Bakışlarımı hala havada tutmakta olduğum asamdan ayırıp ona çevirdim. 

"Neredeyse bir Patronus'tu," dedim düşünceli bir halde. 

Yüzüne şaşkın bir gülümsemenin yayıldığını izlerken kalp ritmimin hızlandığını hissedebiliyordum. 

"Vay," dedi tek nefeste. "Juliet, bu inanılmaz! Nasıl bu kadar erken patronus yapabilirsin? Ne zamandır yapabiliyordun?" 

Bunu yapabilen tek kişi ben değildim fakat şimdi ona böyle bir şey söyleme niyetim yoktu. Üstelik erken bile sayılmazdı, uzun zamandır çalışıyordum. Geceleri neredeyse hiç uyumuyordum.

"İlk kez yaptım," dedim, sadece son sorusuna cevap vermeyi tercih ederek. Buna aldırmış gibi görünmüyordu, oldukça heyecanlıydı. 

Bakışlarını bakışlarıma çevirdi. Gözleri beni delip geçiyordu. 

Derin bir sesle, "İlk Patronus'unu yanımda mı yaptın?" diye sordu. Göz bebekleri büyüdükçe büyüyordu. Bir kediye nasıl bu kadar çok benzediğini merak ediyordum. Ne zamandır gri gözlerinde mavi parıltılar vardı? Ne zamandır bu kadar sıklıkla gülümsüyordu? Tamamen değişmiş miydi? Draco, artık başka birisi miydi? Başka biri olmasını isteğimden o kadar emin miydim? 

"Evet." Dudaklarımdan otomatik olarak kısa ama doğru yanıtlar dökülüyordu ama yanlış anlamasını istemiyordum. Patronus'umu onu düşünerek, onu gördüğüm için yaptığımı düşünmesini istemiyordum. Çok erken değil miydi? Henüz üçüncü yılımızdaydık, onun Voldemort'a katılıp katılmayacağından nasıl şimdi emin olabilirdim? 

"Bir süredir çalışıyordum," dedim detay vermemeye özen göstererek. "Tesadüfen tam yanıma geldiğinde yapabildim." 

"Sevindim," dedi içten bir tavırla. "Bu anı kaçırmak istemezdim." 

Bu kadar içten ve samimi olması, bana karşı hep kibar davranması beni çok mutlu ediyordu, evet. Ama şimdi, neredeyse yarım yamalak bir Patronus yaptığımda onu düşünüyor olmam beni oldukça korkutmuştu. Gerçekten ona güvenip güvenemeyeceğimden hala bir şekilde emin değildim. Yine de onu incitmek gibi bir niyetim yoktu, duygularımı kendime saklamalıydım. O yüzden hiçbir şey belli etmemek adına gülümsedim. O gece orada biraz daha durduk, oturduk. Büyüyü yeniden yapmadım, onun yerine Draco ile uzun zamandır konuşmadığımız kadar konuştuk. 


***


"Ne yaptın dedin?!" 

Hayretle haykırdım. Bunu yapmamasını daha önce ona söylemiştim. Uzun uzadıya konuşmuştuk. Saatlerce dil dökmem gerekmişti ve açıkçası onu ikna edebildiğimi düşünmüştüm ama sandığımdan çok daha inatçıydı. 

Eğer Harry Potter'da Olsaydım (3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin