Bana Kalan Hediyem

Tatile Adım Adım

multimedyada Tuna, Toprak ve Güneş var :) 

40. BÖLÜM – TATİLE ADIM ADIM

GECE’DEN          

Duygu’nun evinin önüne geldiğimizde Poyraz ile hala birbirimize bakıp gülümsüyorduk. Aslında tüm yolculuk böyle geçti.

Tam arabadan ineceğim sırada Poyraz bileğimi tuttu.

“Hayatım inmeyecek miyiz?”

“Gece sen inmeden önce böyle bana enerji öpücüğü versen ya?”

“Enerji öpücüğü?”

“Hayatım şimdi biz içeri girdikten sonra hatta çocukları alıp Alaçatı’ya gidene kadar birbirimizi öpemeyeceğiz yani malum çocuklar yanımızda olacak. E şimdi sen beni öpersen belki oraya kadar idare eder”

“Hahah Poyraz inan hiç güleceğim yoktu”

“Hadi hayatım bak şimdi arabayı görecekler sonra bizimkileri çek çekebilirsen”

“Haklısın sanırım” dedim gülünseyerek ve ona istediği gibi bir öpücük verdim.

Ardından Poyraz arabadan indi ve hızlıca gelip benim kapımı açtı. Ben inince elimi tutarak Duyguların evine yürüdük.

Kapıyı çaldık ama ses yoktu. Ardından bahçeden gelen sesler ile arka tarafa yöneldik. Bahçeye girdiğimizde Ali ve Sam’i Güneş’i kahvaltı yapmaya ikna ederken.

Damla ile Duygu’yu ise ikizler kucağında biberonun içinde olan sütleri onlara vermeye çalışırken bulduk. Hepsi perişan gözüküyordu. İkizler ise ağlıyordu. Ben daha fazla dayanamadım.

“Biz geldik”

Hepsi şaşkınca bize döndü. Ardından Güneş yanımıza koştu ve bize sarıldı. Onu öptükten sonra bende ağlayan bebeklerimin yanına gittim.

Kızlar ikisini de kucağıma verdiler. Tuna ve Toprak bana gelir gelmez sustular.  

“İnanamıyorum ya susturmak için yapmadığımız şey kalmadı”(Duygu)

“E tatlım annesiyim ben onları beni özlemişler belli ki”

“Gece dün akşamdan bu yana süt içmediler”(Damla)

“Tahmin ettim huysuzlanacaklarını ben içeri gidip doyurayım onları”

“Tamam” dedi ikisi aynı anda ve kendilerini çimlere attılar.

Poyraz’a baktığımda ise Güneş’e sorunsuz bir şekilde yemeğini yediriyordu. Ali ve Sam ise homurdanıyordu.

“Abicim biz iki saat uğraşalım hanım efendi huysuzlansın. Babası gelir gelmez ise sorunsuz yesin”(Ali)

“Oğlum bunlar antrenman sana işte”(Sam)

***

İçeri geçince Duygunun misafir odasına geçtim. Tuna ve Toprak anlaşılan çok acıkmıştı başlarını sürekli göğsüme yaslıyorlardı.

Sıra ile ikisini de emzirdim ardından altlarını değiştim bana gülücük saçıyorlardı. Vücutlarına kremleri ile yaptığım bebek masajı onlara iyi gelmiş olacak ki gözleri kapanmaya başladı. Bende masajı kısa tutarak hemen yazlık zıbınlarını onlara giydirdim. Sonra ikisini de öpüp koklamaya başladım. Sanırım ikisinin de hoşuna gitmişti. Ardından onların ortalarına yatıp ikisini de kollarıma çektim. Bir kolumda Tuna diğerinde Toprak yatıyordu. Biraz onlarla sessizce yatınca uyudular. Bende ikisini öpüp yanlarında yastık koydum ve odadan çıktım.