•Yalan• 1/42

2.2K 207 253
                                    

Oy: 140
Yorum: 450
•••Jungkook•••
Akşama yakın, şirketten çıktık. Kapıda bana dönüp,
"Akşam görüşürüz." diyip, gülümsedi.

"Gelmeyecek misin?" dedim arabayı göstererek.

"Ah, dışarda biraz işim var. Siz gidin lütfen."

"En azından gideceğin yere bırakabilirim ."

Benden çekindiği barizdi.

"Zahmet olmasın..."

"Olur mu öyle şey? Gel hadi."

Biraz düşündükten sonra gülümseyerek kabul etti.

Arabaya bindik, gideceği yeri söyledikten sonra otoparktan çıktık.

Arada Mi Cha'ya baktığımda hala gergin duruyordu. Elleriyle oynuyor ve sürekli dışarı izliyordu.

"Mi Cha."

"Efendim, Bay Jeon?" dedi bana bakarak. Daha doğrusu bakmaya çalışarak.

Gülümseyip,
"Rahat olabilirsin. Niye çekiniyorsun ki?" dedim.

Yine gözlerini kaçırıp yola baktı.
"Ş-şey... geldik. Burda inebilir miyim?"

Onu çok sıkmak istemedim, bu yüzden arabayı kenara çektim.

"Akşam ararım. Hoşça kal." dedim el sallayarak.

"Hoşça kalın." diyip el salladı ve indi.

Tam sürmeye başlayacaktım ki, Haneul'u gördüm. Arabaya bakıyordu, ve bana...
Elindeki peçeteyle koluna baskı yapıyordu. Yüzünden iyi olmadığı belliydi. Omzunda sırt çantası öylece ayakta duruyordu.

Ona baktığımı fark edince yüzünü başka yöne çevirdi. Kendime gelip arabayı öne sürdüm. Onun önüne geldiğimde camı açıp seslendim.

"Haneul, ne yapıyorsun burda?"

"Taksi bekliyorum."

"Gel hadi."

"İşiniz vardır, oyalamayayım." Bu tavrı da neydi şimdi?

"İşim yok, eve gidiyorum. Hadi bin."

Arkadaki arabalar hareket etmem için kornaya basıyorlardı. Aynadan arabalara bakıp tekrar Haneul'a döndüm.

"Bak herkes bizi bekliyor."

Kararsız kalmıştı ama bu uzun sürmedi. Çok geçmeden kapıyı açıp oturdu.

Oturur oturmaz arabayı sürmeye başladım.

"Emniyet kemerini tak Haneul." dedim, dikkatimi yola vererek.

"G-gelmiyor..."

Ona baktığımda emniyet kemerini gelmesi için asılıyordu.

"Az önce iyiydi." dedim bir ona bir yola bakarak.

Arabayı kenara çekip,
"Ben bakayım." dedim ve kemere doğru uzandım.

Yüzümüz birbirine çok yakındı. Nefesini boynumun ve yüzümün her köşesinde hissedebiliyordum. Bu yakınlık... beni ona arzuluyordu.

Gözlerimiz birbirine kilitlenince içimde dev dalgalar oluşmaya başladı. Aramızda milimler vardı sadece. Bakışlarım dudaklarına kayınca yutkundum.

Gözlerimi kapatıp derin nefes aldım. Yavaşça üfleyince, Haneul'un bir eli bacağından kalktı ve inledi.

Gözlerimi araladığımda iyice koltuğa sinmiş ve gözlerini kapatmış Haneul'u gördüm. O... o kadar güzeldi ki...

MY HANDSOME Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin