MY HANDSOME

•Fotoğraf• 1/30

Medya sonraki bölümlerin habercisi mi acaba?

OY:110
YORUM:200

Tam odadan çıkacakken gözüme yataktaki kırmızı şey takıldı. Yaklaşıp inceledim. Ne küçük ne büyük bir leke vardı. Parmağımı üzerinde gezdirince bunun kan olduğunu anladım.

Kanın burada ne işi vardı? Yoksa...

Koşarak Jungkook'un odasından çıkıp banyoya gittim. Çıkardığım kıyafeti bulmak için sepeti deştim. Şortumu bulunca hemen arasına baktım. Kan yoktu. Yani adet olmamıştım.

Bu...
.
.
.
.
.
Hızlıca banyodan çıkıp alt kata indim. Merdivenlerden aceleyle inerken ayağım takıldı düşecekken son anda tutundum.

"Taehyung!" diye bağırdım. Etrafa bakıyordum.

"Taehyung!!"

Önüme Taehyung çıkınca durdum. Endişeli bir şekilde bana bakıyordu.

"Haneul, niye bağırdın?"

"Taehyung, Jungkook... Jungkook'un yatağında kan var ama odasında değil." Gözlerim dolmaya başlamıştı. Biliyorum çok abartılacak bir şey değil ama... sabahki hali aklıma geldikçe kötü oluyordum. Hiç iyi değildi. Kalbim acıyor diyordu. Üzgündü.

"Dışarı çıkmıştır."

"Kan var diyorum!"

"Ne?" diyip merdivenlere yöneldi. Peşinden gittim.

Odaya girip yatağa baktı. Korkudan gözleri büyümüştü.

"Ya bir şey olduysa? Taehyung!"

"Dur. Sakin ol.."

"Bir şey yapsana!" diyerek ağlamaya başladım.

Cebinden hemen telefonu çıkartıp kulağına koydu.

"Açmıyor!" dedi.

Bacaklarımın bağı çözülecek gibiydi. Ayakta duramayacak haldeydim.

"Bekle. Hemen geliyorum!" diyip hızlıca odadan çıktı Taehyung.

Sonunda bacaklarım tutmaz hale gelmişti. Yatağın yanına yere oturuverdim. Bacaklarımı kendime çektim ve sarıldım. Duvara bakarak ağlamam şiddetlenmişti.

"Hepsi benim yüzümden. Onu bırakmamalıydım... yanında olmalıydım..." ağlamam hıçkırıklarla kaplanmıştı.

"Benim yüzümden!" Ellerimle yüzümü kapattım.

"Benim yüzümden..."

"Haneul." Ses... onun sesiydi.

Elimi çekip karşımdaki Jungkook'a baktım.

"Jungkook, sen..."

"Niye ağlıyorsun? Ne oldu!" diyip eliyle gözyaşlarımı silmeye başladı.

"Sen..."

"Haneul, iyi misin? Kendine gel."

"O kan..."

Yatağa bakıp bana döndü.

"Burnum kanadı."

"Bu-burnun mu?"

"Evet."

"Odanda yoktun ama."

"Banyodaydım. Duş aldım." dedi odasındaki banyoyu işaret ederek.