•Yağmur• 1

17.6K 606 248
                                    

Bu gün yine ters yerimden mi kalktım bilemem ama başıma şimdiden gelmeyen kalmamıştı.
Otobüsü kaçırdım, şimdi de yağmur yağmaya başlamıştı. 

Montumun kapşonunu geçirip ne kadar kendimi korumaya çalışsam da ıslanıyordum.

Hızlı adımlarımla okula ilerlemeye çalışırken bir yandan da yola bakıyor otobüs geçmesini diliyordum.

Binmeyecek olsam bin tane geçer zaten!

Yolun karşı tarafına geçmeye karar verdim ve arabaların durmasını bekledim.

İşte tam o sırada gökten yağmur kovası boşalır sanacakken arabadan boşalmıştı.

Lanet olsun bir sen eksiktin!
Şu an tam tamına sırılsıklam olmuştum bile.

Elimin tersiyle yüzümdeki suyu silerken. Birisinin arabadan inip bana doğru geldiğini fark ettim.

Bu, arabasıyla bir hışımla geçip yerdeki su birikintisini üstüme savuran adamdı.

"Önüne baksana. Nasıl araba kullanıyorsun sen!?"

Hafif yağmur damlalarından saçı biraz ıslanmıştı.

"Ben kullanmıyorum. Su birikintisinin yanında niye duruyorsun?"

"Hem suçlusun hem konuşuyorsun. Tanrım, sizin gibilerine görgü kurallarını öğretmeliler."

Telefonla konuşup arabasına doğru ilerlerken "Dakikalarımı kaybettim senin yüzünden." Diye söylendi ve arabasına bindi.

"Pislik herif! Özür de dilemiyor."

Ben arkasından söverken o çoktan yanımdan ayrılmıştı.

~

Okula sinirli solumamla adımımı attım.
Her şeyden nefret ediyorum.

Okuldan, aptal insanlardan... Ha bir de o pislik heriften. Üstümü başımı rezil etti.
Bir de özür dilemez. Çok mu zor?

Sınıfa girdiğimde Dahyun ağzı açık bana öylece bakakalmıştı.

"Ne oldu sana?"

"Gökten su kovası boşalttılar."

"Haneul, ne saçmalıyorsun?"

Dahyun'a cevap vermeden lavaboya gittim.
Tabi o da arkamdan gelmişti.

Suyla ve peçetelerle üstümü temizlemeye çalışsam da çamurlar iyice formama sinmişti.

O sırada içeriye üç kız girdi.
Alt sınıftaki kızlardı.
Konuşmalarına istemsizce kulak misafiri oluyordum.

"Hadi çıkar makyaj malzemelerini."

"Tamam tamam bekle."

"Ben çok heyecanlıyım."

"Bende..."

Kızlar birbirleriyle konuşurken içleri eriyordu.

"Fotoğraflardaki gibi yakışıklı mıdır acaba?"

"Benim arkadaşımın okulundaydı. Çıkışta onların okuluna gittiğimde görmüştüm. Yakışıklıdan da öte bir şey. İnsanın baktıkça bakası geliyor."

Bunlar ne saçlamıyordu böyle.

"Jimin'in arkadaşıymış öyle değil mi?"

"Evet. Okulumuzda yeni bir yakışıklı..."

Kız diğer kızın elindeki ruju alıp
"Biraz da ben sürmeliyim. Dudaklar önemli kızlar."
Dedi ve sürmeye başladı.

Dayanamayıp sordum.
"Kızlar, gelen kim?"

"Bilmiyor musun?" Diye şaşkınca sordu.

"Bilsem sormazdım herhalde."
Mantıklı değil mi?

"Okula, müdürün oğlu geliyor. Ayrıca Bay Jeon'un kardeşi."

"Üvey kardeşiymiş."

"Ah, bunu bilmiyordum." kız şaşırmıştı.

"Yeni bir şımarık kişi daha yani." dedim.

"Öyle durmuyor."

Ben lavabodan çıkarken arkamdan
"Zevksiz."
Dediklerini duydum.

Dahyun'la sınıfa girip sıralarımıza oturduk.

İlk dersimiz matematikti.

Bakalım bu kızları heyecanlandıran kişi hemen gelecek miydi.

Önümdeki açık defteri karalarken. Sınıfın kapısı açıldı ve içeri birisi girdi.
Girmesiyle de sınıfın ağzından garip sesler çıkmaya başladı. Şaşırma sesleri gibi.

Kafamı kaldırdığımda,
NE? NASIL? O...

Geniş gülümsemesini sınıfa sunarak kendisini tanıttı.
"Merhaba, ben Kim Taehyung."

Sınıftaki kızların ağzından sular akarken, bizim gözlerimiz buluşmuştu.


MERHABA ARKADAŞLAR BU YENİ KİTABIM İYİ OKUMALAR.

SİZİ SEVİYORUM!

MY HANDSOME Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin