6

104K 9.6K 29.7K
                                    

6: Bir vampir, Kim Taehyung.

Elimdeki son bölümü de atıyorum, yorum yapmaktan çekinmeyin, sizi seviyorum

Kahvaltı masasında bir şeyler atıştırmaya çalışırken açılan kapıyla yerimde zıplamış ve koşarak kapıya varmıştım.

Taehyung, kafasındaki siyah şapkayı yavaşça çıkartırken elindeki poşetleri yere bırakıp, "Günaydın, Jeon." Dedi. Ela gözünü görmediğim zamanlarda eksik bir şeyler var gibi hissetmem normal değildi, sonuna dek farkındaydım. Şu iki haftada ona bu kadar alışmam da öyleydi. Garipti. Onu yıllardır tanıyormuşcasına rahat olmam, onun yanımda sigara içmediğini fark ettiğimde kalbimde hissettiğim bir şey, çok garipti.

"Günaydın," Tıpkı onun gibi fısıldıyordum. Tanrı aşkına, sadece iki haftadır onunla birlikteydim ve onun gibi fısıldamaya başlıyor oluşum kafamı kırmak istememe sebep oluyordu. "Senin için bir şeyler aldım," derken elindeki şapkasını benim kafama geçirdi. Bazen böyle çocuksu şeyler yapıyordu ve bu çok tatlıydı ama söylerim, ağzımdan kaçırırım diye çok korkuyordum. "Kahvaltı yaptın mı?"

"E-evet yaptım ve şey," poşetleri kucağıma alıp peşinden yürümeye başladım. "Teşekkür ederim."

"Bu akşam..." Salondaki ufak koltuğa çöküp, arkasına yaslandı. Hala kafamdaki şapkayı çıkarmamış ve yanına oturuvermiştim. "Bu akşam bir yere gideceğiz."

Ses tonundaki değişik tınıyla dudaklarımı ıslattım. "Yoksa beni işkence evine mi götüreceksin? Doğru söyle, derimi yüzmeyi düşünmüyorsun, değil mi?"

"Bilemiyorum.."

Kıkırdayarak paketlerin içindeki birkaç pantolon, tişört ve ceketi kısaca incelemiştim. Bir de bot vardı, bendekine biraz benziyordu. Muhtemelen bu akşam dışarı çıkacağımız için almıştı ama acilen sonrası için büyük bir alışveriş yapmam gerekti.

"Şu iş hakkında biraz konuşmamız gerek." Koltukta dikleşip, işaret parmağıyla ilerideki dolabı göstermişti. "Şuradan mavi dosyayı getirir misin?"

Dediğini yaptım. Paketleri koltuğun yanındaki boşluğa bırakıp, dolaba doğru ilerlemiş ve içindeki mavi kapaklı dosyayı yanına getirmiştim. O da bu sırada fiskosu hemen önüne bırakıp, ellerini birbirine vurmuştu. "Hadi bakalım," gözlerimiz birleştiği gibi hafifçe alt dudağını ısırdı ve sonra, "Bu işte seni yanıma alıyorum." Diye devam etmişti.

Sevinçle ellerimi birbirine çarpmak, ona teşekkür etmek ve hatta öpmek istiyordum ama kendimi dizginlemeyi başarıp yalnızca gülümsedim ve ince dosyayı önüne bıraktım. Koltuğa tekrar döndüğümde o dosyaya bakarak akışkan bir şekilde, sanki defalarca okumuşcasına anlatmaya başladı. "Lee Yoona," diye başladı. "Yirmi dokuz yaşında, kadın. Devlete bağlı bir bankada çalışıyor, yaklaşık bir aydır en yakın arkadaşıyla sosyal medyadan konuşuyoruz. Ona bugün buluşmak istediğimi söyledim, Seoul'de bir kulüpte. Kardeşinin eşiyle yaşadığı birkaç gece ortaya çıkmış da... Ablacığı intikam almak istiyor. Bu yüzden kendisi uzun süredir saklanıyor bir yerde, ben de peşinde dolanmaktan üşendiğim için arkadaşını ayartmayı düşündüm. Hem... Fazla ücret alırız."

Sonda dalga geçtiğini bildiğim için ağır ağır kafamı sallarken, yutkunup; "Paraları kırışırız." Diye bu durumda onu güldürmeyi amaçlasam da o ciddiye alıp, "Elbette." Demişti. "Paranın yarısı senin."

"Şaka yapıyordum-Ben hiçbir şey yapmayacağım ki!"

"Olsun," Bana dönmeden dosyayı incelemeye devam ederken kadının habersiz çekilmiş birkaç fotoğrafını kaldırdı. Sarışın, tipik bir koreliydi işte. Güzel bir kadın olduğu kesindi. "Yine de, kiranı ödemen için paraya ihtiyacın var, değil mi?"

serial killer ▪ taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin