10

96.6K 8.6K 13.6K
                                    

10: Jung Hoseok ve Kim Taehyung.

Ekşınlar başlıyor, yorumlarınızı mutlaka bekliyorum ve sizi seviyorum.

Hoseok'u yaratmamda yardımcı, muzludankek9 teşekkürler.♡

Saat, sabahın sekiz buçuğuna doğru yaklaşırken üst üste üçüncü kez çalan zille yataktan zıplayarak uyanmış ve odamın kapısını araladığım gibi; kızıl saçları birbirine girmiş, gövdesi ve baldırlarından dizlerine doğru birsürü dövme bulunan bedeninde yalnızca lacivert boxerı bulunan Taehyung'u görmem bir olmuştu.

Kesinlikle sürekli çalan zilden rahatsız olmuşa benziyordu, kaşları çatıktı ve birden böyle kalkıp çıktığına göre kapıdaki insanı gebertebilirdi.

Bir anlığına kafasını kaldırıp benimle göz göze geldiğinde, sol gözünün kahverengi olduğunu, yani lens taktığını fark etmiştim. Odamın kapısını kapatıp, "Günaydın," diye mırıldanmama karşılık, boğuk ve pürüzlü ses tonuyla konuşmuş, dizlerimin bağının çözülmesine sebep olmuştu. Bu ses tonu... Tanrım, yemin ederim kapıya tutunmasam bir an için kendimi yerde bulurdum gibi gelmişti. "Kapıyı çalan herifi tam on yedi yerinden sikeceğim,"  Duraksadı ve sonra Kim Taehyung'un bile uykuluyken dikkatsiz olabileceğini gösterecek şekilde, "vuracağım," diye düzeltti.

Bir şey söylememi beklemeden merdivenleri seri bir şekilde inip, arkasından gelmeme ses çıkarmamıştı. Önce kapının kilidini açtı ve sonra kulpu hızla indirip, çattığı kaşlarıyla "Sabahın sekizinde," dedi karışısındaki, görmediğim kişiyle konuşurken. "Kişisel mekanım, evimin önünde, ne sik yemeye bulunduğunu söylemen için tam bir dakikan var."

"Bana bir sakso borcun var," Taehyung'un ses tonunun karşısında ince kalan bir sesti bu. Cümle dudaklarından döküldüğü gibi, Taehyung kafasını geriye atıp, hiçbir şey söylemeden geriye çekilmiş ve sonra bana bir göz atıp, kaşlarını çatmıştı. Bu sırada içeriye giren kişi, sikeyim, Taehyung'un biraz kısası gibi bir şeydi. Baştan aşağıya simsiyah ve bedenini sıkıcasaran şeyler giyiyordu, örneğin kot pantolonu. Bacaklarımı güzelce sarmıştı, içine sıkıştırdığı siyah boğazlı kazağı ve deri ceketiyle merhaba! ben son derece havalı ve seksi bir o kadar da kötü bir adamım diyor gibiydi. Kıpkırmızı saçlarının güzelliği Taehyung'unkilerle yarışır cinstendi ve soğuktan çatlamış dudaklarının altında, biri sağda; diğeri solda olmak üzere iki metal top vardı. Bu piercingin adının snake bite olduğunu, Jin olmasa bilmezdim. Sağ yanağının elmacık kemiğindeki haç dövmesi ve kulağında zinciri kulağı boyunca uzanan bir küpesi vardı.

Gözleri bir an için bana uğradı, önce şaşırmış bir ifade belirmişti yüzünde. Kaşları hafifçe çatılmış, dudakları sağa doğru büzülmüştü. "Oh," dedi Taehyung'a dönerken. "Misafirin olduğunu bilmiyordum."

"Misafir değil," diye kestirip attı. Adam yavaşça gülümserken parlak dişlerini gözlerimin önüne sermiş, yemin ederim kıskandırmıştı. Sağ elindeki deri eldivenini çekip, çıkardı ve yavaşça damarları belli elini önüme doğru uzattı. "Jung Hoseok." Demişti dilini dudaklarında gezdirdikten hemen sonra. "Kore dili ve edebiyatı öğretmeniyim."

Gözlerim yavaşça elinin üzerindeki dövmelerde ve yüzünde gezindiğinde, kısa bir kahkaha attı ve bu sırada kapının kapandığına dair çıkan tok ses kulaklarkma ulaştı. "Neyse ki bu işi bırakalı yıllar oluyor."

Zoraki bie gülümsemeyle elini sıksam da Taehyung ismimi söylememe vakit tanımadan, "Hoseok," Dedi. "Salona git."

Yine de, "Jeon Jeongguk." Dememi durduramadım. Hoseok önce kafasını birkaç saniye sallamış, sonra gülümseyerek elini çekip; salona girmişti ki, Taehyung'un eli dirseğimi kavradı. "Üzerini değiştir." Dedikten hemen sonra yüzüme bakmadan salona gitmişti.

serial killer ▪ taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin