22

127K 6.9K 25.6K
                                    

22: Suskun Kim Taehyung ve kanayan Jeon Jeongguk.

Selam

uzun zaman oldu, sizleri özledim

sonunda bölümü bitirebildim, hemen şimdi yayımlayacağım, geç geldiği için kusura bakmayın özel hayat başımı döndürdü biraz

bölüm içinde taehyung heterokromiden "hastalık" diye bahsetse de aslında bir hastalık değil, görme problemi falan yaratmıyor ama taehyung yalnızca bir ayrıcalık olmadığını söylemeye çalıştı

sizi seviyorum, iyi okumalar

Aylar sonra hissettiğim güneşin kavurucu sıcağı, içinde bulunduğumuz taksinin aralıklı camından içeri sızıp; gözlerimi acıtıyor, dakikalardır yolda olmamızın verdiği his midemi bulandırıyordu.

Biraz yerimde kıpırdanıp, hemen ön koltuğumda; sapsarı saçlarına geçirdiği siyah şapkası ve yüzünün yarısını kapatan gözlükleriyle pek de dikkat çekemeyeceğini sandıran ancak yavaş yavaş aşağıya inildikçe tüm tüyleri diken diken ettiren görüntüsüyle oturan Taehyung'a baktım. Siyah, kolsuz tişörtü bol bir şekilde olduğundan göğsüni belli belirsiz gösteriyor, hareket ettikçe sırtındaki kasların gerilip, kasıldığını ve nasıl gevşediğini belli ediyordu. Kolları da geri kalan tüm derisi gibi dövmelerle kaplı olduğundan, onu nerede görsem tanırdım.

"Taehyung," diye sızlanırken ellerimi omuzlarına yaslamamla, kafasını hafifçe geriye yatırdı ve "Hmm?" Diye bir ses çıkarttıktan sonra bir süre bekledi. Arabanın içine giren sineğin sinir bozucu sesine karışan boğuk ses tonu, dizlerimin bağını çözüyordu. "Daha ne kadar var? Piştim burada!"

Bir süre düşünür gibi bir ses çıkardıktan sonra yavaşça ellerini geriye atıp; omzunun üzerindeki ellerime yasladı ve "Biraz sıcak iyi," diye mırıldandı, gülümsediğini hissetmiştim. "En azından soğuktan götümüz donmuyor, hm?"

"A-ama böyle de," koltukta öne kayıp, kollarımı arkasından boynuna doladıktan sonra devam ettim, "Ama böyle de çok yandım, hemen varalım artık-Duş almak istiyorum!"

Taehyung ile uzandığımız yatakta kurduğu cümlenin, her ne kadar gerçek olmayacağını düşünsem de beni çok büyük yanıltarak birkaç gün içerisinde biletlerimizi ayarlamış, yanımıza almamız için ufak bir çanta hazırlamıştı, sonrası ise gerçekten uzun bir yolculuktu. Uçak indikten sonra bindiğimiz taksi bir türlü durmuyor, şoför Vardık anlamına gelen saçma sapan kelimeler söylemiyordu işte, Tanrım, sıkıntıdan ve sıcaktan bayılacaktım ama geçtiğimiz yollardaki uzun ağaçlar ve sürekli gördüğüm deniz her şeye değer gibiydi.

"Yalnızca yarım saattir yoldayız," diye isyan eden Taehyung'un boynuna derin bir nefes bırakıp kollarımı boynundan çektim ve "İyi." Dedim, biraz olsun hayıflanmama izin vermediği için sinirle. "O zaman hiiiç de yanmadım, tamam mı? Duş almak da istemiyorum, böyle öleyim bari."

Taehyung omzunun üzerinden bana döndükten sonra yalnızca kafasını iki yana sallamış, kıvrılan dudaklarıyla yutkunmamı sağlamıştı. Daha sonra sessiz bir yolculuk geçirmiştik, sessiz ve sakin. Hiçbir zaman olamadığımız kadar sakin.

En sonunda vardığımız otelin resepsiyonunda harcadığımız birkaç dakikanın sonunda, gözlüğünü şapkasının üzerine doğru ittiren Taehyung, parmaklarını parmaklarıma doladı ve koluna asılı çantamızı biraz omzunda kaydırırken, "Üçüncü kat," diye mırıldandı. Kafamı geriye yatırıp, dudaklarımı gererek ona baktıktan sonra, eğilip, dudaklarını burnumun ucuna bastırmasıyla burnumu iyice kırıştırıp kollarımı beline dolamış; "Rüya gibi," diye inlemiştim burnumu göğsüne sürterken. Kolları omzumdan dolanmış, dudakları saçlarımın arasında kıpırdamıştı. "Öyle," demişti ben onun beline daha sıkı sarılırken. Çok... Çok güzel kokuyordu ve ondan ayrılmak istemememe sebep oluyordu. "Birkaç gün sürecek... Bir rüya."

serial killer ▪ taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin