24

92.3K 6K 15.5K
                                    

24: İntikam, kanatlar ve Kim Taehyung'un tek korkusu, Jeon Jeongguk.

Kim Taehyung'un hayatına giriş,

İyi okumalar

Sizi seviyorum.

Büzüştüğüm koltukta sarındığım battaniyeyi parmaklarımın arasında sıkıştırmış, derin bir nefes aldıktan sonra verip; sakinleşmeyi dilemiştim. Kafam geriye doğru yatıktı, gözlerimi ahşap tavana dikmiş; bu evin Taehyung'a ait olup olmadığını sorgulamıştım. O bu sırada şömineyi yakmıştı bile ve kucağıma tırmanmış kedimizin, oraya girip girmeyeceğini sorguluyor, kendi kendine sinirleniyor ve "ya içine girerse?" Diye sorduktan sonra etrafını bir şeylerle örüyordu ama bilmiyordu ki bizim ufak canavarımız orayı da atlayarak aşabilirdi.

Battaniyeyi yavaşça aralayıp, kucağımdaki ufaklığı içine aldım ve boynumu tırmalamasına bile sessiz kaldım, önce tırmalıyor, üzerimdeki kazağın iplerini çekiştiriyor ve sonra sıkılıp karnımdan indikten sonra battaniyeden de çıkıp koltuğun üzerine kıvrılıyordu. Taehyung yorulmuş gibiydi, saatlerdir araba kullanmasının yanında bir de şömineyle uğraşmış, aldığımız malzemeleri, yeni çalıştırdığı buzdolabına yerleştirmişti.

"Jeongguk!" Diye seslendi, bugün ellinci kez. Buradan gidiyoruz, cümlesinden sonra diğerlerinin nereye? Diye sormasına bile kalmadan evden çıkmıştık. Taehyung bir şeyler saklıyor gibiydi, ya da korkuyordu ve ben bilemiyordum, ne sakladığını; neden korktuğunu, bana neden anlatmadığını.

Ona bir cevap verecekken, odaya girdiğini görmüştüm. Pantolonunu bacaklarından yavaşça sıyırıp; kapının eşiğinden ayrılmış ve elindeki kıyafetleri koltuğa bırakmıştı. Üzerini değiştiriyordu. "Açsın, değil mi?" Diye mırıldandı kazağını üzerine geçirirken, eşofmanını da hızlıca giyip yanıma yaklaşmış ve dudağının kenarındaki halkayı çıkartıp avcuna almıştı.

Yanıma vardığı gibi, karnına yaslanan avcumla eğildi ve elini benimkinin üzerine koydu. Parmaklarımı okşayıp, gözlerini gözlerime dikmiş ve bir sorun olup olmadığını tasdiklemek ister gibi uzunca bakmıştı. Sonra eğilip, dudaklarını yanağıma bastırdığını hissettim. Sorusu beynimdeki tüm cümlelerin ana fikriydi. "Ne oldu?"

Ne olmuştu?

Birçok şey olmuştu, beni huzursuz; mutsuz ve diken üstünde hissettirecek birçok şey olmuştu ama yanaklarımın üzerindeki baskılar öyle yumuşaktı ki, omurgama vuran soğuk dalgayı hissetmiştim. "Burayı sevmedin mi?" Hafif bir mırıltıyı andıran ses tonuyla, burnunu boynuma sürtüp beni gıdıklamak için çabalamaya başlamıştı ama yalnızca tebessüm etmiştim. Yorgun hissediyordum, her ne kadar, bugün ona koşup beni kandırmasını istesem de gerçekleri öğrenmeye, onu tanımaya hakkım vardı. "Hm? Sevmedin mi?"

"Sevdim," Sevmiştim. O, ben ve isimsiz kedimizin olduğu her yeri severdim zaten. Hafifçe gülümseyip, kollarımı belinde sıkışırdım ve saçlarımın arasına bir öpücük bırakmasına sebep oldum. O sırada mırıltılar çıkartan ufaklığa bakmış Taehyung, "Seni kıskanıyor," diye dalga geçmiş ve dudaklarını bir kez daha şakağıma bastırdıktan sonra geriye çekilip kendini yanıma bırakmıştı.

"Kıskanç bebek," Gülümseyerek söylediğim şeyle birlikte yanaklarıma yasladığı elleriyle dudaklarımı öne büzmemi sağlamış ve bu halime gülmüştü. "Öyle birini daha tanıyorum," dedi, pislik yapıyordu. "Kıskanç ve bebek?"

Engel olamadığım kaşlarım anında çatılırken onu kendimden uzaklaştırıp, "Beni sinirlendirme," diye söylenmiştim. "Kıskanmıyorum, neyini kıskanacağım senin?"

serial killer ▪ taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin