34: "Söz."
●
Selam, güzel bir bölüm olduğuna inanıyorum umarım siz de seversiniz
Taenin günlüklerinde çok çok önemli bir spoi var umarım fark edersiniz, ederseniz o satıra yazın lütfeen
Sizi seviyorum
♡
Titreyen ellerimi zaptetmeye çalışırken yere eğilip defteri tekrar kavradım ve ellerim kadar titrek dizlerime sahip çıkamadan koltuğa düştüm. Parmak uçlarım defterin ilk sayfalarını hızlı hızlı tekrar çevirdi ve gözlerim kağıdın üzerinde dolanmaya başladı. Seri okuyordum, okudukça terlemeye başlıyor ve sikeyim, sikyeyim, Yoongi'nin söylediklerinin bir şaka olmadığını anlıyordum. Sayfada defalarca kez aynı kelimeleri tekrarlamıştı, berbat bir yazısı vardı ve tüm harfler birbirine girmiş gibiydi.
11.02.2012
Hae Won'u ben öldürdüm.
Evet, evet bunu kabullenmek mümkün değil. Mümkün değil. Hae Won'u benim öldürmem, tanrı aşkına, karımı öldürmem mümkün değil. Ben böyle bir adam değilim, benim ona elimin tersini dahi sürmem mümkün değil. Ona aşıktım, ona aşıktım hala aşığım. Evet, aşk eğer buysa öyleyim ama ona öyle bir nefret besliyorum ki bu aşkı gözümde yok ediyor. Ondan nefret ediyorum, ondan nefret ediyorum çünkü elimden her şeyimi aldı. Her şeyimi. Annemden geriye kalan her şeyimi aldı. Babamı öldürdü, babam... Babam, Yoongi babama çok benzer. Yoongi de gitti. Bir yerlere gitti, o acısını belli etmez bana, ağlamadı da hiç, sadece gitti. Hae won, kendi de gitti. Hiç kimsem kalmadı. O gitti, babam gitti, Yoongi gitti. En sevdiğim yanım, masumiyetim gitti. Tek başıma kaldım, yapayalnız kaldım ve günlerdir öyle çok ağlıyorum ki, artık yanaklarımın ıslak kalmasına alışkınım. Ev çok soğuk, tek başıma olmak ve bir katil olduğunun farkındalığıyla uyuyabilmek çok zor.
11.07.2012
Bugün Hae Won'un kıyafetlerini yaktım.
Artık biraz kendimdeyim, eskisi kadar çok ağlamıyorum ve tek başıma yaşamıyorum çünkü, yanımda Min sung var, o benim en yakın arkadaşım ve artık sırrımı bilen tek kişi.
Ona anlattım, ona; babamı öldürüp kaçan kadını nasıl soğuk kanlı bir şekilde, karım olmasına ve ona deli gibi aşık olmama rağmen öldürdüğümü anlattım. Bana birkaç yumruk sallar, bir kadına bunu nasıl yaptığımı sorar ve beni kapıya koyar diye düşünüyordum ama hayır, bana evinden bir oda verdi. Günlerdir tek başıma kaldığımdan ve korktuğumdan giremediğim banyonun kapısını bana açtı ve sevdiğim yemekleri yaptırdı. Bana, sen haklısın, dedi. O olsa, o da benim gibi yaparmış. Yalan söylüyor, kimse karısının katili olmayı istemez.
Ben bile.
03.08.2012
Bugün Hae won'un ölümünün üzerinden çokça gün geçti. Ben de, en sevdiğimiz şarkının kasetini defalarca kez masaya vurarak kırdım. Hem de tamamen parçalana dek.
Artık ağlaklığım kayboldu, hiçbir şey umrumda değil. O bu ölümü hak etmişti, bana ihanet ederek, bu ölümü çoktan hak etmişti ve eğer daha önce bilsem, daha önce öldürürdüm onu. Bana aşık değilmiş, beni tamamen kandırmış ve tüm paramızı alıp kaçmak için babamı öldürmeyi bekliyormuş. Pisliğin tekiymiş. Benim, aşkından ölüp bittiğim kadın, iğrenç biriymiş ve ben onun o güzel yüzüne öyle bağlıymışım ki, onu öldürdüğümde bile alnının ortasına bir öpücük bırakmadan edemedim. Aptalım. Hastalıklı bir ruhum var, sikeyim, bok gibi hissettiriyor. Umarım cehennemde buluşuruz.
