26

66.5K 5.6K 15.9K
                                    

26: Eski dostlar ve Jeon Jeongguk.

Selam, bayağıdır rahatsız olduğum bir şeyi dile getirip sizi rahat bırakacağım umarım okursunuz çünkü her ficimde bu duyuruyu yapmayı düşünüyorum.

Bu benim hikayem ve burada başka yazarlara olan övgülerinizi, reklamlarınızı, başka yazarları etiketleyip sen de şöylesin, böylesin, çok şekersin, iyi yazarsın yorumlarınızı görmek istemiyorum. Ben kıskanç bir yazarım hanımlar/beyler, hoşuma gitmiyor.

Yanlış anlamamanız dileğiyle

Bölümdeki karakteri çok daha farklı beklediğinizi biliyorum ama, aslında düşündüğünüz gibi biri değildi. Ayrıca, bölümde ipuçlarımız var dikkatli okuyun derim. Yanlış varsa affola,

İyi okumalar

Kollarımı, önümdeki tezgaha yaslayıp bacaklarımı sallandırırken biraz mayışmış hissediyordum.

Pekala, sabah o evden çıkmamın ardından geçen zamandan bir iki saat öncesine kadar birçok şey yapmıştım. Önce, girdiğim alışveriş merkezinden birsürü kıyafet almıştım mesela, seansı yakın olan ve bulduğum ilk filme girip; patlamış mısırımın bitmesi üzerine çıkmıştım. Hiç sevmediğim masaj koltuklarında oturup her tarafım acıyana dek kalkmamıştım ve sonra da yemek yemiş; güzel bir kahve içmiştim ve bunları yaparken, tamamen tek başımaydım.

Belki de tek başıma yaşamayı öğrenmem gerekiyordu.

Elimdeki poşetleri arabanın bagajına koyduktan sonra, birkaç sene önce takıldığım bara gelmiştim. Buranın barmeniyle uzun süredir tanışıyorduk, her geldiğimde bana bir şişe ısmarlıyordu ve gerçekten kusacak gibiysem en yakın tuvalete beni götürüyordu, iyi biri olduğunu anlamak için bu kadarı yeterdi sanırım.

"Tam bir," dedim, hafta içi ve pek de işlek olmayan bu yer olduğundan bu barmen arkadaşım, Yugyeom, beni dinliyor ve uçuk kaçık tepkiler verip beni güldürüyordu. "Orospu çocuğu."

Yugyeom tezgahın öteki tarafında kıkırdarken ortamda çalan ve çok da yüksek sesli olmayan müzik kulağa hoş geliyordu. "Sevgiline küfür ediyorsun," belindeki havluya elini sildi ve kaşlarını kaldırdı. "Hem de, anlattığına göre bayağı taşaklı bir herif."

"Sevgilim değil," Parmaklarımın ucuyla dürttüğüm bardağı yavaşça tezgahta ittirdim ve hafifçe burnumu çekerken omzumu silktim. "Yani... Değiliz. O öyle olmadığımızı söylüyor işte-Tanrım, her neyse." 

"Sevgili değiliz, dememiş ki Jeongguk," yan tarafıma çöken adama dönmeden önce ciddileşen ses tonunu hissettirmişti. "Özür de dilemiş, daha ne istiyorsun?"

Alıngan davrandığımın farkındaydım, çok fazla abartabileceğimin de. Ama o da, günlerdir nasıl boktan hissettiğimin bir türlü farkına varıp, bana sarılmıyordu. Taehyung bana sarılmıyordu, yalnızca uyurken siktiğimin kolunu belime sarabiliyordu ve onun dışında bu umrunda bile değil gibiydi. Ya da ben farkına varmıyordum ve her şeyi götümden anlıyordum işte, tam bir aptaldım ve neyin doğru, neyin yanlış olduğunu çözümleyemiyordum.

Yalnızca, tezgahın üzerinde yanıp sönen kırmızı ışığına gıcık olduğum telefonun ekranını aydınlattım, onlarca kez aramıştı, yüzlerce mesaj ekranda görünüyordu ama ona bir cevap vermek istemiyordum. Sadece, Tanrı aşkına, sadece biraz ondan uzakta kalıp tek başıma yaşayabilmek ve düşünebilmek istiyordum ama buna bile fırsat vermiyordu işte, aptal, o tam bir aptaldı.

Kilidi yavaşça kaydırıp, mesajlarına girdim, bu sırada Yugyeom diğer müşterilerle ilgilenemeye başlamıştı.

Kimden: Taehyung

serial killer ▪ taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin