19

102K 7.5K 16K
                                    

19: Bu hikayedeki tek iyi, Jeon Jeongguk.

Selam!

Çok uzatmayacağım bu sefer, yorumlarınızı bekliyorum ve sizi seviyorum. ♡

Yaşanan olayların üzerinden geçen, Taehyung'un hiçbir şey açıklamadan sadece geceleri Hoseok'la odalara kapanmasıyla süren günlerin sonucunda, içimde biriken öfkeyle bize ayrılmış odanın krem rengi yatak örtüsüyle kaplı yatağında öylece uzanıyordum.

Eve sürekli birileri girip, çıkıyor; bazen çıkamıyordu. Hyun-ah'ın söylediğine göre Taehyung gerçekten öfke kontrolünü sağlayamıyordu ve sürekli birilerine bağırıp çağırıyor, bazen en ufak şeyde silahını çıkartıyordu.

Bunu fark etmem, benim için zaman almıştı çünkü o, bana karşı gereğinden fazla sakindi. Tek sorun, fazla korumacı davranışlarıydı, Tanrı aşkına, daha dün yemek yapan Hyun-ah'a yardım ediyorum diye Bu evde ondan başkasının eli tutmuyor mu? Diye bağırıp çağırmış; ne yapacağımı bilemememe sebep olmuştu. Gerçekten sinirli ve ne yapacağı kestirilmiyor olması beni korkuturken, bir yandan da hala hiçbir soruma cevap vermeyişi vardı. Bir anlık öfkeyle gözümün dönmesine izin vermiş, hiçbir şey düşünmeden onunla sevişmiştim ama ne sorular cevaplanmış, ne sorunlar çözülmüştü. Olan tek şey, Kihyun'un kıskanç tripleriydi. Bunu fark etmemek aptallık olurdu ve Taehyung kesinlikle aptaldı.

Tıklanan kapının ardından görünen, gereğinden fazla yakışıklı yüzü ile sinirlerimi bozan Kihyun, koyu renkli dudaklarını kıpırdatıp, duraksadı ve "Taehyung nerede?" Diye sordu. Kaşlarını kaldırıp indirmiş, bir cevap beklemeye  başlamıştı.

"Duşta." Diye kestirip attım. Gitmesini bekliyordum ancak birkaç adım yaklaşıp odaya girmiş ve yatağın ucuna çökerken, "Sana..." demişti. "Sana bir şey söyledi mi?"

Uzandığım yatakta hafifçe doğrulup sırtımı başlığa yasladıktan sonra, "Ne gibi?" Diye mırıldandım. Hiçbir şey söylememişti, eğer önemli ve özel bir şeyse de söylemeyeceğine emindim.

Simsiyah, düz saçlarını karıştırırken, "Tamam... Söylememiş." Dedi ve sonra odadan çıktı.

Sabah duş aldığım ve fön çekmediğim için kıvırcıklaşmış saçlarıma lanet ederken tekrar kendimi yatağa atıp, tam olarak ne söylemediğini düşünmüştüm. Belki de... Kendi hayatıyla ilgiliydi ve-Bilmiyordum işte. Artık ondan bir şeyler beklemiyordum. Söylerse, kendi söylerdi ve söylemezse de yine kendi bilirdi.

Yalandı.

Ondan birçok şey beklemeye devam ediyordum, kesinlikle gerizekalı kelimesinin tanımı bendim.

Açılan kapı ve sonrasında Taehyung. İşte yine içimi karıncalandıran görüntüsüyle karşımdaydı, yalnızca belindeki havlu, gövdesinin her zerresini görmem için olanak sağlıyordu ve Tanrım, her gün yeni bir dövmesini keşfetmem beni heyecanlandırıyordu. Saçlarını kurutmuştu, artık kahverengi olan tutamları şimdilerde biraz üzülmeme sebep olsa da, kırmızı kadar dikkat çekici değildi en azından.

Pekala, kimi kandırıyordum ki, her haliyle dikkat çekiciydi ve bunun saç rengiyle en ufak ilgisi yoktu.

Odaya girdiği gibi yöneldiği dolaptan çıkardığı boxerı yatağa attı ve yavaşça  yanıma yaklaşırken, "Bugün bir yere gideceğiz." Dedi, hiç beklemeden. Havlusunu indirip, üzerine iç çamaşırını geçirmiş ve yatakta öylece uzanırken aralıklı görünen bacaklarımın arasına girip; üzerime eğilmişti. "Sen ve ben. İkimiz."

Gözlerimi kaldırarak yüzüne bakarken, "Nereye?" Sorum fısıldarcasınaydı. Ellerim yavaşça çıplak omuzlarına tırmanmış; bulunduğu yeri okşarken, dudaklarımın titrediğini hissetmiştim.

serial killer ▪ taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin