|42|FİNAL PART 2

57.1K 4.3K 14.8K
                                    

42: Kim Taehyung'un incisi, Jeon Jeongguk.

Merhabalar, bölümü seveceğinizi umuyorum...

@mightyalaska önceki bölüm bahsetmeyi unuttum, üzgünüm, final hakkında verdiğin fikirler ve yardımın için teşekkür ederim♡

Son bir şey,

Fice yaptığınız yorumların arasından seçip seslendirdiğim bir videoyu youtubea atacağım, eğer utanmazsam, onu da burada paylaşacağım bakmayı unutmayın👯‍♀️👯‍♀️👯‍♀️

Hata varsa affola

Sizi seviyorum, hepinizi, son kez iyi okumalar♡

"Taehyung her zaman öyleydi," Yoongi, siyah güneş gözlüklerini, minik burnunda yukarıya doğru kaydırırken kafasını eğerek konuşuyor; kimsenin yüzüne bakmamak için yeminli gibi davranıyordu. Ellerini önünde birleştirmişti, burnunun ucu ve yüzünün bazı kısımları kıpkırmızı görünüyordu. "Gerçekten, dünyanın en acımasız insanı gibi görünmeye çalışırken bile kalbine ve inancına o kadar çok takılı kalırdı ki... Herkes onu çok inançsız, çok isyankar zannederdi ama o kiliseye her gittiğinde en ufak yanlışı için bile ağlayarak ne kadar pişman olduğunu anlatırdı, biliyordum." 

Ortama sessizlik hakimdi. Herkes, sanki onun ağzından çıkacak şeyi büyük bir istekle dinliyor; ne kadar saygı gösterdiğini belli etmek için tamamen sessiz kalıyordu. Taehyung'un abisi, Kim Yoongi, sanki yıllardır bunu anlatmak ister gibi öyle birikmiş konuşuyordu ki... Gözlüğünü burnunun ucuna indirdi, parmakları ıslak olduğuna herkesin emin olduğu göz altlarında gezindi ve tekrar gözlüğü ittirerek gülümsemeye çalıştı.

"Bir keresinde... Biz daha çok küçükken, gerçekten çok küçükken-Hatta öyle küçüktük ki, Taehyung'un süt dişleri yeni dökülüyordu. Bir kumdan kale yapmaya çalışıyorduk, ben biraz daha büyük olduğum için onu yönetiyordum diyebilirim ve-Taehyung biraz inatçıydı işte, sürekli kendi istediği olsun diye tutturuyor, ağlıyor ve beni durmadan anneme şikayet ediyordu."

Derin bir nefes aldı, dudaklarının arasına yasladığı sigarası konuşmasına ara verdiğini işaret ettiğinde Kihyun alt dudağını ısırarak kucağındaki kızını yere indirerek kulağına bir şey fısıldadı ve eşi Amanda, gözlerini kırparak kızına gitmesi için işaret etti. Bu sırada, Jin, sevgilisinin omzuna yaslanarak titreyen dudaklarıyla gülümsüyor ve Hyun-ah sanki hiçbir şey dinlemek istemiyormuşcasına bambaşka bir yönü seyrediyordu. Hoseok hemen yanındaydı, Jimin'in artık, on dört yaşlarına ulaşmış üçüzleri her zaman yaptıkları gibi aynı hareketleri sergiliyor ve dudaklarını birbirine bastırıyorken anneleri hemen yanındaki oğlunun saçlarını okşayarak Yoongi'yi dinliyordu.

"Annem... Ki o gerçekten Taehyung'u çok severdi, Taehyung onun için bambaşka biriydi, buna her zaman emindim ama ne kadar kıskanırsam kıskanayım beni de onun gibi görmeyeceğini biliyordum. Taehyung tıpkı ona benziyordu, her şeyi, o kadar çok anneme benziyordu ki... O kadar çok benziyordu ki annem öldükten sonra Taehyung'u asla görmek istemedim. Her zaman ondan kaçmak istedim, çünkü her şeyiyle bana onu hatırlatıyordu-O dalgalı saçları, gözleri, bakışları, dudakları... Benlerinin yerleri bile. Annemin küçük bir kopyası gibiydi."

"Sonra annem bana kızdı," Hafifçe güldü, sanki anlattığı şeyleri yaşıyormuşcasına içten bir gülüştü bu. "Bana, Yoongi sen onun abisisin, alttan alman gerek, dedi ama işte, gerçekten küçük ve sinirli bir abi olarak ona karşı çıkmaya çalıştığımda çok nadiren yaptığı bir şeyi yapıp bana bağırmıştı. Sonra... Ben yalnızca onların yanından ayrılıp babamın yanına doğru koşmaya çalıştım ama... Biri bana  o kadar sıkı sarılıyor ve öyle içli ağlıyordu ki, adım dahi atamadım."

serial killer ▪ taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin