Medya : Calum Scott - If Our Loves Is Wrong
| Kaçardın uykulara, kabus görme diye tutarken ellerini kabuslara uyanık kalırdım ben.|
•••
Bir kaç masalda geçmişti adları. Kavuşamayan her şarkıda, satırlardan düşen her şiirde anılmışlardı. Hüznün bileklerine kazındığı adam, hüzne bulanan gözlere bakarken bir kaç devrim gerçekleşirdi. Güneş doğmazdı geceye, yıldızlar ilk kez ölümü tatmış gibi parlamazdı. Hüzün büyürdü gözlerinde. Küçücük kalbine saplanan cam parçalarıyla birlikte büyürdü. Yarası, akan kanı beslerdi onu. Dudakları dua gibi arındırırdı tenini, ruhuna sinerdi kokusu, özlemden kavrulurdu parmak uçları. Kavuşmak için çırpınırdı gece karası saçlara ama elleri yetişmezdi.
"Uykun var mı Kook?"
Jungkook, avuçları arasında tuttuğu bileği bırakıp adamın gözlerine dikti gözlerini. Ne zaman onu sevdiğini haykırsa etiyle kemiğiyle hep uykusunun olup olmadığını sorardı. Min Yoongi, onu başından nasıl savacağını iyi biliyordu. Gözlerini gözlerinden çekip ayaklandı. Karşısında ki siyah iki kişilik deri koltuğa sıkışarak uzanıp gözlerini kapadı. Uykusu yoktu, ama dinlenmek istedi. Gözlerini kapamak, uykuya dalarak bu kabustan kaçmak istedi. Dizlerini biraz daha kendine çekti. İliklerine kadar üşüdüğünü hissettiği ilk sefer değildi. Kapanan kapıyla birlikle gözleri aralandı. Kırıklar yerleşti kahve irislerine.
"Ağlama."
Titrek çıkan sesine eşlik etti gözlerinde ki ıslaklıklar. Gözlerini sımsıkı yumdu. Ölüşünden öptüğü adamın gidişine kapadı gözlerini. Ağlamadı.
~~~
Dağılmış bir adamın arkasından giderek parçalarını topluyordu SeokJin. Geldiğini biliyor ama arkasına bakmadan, duraksayıp ağzını açmadan öylece yürüyordu. Hiç yokmuş gibi yoluna devam ediyor, öfkelenmemiş, kaybetmemiş gibi acısına sarılmak için ilerliyordu.
Mezarlığın başında durdu. Nefes nefese, haykıramadığı her şeyle mezarlığın başında dikiliyordu.
Taehyung, mezar taşına tekme geçirerek onu devirdiğinde Jin' in gözleri sonuna kadar açılmış kolları ileri atılmıştı. Genç adam kendisini durdurmaya çalışanı itip kısılan sesiyle haykırdı.
"Dokunma! Üç yılımı verdim ben buraya! Dokunma!"
Hiç ağlamamıştı, bağırmamıştı da ama sesi kısılmış kırıkları tellerine doldurup evrene yayılmıştı. Jin zemine sabitlenen ayaklarını kıpırdatamadan irice açtığı gözleriyle adama şaşkınca bakıyordu.
Gök kükredi, acısı yeryüzüne serpildi. Boş mezarın üzerine yağmur damlaları düşmeye başladığında Taehyung' un parmakları gömüldü toprağa.
Dizleri üzerine çöküp, mezarı kazmaya başladı. En yakın arkadaşını, dert ortağını bazen yuvası olan soğuk toprağı elleriyle kazmaya başladı. Tüm vücudu titriyor, görüşü sürekli bulanıklaşıyordu. Ağlıyordu Taehyung. Bilmeden belki de hissetmeden kanında ki zifti aktıyordu. Gökyüzü eşlik ediyordu hüznüne, yer yumuşuyordu diz çöken adamın karşısında. Toprak zarif ellerin arasında dans edip ölümü sakladığı çiçekleri ortaya çıkarıyordu.
Jin sertçe yutkunup, mezarı eliyle kazan adamın yanına çöktü. Min Yoongi' nin adının kazılı olduğu mezar taşına kaçamak bakışlar atıp elleri toprağa hırsla saplanan adama dikti gözlerini. Önce gözleri doldu ardından burnunun direği sızladı. Eli tereddütle adamın sırtına yaslandı. Sesi kısık ve titrek çıkmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cherish Me | TaeJin
Fanfiction[ tamamlandı ] Kral / Dram / Yaoi Taehyung, katilinin peşine düşer, ❝ Sana ölümü anlattım. Sense usulca ölü kalbime dudaklarını yasladın. ❞