17

944 102 366
                                    


Medya : Hypnogaja - Here Comes The Rain Again

| Ellerinden geçiyor zehir kanıma, dudaklarınla arındır beni. |

~~~

Kaçtığı uykulara bu kadar huzurla düşme sebebi sabahları yanında olmuyordu. Elini soğuk tarafta gezdirmeyi kesip açmayı red ettiği gözlerini araladı. Gece indirdiğine emin olduğu perdeler şimdi sonuna kadar çekilmiş, karların parıltısı güneşin aksine solgun bir ışık bırakmıştı. Yattığı yerde dönüp pencereden dışarıya açtığı tek gözüyle bakıp gülümsedi.

SeokJin ile aynı yatakta uyuma şerefine 3 kez erişmişti fakat henüz onunla güne gözünü açmayı başaramamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


SeokJin ile aynı yatakta uyuma şerefine 3 kez erişmişti fakat henüz onunla güne gözünü açmayı başaramamıştı. Olsun diye düşündü. Her şey bu kadar güzel giderken kötü düşünmesini gerektirecek bir şey yoktu. Uyuşuk hareketlerle yatağından kalkıp banyoya geçtiğinde duyduğu sesle duraksadı. Telefonunu nereye koyduğunu hatırlamaya çalışmak yerine sesi takip ettiğinde kendini salonda bulmuştu.

Abisinin aramasını yanıtlarken gözleri saate takılmıştı. Sabahın 6' sında onu arama sebebi ne olabilirdi? Üstelik SeokJin' de yanında yoktu zaten uykuya daldıklarında gecenin 3'üydü. Ne zaman gitmişti? Gerçek anlamda hiç bir şey duymadan uyuyordu öyle ki deprem olsa ve yanlışlıkla uyansa yastığını alarak gidip bir masanın altında uyurdu. Tanrı aşkına uykusu bu kadar ağır olamazdı!

"Efendim abi?"

Sesi pürüzlü çıkmış, boğazı hafifçe sızlamıştı. Tek eliyle gözlerini ovuşturduktan sonra abisinin iliklerine işleyen sesi yayılmıştı kulaklarına.

"Konuşmamız gerekenler var. Benim evime gel."

Huzurla açtığı gözleri istemsizce kapandı. Pekala belki de kabul etmesi gereken bir gerçek vardı istediği kadar itelesin, istediği kadar yok saysın onun hayatında huzurlu bir gün hiç olamayacaktı. Geçmiş yakasından düşmüyor, geleceğini kendine göre şekillendiriyorken huzur, çok uzaktı. Telefonu kapayıp koltuğa atarak bir süre ayakta dikildi.

SeokJin' i babasının yaptıkları yüzünden yargılayamazdı ki bundan emin bile değildi. Sadece en kötüyü düşünerek hareket ediyordu Taehyung. Önemli değildi, babası ailesini öldürse dahi önemli değildi. Çünkü görüyordu o adamın gözlerinde ki çocuk masumiyetini, düşüyordu kalbine, öyle ki elleri kanamasın diye kendini kanatıyordu Taehyung.

O kan gölünde boğulacaktı. Sakin bir pazar sabahı, kar usulca inerken yer yüzüne gülümsedi. Yağan karın mezar süsleri olacağını bilmeden gülümsedi.

~~~

Kar ayakkabılarının sert tabanı altında eziliyor, pürüzsüzlüğünü kaybederek SeokJin' in duymaya bayıldığı sesleri çıkarıyordu. Issız bir parkta, güzel bir öğleden sonra ikisi yan yana yürüyordu. Taehyung abisinin yanından çıkınca ilk olarak Seokjin' i aramış ve onu görmek istediğini söylemişti. Nerede olduğunu ya da nasıl olduğunu sormadan sadece görmek istediğini söylemiş ve adamın verdiği adrese olabilecek en hızlı şekilde gelmişti.

Cherish Me | TaeJinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin