Cherish Me | TaeJin

18

Medya : Zayn - Fool For You

| Yörüngemde ruhun var, yolum virajlı diye değil sarhoşluğum sana bulanan ruhumun hatrı var. |

•••

Yanılmıştı.

Omuzlarında ki yükün paylaştığında azalacağını düşünerek, onları bu işin içine katıp kurtulmayı ümit ederek yanılmıştı. Sabahın 6' sında Taehyung' unda gelmesiyle gelen mesajları ve aldığı tehditleri tek tek anlatmış, kendisine dehşetle bakan Jungkook' tan gözlerini sürekli kaçırmıştı. Jimin' in tehlikeye atılması son noktaydı. Baş edemiyordu tek başına, eğer onlara söylerse daha dikkatli olurlardı ya da en azından bir karar verdiğinde sorgulayıp, engel olmak yerine yanında olurlardı diye düşünmüştü. Jimin' in tüm ısrarlarına rağmen Namjoon' a hiç bir şey söylememiş ve söylenmemesi konusunda da anlaşmıştı. Kabul adam çok zekiydi ve sevgilisi de tam bir ekip uzmanıydı. Namjoon planlıyor, Hoseok ise ortamı ona göre ekarte ediyordu gerçekten mükemmellerdi ama onları da çekemezdi bu bataklığa. Taehyung sadece Kral' ın kim olduğunu sormuş ardından da Jimin' i alarak dışarı çıkmıştı.

Beklediğinin aksine Jungkook surat asmamış, başının etini yememiş ya da ona saldırmamıştı. Sadece birbirine kenetlediği ellerinin üstüne soğuk ellerini koyup hafifçe sıkmış ve odadan çıkmıştı. O an Yoongi doğru bir karar verdiğini düşünmüştü.

Fakat şimdi kendisine kocaman gülümseyen sevgisili bile yanıldığını red etmesine sebep olmazdı. Benden bu kadar diye bağıran tekerler, görebildiği kadarıyla arabaya saplanan 5 kurşun ve çatlayan bir arka cam tüm düşüncelerini alt üst ediyordu. Derin bir nefes alıp gözlerini kapadı, aldığı nefesi ağzından ağır ağır verirken içinden de 10' a kadar sayıyordu ki sakin kalabilsin ve sesini yükseltmesin.

"Şey sigortası vardı değil mi?"

Jungkook' un sesi ile gözleri birden açılmış ve göz bebeklerinde ki alev topları adama doğru atışa geçmişti. Kook sevimlice gülümseyip üzerine doğru gelen adama karşı iki elini de kaldırmış ve sakinleştirmeyi umarak tüm sevecenliğiyle konuşmuştu.

"Tamam ben karşılarım zararını, aman ardı arası arabanı az biraz hurdaya çıkardım anlamadım niye bu kadar sinir-"

Hızlı cümleleri, adamın başını göğsüne yaslamasıyla kesilmiş, irice açılan gözlerine havada kalan elleri eşlik etmişti. Yoongi' nin kolları iki yanında sallanıyor, başı sert göğse yaslanarak düşüncelerin ağırlığından kurtulmaya çalışıyordu.

"Sana bir şey olmasın diye üç yıl uzak durdum ben senden." Başını hafifçe adamın sıcak göğsüne vurup küskün sesiyle konuşmaya devam etti. "Nasıl bu kadar dikkatsiz davranırsın?"

Jungkook, havada kalan ellerini hareket ettirmiş ve hızlıca adamı sarmıştı. Küçücük bedeni kolları arasında kaybolurken mutluluktan dolan gözlerini saklamak için yüzünü adamın yumuşacık saçlarına gömmüş ve derin bir nefes almıştı. Öyle güzeldi ki varlığı, kollarının arasına sığan minik beden öylesine tapılası, öylesine büyüleyiciydi ki, Jungkook buna karşı o kadar çaresiz, o kadar minnet doluydu ki.

Yoongi, siyah boğazlı kazağıyla kapının önünde sevgilisine sarılırken üşüyen bedenini umursamıyordu. Burnunu hafifçe süreleyip gözlerini kapayarak sıcak göğse daha çok sığınmış, büyüleyici bir kokuyla sarmalanmıştı.

"İşte bu evreden sonra genelde insan oğlu yatak kullanır. Ama Kook henüz bu evreden sonrasına geçemedi."

Jungkook, kollarında uslu uslu duran sevgilisinden kopmayı istemese de Jimin' in rahat durmayacağını biliyordu. Genelde duygusal anları Jin hyungun burun çekişleri ya da bastıramadığı sesleri bozardı fakat şu anda kafasının yerinde olduğunu sanmıyordu. Hafifçe geri çekilip adamın küçük yüzünü elleri arasına alarak burnunun ucuna hızlı öpücük kondurmuştu. Yoongi' nin tebessümü yüzüne yayılırken bakışlarında üzerlerine yağan karın aksine sıcacık bir ifade vardı. Jungkook, nefes alamadığını hissetti.