5

1K 139 344
                                    

Medya : DAY6 - I Need Somebody

| Kayıp bir şehirde yetişen kayıp bir çocuktun sen. Gözlerine mühürlendi gözlerim. Kayboldum.|

~~~

Yılların özlemi, hayal kırıklığı, hasreti nasıl oluyordu da bir kaç saniyelik nefretin altında kalıp yok oluyordu? Nasıl oluyordu da insan hayatta kalmak için tutunduğu o duyguları bir kaç saniyede silip atabiliyordu? İçinde kaynayan bu öfke her şeyi alevlerine katıp hızla yayılıyordu. Ellerinden başlayan karıncalanmaya eşlik eden baş dönmesi Taehyung' un gözlerini bir kaç saniye kapamasına sebep olmuştu.

Açtığı gözlerinde yine onun şaşkın yüzü doluşmuştu. Gerçekti. Mezardan fırlamayacak kadar canlıydı. 3 yıl önce nasıl bıraktıysa Min Yoongi aynı öyleydi. Oysa kendisi aynı değildi. Uyuyamadığı için göz altlarında siyah kalkalar vardı artık, sigaradan dolayı çabucak tıkanan nefesi, kimse gözlerinde ki acıyı görmesin diye gözlerini kapatan siyah saçları, ruhunda ki acılara katlanamadığı için kolunda dövmeleri vardı.

Kim Taehyung, terk edildiği gibi değildi. En sevdiğini ölümün kollarına bıraktığını düşündüğü için ölümle selamdaş olmuştu.

"Taehyung senin içindi."

Jin gözlerini ikiliden çekip sessizce odadan çıkmış ve içine çöreklenen merakı yok saymıştı. Taehyung' u pek tanımıyordu. Melankolik bir adam olarak nitelendirebilirdi fakat Min Yoongi' yi çok iyi tanıyordu. İlk kez bu kadar panik ve endişeli görmüştü onu. İlk defa gözlerinde acının bıraktığı emarelere rastlamıştı.

Kafeden çıkıp sabahın ayazına karşın köşeye sinen kediyi kucağına alıp yere oturmuştu.

"Gel biraz ısıtayım seni."

Kedinin sarı tüyleri parmakları arasında dans ederken derin bir nefes almıştı. Başını duvara yaslayıp gözlerini kapadı. Bedenen çok yorgundu ve biraz da olsun dinlenmek istiyordu. Kucağında ki kedi gibi biri başını okşayıp onu kolları arasına alarak şarkılar mırıldansın istiyordu. Güneş henüz bu sokağa uğramamış, Seokjin henüz karanlıktan kurtulamamıştı. Vicdan azabı çekmiyordu, bulunma korkusu da yoktu. Sadece çok amaçsız hissediyordu bazen. Babası gibi bir polis değildi, okuduğu mesleği yapmıyordu, kafe çalıştırmaktan birazcık bile anlamıyordu ki kısa süreliğine bu kafede kalacağını kendine sürekli hatırlatıyordu.

Düşünceleri tekrar üst kattaki odaya kayınca istemsizce dudaklarını büzüp kucağında ki kediye doğru eğildi.

"Eski sevgilisiydi sanırım."

Kedi memnun mırıltılar çıkararak SeokJin' in kucağına iyice yerleştiğinde genç adam gülümsedi. Esneyip, kıymetlisini donduran beton zeminde biraz kaykılıp daha rahat bir pozisyona ulaşmaya çalışarak kapanmak için yalvaran göz kapaklarına izin verdi.

Taehyung, kafenin çıkışında kucağında kedi ile oturan adamı görünce adımlarını birden kesti. İfadesiz yüzünde gezinmeye başlayan hüzün dudaklarını açıp geri kapadı. Az önce öldüğü sandığı adama tek bir soru sormuş ve aldığı sikik cevapla konuşmasına bile izin vermeden odadan çıkmıştı. Yani denemişti. Yoongi' nin koluna yapışarak onu durdurmaya çalışması gözünde fazlasıyla acınası bir hal almıştı ama şimdi burada, o karmaşanın, duygu patlamalarının ardından burada kucağında kedi ile uyuyan bu adam yüzünden oturup ağlamak istiyordu.

Ağlasın ve içine attığı her acı gözyaşıyla birlikte firar ederken bu adamın onu sessizce izlemesini istiyordu. Sarılmasına, teselli etmesine de gerek yoktu. Sadece oturup dizlese yeterdi zaten Taehyung alışkındı sessizlik ile konuşmaya. Sessizliğine kadeh kaldırıp onu sadece izlesin yeterliydi.

Cherish Me | TaeJinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin