Medya : Sufjan Stevens - Mystery Of Love
| Kestiğin yerden değil, gittiğin yerden kanar bileklerim.|
•••
Zaman saliselik bir mekandı ve duygular bu saliseler içinde kayıp kimlikleri için savaşıyor, kendilerine ulaşmak için koşuşturuyordu. Aceleleri vardı, kaybolan herkes gibi onlarında acelesi vardı. Bilmedikleri yollardan geçerek, bilmedikleri duraklarda ayazın altında kalıp yağmur yiyerek bekleyeceklerdi. Mezarlarına toprak değil kar dökülecekti.
SeokJin hafifçe gülümseyip saçlarında gezinen parmaklar yüzünden kapadığı gözlerini açarken bu fikrin verdiği huzurla bakışlarını çevirmişti pencerenin ardındaki kızıl mavi sabaha.
Güneş birazdan çökerdi üzerlerine, üzerindeki battaniyeye biraz daha sarılıp dizlerini kendine çektiğinde, saçlarında ki el duraksadı.
SeokJin, başını yasladığı dizlerin sahibine dönüp, tüm gece gözünü kırpmayan adamın güzelliğini izledi kuşların cıvıltısıyla. Şehir uyanmazdı daha, arabalar karışmazdı yollara, sokak lambaları yine elleri boş olarak sönmezdi henüz.
"Uyu biraz."
Taehyung, dizlerinde yatan adamın alnında ki saçları geriye okşayarak yitelemiş, kapanmak için direnen gözlerine inat gülümseyerek konuşmuştu. SeokJin vurulalı, abisi Morfin tarafından kurtarılalı ve onu tehdit edenin gerçekten Kral olduğunu öğreneli 1 hafta olmuştu.
SeokJin ile aralarında sessiz bir antlaşma vardı ikiside sorgulamadan birbirlerine sürükleniyor, sorgulamadan kaçıyorlardı birbirlerine. Gözleri buluşuyordu sürekli, elleri bazen ürkekçe temas ediyor, yan yana yürüdükleri yağmurlu bir kaç günde kolları birbirine sürünüyordu. Aynı şemsiyeyi paylaşmak yerine aynı yağmurda ıslanmayı seçiyordu ikiside, yağmur ne zaman yağsa ikisinin de ilk gözleri sonra yürekleri buluşuyordu.
"Uykum yok. Uzan hadi sen."
SeokJin doğrulduğunda, uyuşan dizlerine rağmen belki de fark etmeden elleriyle onu durdurmuş ve tekrardan dizlerine yatarak çattığı kaşları, huysuz bakışları ve büzdüğü dudaklarıyla düşen battaniyeyi üzerine örtmüş omuzlarını silkmişti.
Yanından ayrılsın istemiyordu hiç. Onu göremediği zamanlar küçük bir çocuk gibi huysuzlanıp surat asıyor, arayıp nerde olduğunu öğrenene kadar da kendi kendini yiyordu. Kalbini ferahlatan bir kokusu vardı, ruhundaki kesiklere merhem gibi sinen bu koku yüzünden ayrılamıyordu belki de ondan. SeokJin vurulduğundan beri durgundu, kahkahaları komik bir melodiye dönüşemeden kesiliyor, parıltılı bakışları duvarlara dikili kalıyordu. Bazen parmakları Taehyung' un saçlarında dinleniyor, gözleri dolu dolu oluşunu saklamak için zemine sabitleniyordu. Taehyung bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydı üstüne düşerek uçurumlara sürüklenmekte istemiyordu. Farkındaydı. Ailesini öldüren adamın oğlu olduğunun farkındaydı. Onu abisinden ayıran, zarar veren adamın oğlu olduğunun farkındaydı. Ailesinin katilinin oğluna tutulduğunun farkındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cherish Me | TaeJin
Fanfiction[ tamamlandı ] Kral / Dram / Yaoi Taehyung, katilinin peşine düşer, ❝ Sana ölümü anlattım. Sense usulca ölü kalbime dudaklarını yasladın. ❞