Cherish Me | TaeJin

9

Medya : Jeon Jungkook - If You

| Zemin çökse ben başımı gökyüzü diye sana kaldırırım. |

•••

Karşısında gittikçe küçülüyor gibi hissediyordu. Yaşamak nasıl zorsa anlatmakta o kadar zor geliyordu Yoongi için. Onun için, ailesi için vazgeçtiği tüm gerçekleri şimdi nasıl anlatacaktı? Kahvesinden bir yudum daha alıp gözleri kapalı bir şekilde kaldı bir süre. Cümlelerin süzülüp en doğru şekilde özgürlüğe kavuşmalarını ümit ederken araladı gözlerini.

"Bir süredir tehdit mesajları alıyordum."

Taehyung, ellerine diktiği bakışlarını abisine çevirip çatık kaşlarıyla bakmaya başlamıştı ki bu Yoongi' yi istemsizce daha da germişti. Tae' nin gözlerini kapatan siyah saçları nedensizce daha da kötü hissetmesine sebep oluyordu.

"Başlarda umursamadım, isim yoktu, adres ya da istekler. Sadece boş beleş tehdit. Sonralardan ciddiyete bindi her şey. Seni kaybetmemek için kimliğimi kaybetmeyi seçtim."

Taehyung tüm dikkatiyle dinlerken abisinin kuzguni gözlerinde saklanan acıyı görebiliyordu. Boğazına dizilen hevesleri, acılarını, toprak altına gömdüğü umutlarını...Gerçi abisinin kaybettiklerini anlamak için gözlerine kaçırması bile gereksizdi gözlerini. Siyah takımları içinde siyah saçları bile her şeyi anlatıyordu ona. Gökyüzünün yansımasını istediği saçlarına şimdi gece çökmüştü.

"Dediklerini harfiyen yaptım. Ama sözde ölümümün ardından seni o mezarın başında öyle görünce."

Abisinin mezarına ilk gidişi düştü yüreğine Taehyung' un. O acıyı unutamıyordu, dayandığı tek gerçeğin ellerinden kayıp gitmesine inanamıyor, gökyüzü saçlı abisinin toprağa saklanmasına katlanamıyordu. O acıyı iliklerinde hala hissediyordu.

"Sızınca gelmiştim yanına, ne olursa dedim. Umursamadan koştum sana."

Yoongi sertçe yutkunup avuç içini baş parmağıyla ezerken kendisine dikkatle bakan adamdan kaçırıyordu gözlerini. O boş bakışların altında yatan anlamı bildiğinden olsa gerek kendisine öyle bakmasına dayanamıyordu.

"Onları ciddiye almadığımı düşündüler. Ciddi olduklarını göstermek için," çenesi titrediğinde gözlerine dolan, burnunu sızlatan gerçeklere karşı ellerini biraz daha sert ovmaya başlamıştı. " Annemle babamı yaktılar."

Gerçekleri, yaşanmışlıkları tekrar duymak kesik nefesler almasına sebep olmuştu. Yıkılmak yerine ayaklandı Taehyung, ruhunu tökezlediği yerden kaldırıp abisinin titreyen ellerine uzattı ellerini. Zarif eli, adamın damarlı ellerine sakince yerleştiğinde dudaklarının ucuna takılan gülümsemeye eşlik etti kırık sesi.

"Senin suçun değildi abi."

Yoongi, burnunu çekip ellerini kavrayan ellere bir süre baktıktan sonra bastırmaya çalıştığı tüm duygulara karşı verdiği savaşı kaybetti. Dudaklarından bir hıçkırık koptu. Kollarını küçük olanın boynuna sımsıkı dolayıp vicdanının, hasretinin, pişmanlığının, saklamak zorunda olduğu her şeyin patlayışına izin verdi. Kardeşinin boynuna gömdüğü yüzünü göz yaşları ıslatırken hıçkırıkları arasında defalarca özür diledi. Tae, saçlarını okşayıp sessiz gözyaşlarını akıtırken onun suçu olmadığını kazıdı hızla akan zamana.

Min Yoongi henüz 18 yaşındayken ailesi tarafından red edilmiş, soy adını değiştirerek Kim ailesinden resmi olarak ayrıldığını belirtmişti. Dedesinin miras olarak bıraktıklarından kendisine yeni bir düzen kurmayı başarmıştı. Kardeşini de yanına alacaktı, babası zaten ikisini de sevmiyordu. Anneleri çok önceden vazgeçmişti hepsinden, başka bir adam için onları terk ettiğinde anlamıştı hepsi. Ama babasının tuhaf hırsları yüzünden boşanmamışlar, karısının kendisini aldattığının bilincinde olmayan bir aileyi devam ettirmeye çalışmıştı.