GEÇMİŞ...

2K 247 7
                                    

Beş saat süren toplantının ardından odasına dönen Kaya, üzerinden tır geçmiş biri kadar yorgundu. Fakat içinde bulundukları çıkmazdan kurtulacağına dair güçlü bir umut taşıyordu.

Koltuğuna çöken genç adam boynunu sağa sola çevirip esnemeye çalıştı. Genç yaşta omuzlarına aldığı sorumluluk böyle zamanlarda ona ağır geliyordu. Ancak pes etmek genlerinde yoktu. Mücadeleden asla kaçmaz ve savaş meydanından ayrılmazdı. Şimdi de kararlılığını ve gücünü gösterme zamanıydı.

Masasının üzerindeki saatin beşi geçtiğini gördüğünde oturduğu yerde dikleşti. Günün sonlanmasına çok az zamanı kalmıştı, oysaki onun yapması ve imzalaması gereken tonlarca işi vardı. Toplantı notlarını yanında götürmek için çantasına koyduğu sırada tıklatılan kapısı onu yeniden durdurdu.

Göğsüne bastırdığı defteriyle içeri süzülen Ayşin'in ona önemli haberler vereceği belliydi.

"Çok fazla vaktim yok, kısaca özet geçer misin?" diye ricada bulunan Kaya, genç kadının anlatacaklarını duymak için arkasına yaslandı.

"Bugünkü randevularınızı düzenledim, yeni programınızı da size mail attım."

"Güzel, akşam incelerim, başka bir şey var mı?"

"Sizi arayanlar ve dönüş yapmanızı isteyenlerin listesi de burada," diyen Ayşin elindeki evrakı patronuna uzattı. "Bir de anneniz yarım saatte bir aradı, son konuşmamızda..."

Kaya'nın yüzünde aniden oluşan ifadeyle Ayşin susmak zorunda kaldı. Gözlerini kısan ve yüzünü buruşturan genç adam belli ki annesinin her yarım saatte bir neden aradığını biliyordu.

"Allah kahretsin!" diyerek ayağa kalkan Kaya ne yapacağını düşünür gibi gözlerini önce pencereden dışarıya sonra da Ayşin'e çevirdi. "Saat 12.00'deki randevuyu ne zamana aldın?"

Hemen notlarını karıştıran genç kadın da paniklemişti.

"Nazenin Yılmaz mı, herhangi bir erteleme olmadı efendim."

"Neden?"

"Çünkü gelmedi," diyen Ayşin sonra hemen kendini düzeltmek için ara vermeden konuşmasını sürdürdü. "Aslında danışmadan geldiğini haber verdiler, ancak kendisini beklememe rağmen gelmedi."

Kaşlarını bir kez havaya kaldırıp indiren genç adam utanmasaydı rahatladığını belli edercesine derin bir oh çekerdi.

"Tamam, çıkabilirsin," diyen Kaya saatlerdir yanında olmayan cep telefonuna uzandı. Ekranda annesinin aramalarıyla karşılaştığında ise hiç şaşırmadı.

Ayşin'in onu yalnız bırakmasıyla geri arama tuşuna basan Kaya, Nazenin'in neden geri gittiğini sorgulamayacaktı. Çünkü bugün başına gelen en güzel şey buydu.

"Nihayet oğlum, kaç saattir sana ulaşmaya çalışıyorum."

"Keşke yaptığım işi ciddiye alsan, anne!"

"Ben seninle ilgili her şeyi ciddi alıyorum da sen beni almıyorsun," diyen Meltem merakına daha fazla direnemeyince hemen konuya geçti. "Nazenin'le görüşmeniz nasıl geçti?"

"Pekiyi sayılmaz, çünkü gelmedi." Hattın öteki ucunda oluşan kısa sessizlikle şok sırasının annesine geçtiğini anladı. "Ben üzerime düşeni yaptım, gerisini kendi aranızda halledin ve beni artık bu işe karıştırmayın."

Telefonu kapatan Kaya yıllar sonra yeni bir tuhaflıkla hayatına girmeden çıkan Nazenin'e vaktini boşa harcamadığı için minnettardı. Zaten ondan daha fazlasını da beklemiyordu.

BOŞUNA SEVDALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin