İlk Karşılaşma

2.1K 244 8
                                    

Bazen insanoğlu hayal kurar, hem de gerçekleşmeyeceğini bile bile... Bazen de hayalini dahi kurmaktan korktuğu düşleri olur. Ve hangisinin daha kötü olduğunu bilemez. İnsanı çaresizliğe sürükleyen korkuları mıdır, yoksa hiç yaşayamayacağı bilse de umutlarını kaybetmemesi midir?

Nazenin bu sorunun cevabını biliyordu. En kötüsü umutsuz ve hayalsiz kalmaktı. Bu öyle bir şeydi ki, kalabalığın ortasında çıplak kalmak veya neden nefes aldığını bilememekti.

O umutsuz ve hayalsiz kalmamak için bütün gece neredeyse hiç uyumamış, Murat'la birlikte yaptıkları planın detaylarının tekrar tekrar gözden geçirmişlerdi. Nihayet kusursuz olduğuna inandıklarında ise gece yerini çoktan yeni güne bırakmıştı.

Kulübün kapısından içeriye girmek için atması gereken son üç adımı kaldığında, Nazenin korkudan dizlerinin titrediğini hissediyordu. Bu işin sonunda hayal bile kuramayacak duruma düşecek olma ihtimali dehşete kapılmasına sebep oluyordu. Ama artık geri dönüşü yoktu.

Kulübe sadece üye olanlar girebiliyordu, neyse ki Murat bu sorunu halletmişti. Nazenin'in eve gitmek gibi bir şansı olmadığı için de kıyafet ve kuaför sorunlarını çözmüştü.

Sabah sekizde evden çıkıp bir arkadaşının butiğine gitmişler ve denediği üçüncü kombini satın almışlardı. Bacaklarını saran ve bileğinde biten kot pantolonunun üzerine ekru renkte sade ve dökümlü bir bluzun, gideceği yere uygun olduğuna karar vermişlerdi. Günlerden cumartesiydi ve sabahın onunda Kaya'yı baştan çıkartmak için bile olsa daha fazlasını giymeye cesaret edemezdi.

İkinci adresleri olarak da kulübe yakın bir kuaföre uğramışlar ve hafif bir makyaj, dalgaları iyice belli olacak şekilde omuzlarında serbest bırakılan saçlarla hazırlıkları sonlanmıştı.

Murat onu iki omuzundan tutup "Sadece kendin ol ve onu alt etmeden de sakın dönme," demiş devamında da Nazenin'in taksiye binmesine yardımcı olmuştu.

İşte şimdi de buradaydı.

Kaya'nın onu tanımayacak olmasına o da inanıyordu, ne var ki asla güvenmediği makûs talihi yine ona bir oyun oynayacak diye ödü kopuyordu.

Belki de çok büyük bir hata yapıyordu. Kaya'nın karşısına kimliğini gizleyerek çıkmak ne kadar doğruydu ile aklında dönüp durmaya başlayan sorular, ciğerlerini yakıp nefesini kesince Nazenin olduğu yerde durdu. Gözlerini kapattı ve evrendeki son oksijene sahip olabilmek adına göğsü şişene kadar içine derin bir nefes çekti. O anda sanki yanındaymış gibi Murat'ın sesi kulaklarında çınladı.

"İstersen neler yapabileceğini sakın unutma. Ayrıca bunu yaşamaya ve neler başardığını görmeye ihtiyacın var."

Kaya'yla karşılaşmak, her durumda Nazenin için sıkıntıydı. Ama eğer bu bir gün yaşanacaksa doğru yer ve zaman da buydu.

Nazenin aşk bitti can kırıkları kaldı, derken ne kadar doğru söylüyordu ve Kaya ne yapacaktı? Tüm bu sorulara ve daha fazlasına bir cevap istiyorsa ki istiyordu, o zaman endişelerinin onu yolundan alı koymasına izin vermemeliydi.

Bileğindeki saate bakıp on olmasına sadece on dakika kaldığını görünce kararını vermiş şekilde adımlarını hızlandırdı ve kapıya ulaştı.

Elinde bir defterle onu karşılayan genç kadına sadece "Nazenin Yılmaz," diyebildi. İçine kaçmış gibi çıkan acınası sesini duyup daha fazla ürkmemek için uzun cümleler kurmadı.

Misafir davetli listesini gözleriyle kontrol eden genç kız aradığını bulduğunda kocaman gülümsemesiyle "Hoş geldiniz, buyurun efendim," diyerek Nazenin'e geçmesini işaret etti.

BOŞUNA SEVDALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin