Cesareti olmayanın hayal kurmaya hakkı yoktur. Bunu en iyi bilenlerden biriydi Nazenin. Cesareti yoktu, hayalleri de hep yarım ve eksikti. Oysa şimdi, nerede hata yaptığını yaşayarak öğrenmiş ve geçen yıllar için üzülmeye başlamıştı.
Nazenin en hafif tabirle sadece heyecanlı olduğunu ve dizlerinin titrediğini söyleyebilirdi. Oysa yaşadıkları bundan çok daha fazlasıydı.
Kaya'yı geride bırakıp kendini dışarı attığında yaptığı ilk iş ciğerlerini yakan fazla havayı boşaltmak oldu. Kapalı alanda kalmış klostrofobik birinin, gün ışığına kavuşması gibi kurtuluşunu kutlarcasına hem yürüyor hem de nefesini kontrol altında tutmaya çalışıyordu.
Kulüp binasından yeterince uzaklaşmıştı. Artık eve gitmeli ve geceden alacağı olan uykuya dalmalıydı. Ancak vücudu öyle çok adrenalinle yüklüydü ki bir saniyeliğine bile olsa sabit kalmayı başarabileceğini sanmıyordu.
Kaya'ya o denli yakın olmak, onunla hiç ara vermeksizin sohbet etmek, dilediğince gözlerinin içine bakmak... Hayır! Hayır! Bu son söylediğini hemen aklından çıkarmalıydı. Adamın gözleri onun zayıf noktasıydı ve bu konunun düşüncelerine girmesine izin vermemeliydi. Fakat söylemek yapmak kadar kolay değildi.
Bir yanı adamı sevmek, diğer yanı ondan nefret etmek için savaş verirken arada kalan Nazenin'in işi çok zordu.
Hızlı adımlarla kaçarcasına yürümeye devam ederken Murat'ı aramasını gerektiğini hatırlayıp titreyen parmakları onu zorlasa da telefonu çıkardı. Arama tuşunu bastıktan sadece beş saniye sonra telefonu açan Murat "Bitti mi?" diye sordu. "Neredesin?"
"Evet bitti," derken Nazenin kendinden çıkan sese inanamadı. Öylesine tizdi ki kulak zarının zarar görüp görmediğinden emin olamadı. "Yoldayım sana gidiyorum."
"Tamam, bende Kaya'yı daha fazla bekletmeden yanına geçiyorum, fakat günü olabildiğince kısa tutup eve gelirim."
"Nasıl istersen."
"Her şey yolun da mı peki?"
"Evet, evet, her şey senin dediğin gibi oldu."
"Peki mutlu olmadın mı?"
"Bilemiyorum," diyen Nazenin nihayet yürümeyi bırakıp olduğu yerde durdu. "Ne hissettiğimi ya da ne hissedip ne düşünmem gerektiğine bir türlü karar veremiyorum."
"Zamanla olayları çözümler ve duygularına erişirsin."
"Olabilir."
"Yalnız kalabileceksin, değil mi? Bir arkadaşını arayıp yanına çağırabilirsin."
"Teşekkür ederim Murat, hem de her şey için," diyen Nazenin bir nebze de olsa rahatlamıştı. "Evde seni bekleyeceğim."
"Tamam, ama bir şey olursa ara."
"Ararım, görüşürüz," dedikten sonra telefonu kapatan Nazenin, Murat'tan başka birisiyle konuşmak istemiyordu.
Heyecanı kaybolan Nazenin nasıl oldu bilmiyordu ama birden mutsuzluğun kapısını araladığını fark etti. Oynadığı oyun talep ettiği şekilde sonuçlanmış ve talih bu defalık ondan yana olmuştu. Ne var ki Kaya'nın karşısına çıkabilmek için kimliğini gizlemek zorunda kalmıştı. Üstelik Nazenin acınası bu duruma sevinmişti.
Bir an önce uyumalıydı. Çünkü yorgun düşen zihni bedeninden önce arıza vermeye başlamış ve ne hissedeceğini bilemez hale gelmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOŞUNA SEVDALAR
Storie d'amoreBu bir masal değil, masal tadında bir aşk hikâyesidir...