∆cinsel içerik bulunur∆
--
Ayak seslerini tekrar duymuştum. Birisi benim önümde durup saçlarımdaki elimi nazikçe oradan ayırmış ve parmaklarımızı birbirine dolamıştı.
Bir dakika, bu eller..?
"Güzelim.." demişti biri beynim uyuşurken. "Ağlama artık. Ben geldim"
--
Duyduğum sesle birlikte irkilerek başımı kaldırdığımda Jungkookun solgun, yorgun ama gülümseyen suratıyla karşılaşmıştım. Küçük çaplı bir şoka girmiş, Jungkook beni öpene kadar da çıkamamıştım.
Dudaklarımı kıpırdatarak ona karşılık vermiştim ama pozisyonumun verdiği rahatsızlıkla geri çekilerek ayağa kalkmamızı sağladıktan sonra ona sıkıca sarılmıştım. Aynı zamanda dudaklarımızı birleştirdiğimde belime sarılarak bana karşılık vermişti. Tuzlu göz yaşlarım dudaklarımızın arasında kaybolurken ağlamam şiddetlenmeye başlayınca ondan ayrılarak yüzümü boynuna gömmüştüm.
Korkmuştum çünkü. Ona bir şey olmasından, onu bir daha görememekten korkmuştum. Çünkü biliyordum, o adam psikopatın tekiydi ve ciddiyim her şeyi yapardı. 'Ondan bunu beklemezdim' diyemezdiniz hiçbir zaman. Ondan her şeyi beklerdim. Jungkooku gördüğü yerde öldürmesini bile.
"Şşt.." demişti saçlarımı okşarken. "Ağlama artık. Ben iyiyim. Buradayım. Yanındayım"
Elimi saçlarına daldırıp derin bir nefes almıştım. Kokusu ciğerlerime ulaşarak bana ihtiyacım olan şeyi verdiğinde defalarca öpmüştüm boynunu.
"Daha fazla ayakta kalamayacağım" demişti yorgunca. "Oturalım mı?"
Hemen ondan ayrıldığımda gerçekten solgun olduğunu fark etmiştim. Hemen kolumu beline sarıp ona destek olduğumda gülümsemiş ve elini omzuma atmıştı. Onu sandalyeye oturtup önüne çöktüğümde ellerini yanaklarıma yerleştirmişti.
"İyisin değil mi?"
"Bu halin ne böyle? Ölü gibisin?" Demiştim sorduğu soruyu es geçip kaşlarımı çatarak. Beni düşünmesi gereken bir zaman değildi.
"Bana iyi olup olmadığını söyle" demişti direterek. Oflamıştım. Gözlerimi silip burnumu çekmiş ve başımı olumlu anlamda sallamıştım.
"İyiyim. Hiçbir şey olmadı bana. Şimdi beni düşünmeyi kes ve kendine odaklan. Neyin var? Çok solgunsun?" Dedim endişeyle. Ellerini benden çekip gözlerime bakmıştı.
"Büyük bir tepki verirsen seni döverim" dediğinde başımı sallamıştım.
"Ayağa kalk ve içime bak"
Söylediğini yaparak ayağa kalkmış ve yakasını açarak içine bakmıştım. Gördüğüm kanlı bandajla birlikte gözlerim büyürken gözlerine bakmıştım.
"Neredeyse ölüyordun ve kimse bana bir şey söylemedi mi?" Demiştim inanamayarak. Dudaklarını yalayıp yutkunmuştu.
"Öyle değil.." diye mırıldandığında istemsizce gülerek geri çekilmiştim.
"Harika.." demiştim gülmeye devam ederken. Sinirlerim boşalıyormuş gibi hissediyordum. "Sevgilim ölümle pençeleşirken ben hiçbir halttan haberim olmadan öylece gelmedin diye üzüldüm. Çok güzel."
"Taehyung.. sakin olur musun?"
"Sakin mi olayım?" demiştim gözlerimi kısarak ona bakarken. Gözlerimi kısmamın nedeni gözlerimin dolduğunu farkettirmemek istememdi. "Krizimin geleceğini hissettiğimde sana söylememi istiyorsun, benimle ilgili bütün gelişmeleri biliyorsun ama ben daha vurulup vurulmadığını, hayatta olup olmadığını bile bilemiyorum. Öyle mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dependent; taekook
FanfictionBağımlıydı o, evet. Ama uyuşturucudan çok Jungkook'a. 08.09.2018