15/ Evet demiştim, sonum geldi.

22.1K 1.8K 1.8K
                                    

--

"Aynı şeyleri yaşatacaksın bana. İstemesen de, birden bırakıp gideceksin beni. Ve ben bunu ikinci kez yaşamayı kaldırabilecek kadar güçlü değilim" demişti uyumadan hemen önce. Hangi soruma cevap verdiğini biliyordum. Ve kalbimin ikinci defa doğru seçimi yaptığını da biliyordum. Derin bir nefes almıştım burnumu saçlarına gömüp.

"Haklısın" demiştim sessizce.

"Çok üzgünüm, ama haklısın"

--

Jungkookun kendini biraz da olsa bana açtığı sabahın ardından akşama doğru uyanmıştım. Uyandığımda beklediğimin aksine Jungkook hala kollarımdaydı. Hatta uyuduğumuz süre boyunca neredeyse hiç hareket etmeyerek bir ilke imza atmıştık resmen. Yani en azından ben.

Yaklaşık on beş dakika önce uyanmıştım. Jungkookun tatlı suratını gördüğümde onu uyandırmaya kıyamayarak izlemeye başlamıştım yine. Çatık kaşları ilk defa ortalıkta görünmüyordu ve böyle bildiğin bebek gibiydi. Yanaklarını ısırmamak için zor tutuyordum kendimi. O sırada kapımıza tıklandığında Jungkook irkilmiş ve kıpırdanarak gözlerini açmıştı. Jaebum kafasını uzatarak bize baktığında Jungkook açabildiği tek gözüyle ona dönmüştü.

"Jungkook, saat 9'a geliyor" dediğinde Jungkook onaylayan mırıltılar çıkarmıştı. Akşama doğru uyandım demiştim ama meğer geceye doğru uyanmışım haberim yokmuş. Jungkook kollarımdan nazikçe kurtularak yatakta oturur hale gelmişti.

"Hadi sen de kalk" diyerek yataktan kalkıp banyoya gitmişti. Elini yüzünü yıkayıp geldikten sonra hala yattığımı görünce yine kalkmamı söyleyerek dolabın kapağını açmış ve bir tişörtle şort alarak benim burada olduğumu takmayıp tişörtünü çıkarmış ve yenisini giyinmişti. Altındakini de çıkarıp şort eşofmanı giyindiğinde yere attığı kıyafetlerini dolaba sokuşturmuştu. Ve tabi bu süre içinde arsızca izlemiştim onu ve dolgun kalçalarını. Squat yaptığına kalıbımı basabilirdim. O dereceydi yani. Bende yataktan kalkarak onun dolabından bir şeyler almıştım. Sesini çıkartmayarak yatağa oturmuş ve bana bakmaya başlamıştı. Banyoya doğru gittiğimde bana seslenmişti.

"Sen beni izleyebiliyorsun da ben seni izleyemiyor muyum? Burada giyin sen de" diyerek dudaklarını büzmüştü. Açık sözlüğü beni şaşırtmazken bu tür şeylerden çok utanmıysjfjwfis. Pardon, az önce çarpıldım da. Utancımı gizlemeye çalışarak üzerimi çıkarmış ve tişörtü giyinmiştim. Altındakini de çıkarıp Jungkookun giydiği şortun gri renklisini giyinmiştim. Jungkook gülerek bana bakıyordu.

"Biri izlerken giyinmek zor oluyormuş değil mi? Ya, tamam. Ben yine alışkınım falan ama sende ne arsız çıktın ya?" Dediğinde kaşlarımı çatarak top gibi yaptığım tişörtümü ona fırlatarak banyoya kaçmıştım. Jungkookun güldüğünü duyuyordum. İstemsizce bende gülerken elimi yüzümü yıkayıp içeriye gittim tekrar. O sırada Jungkook kapıyı açmış beni bekliyordu. Ona bakmadan salona geçtiğimde arkamdan gelmişti.

"Ne yaptınız? Hazır mısınız?" Dediğinde Jungkooka çevirdim gözlerimi.

"Ben.. değilim" demiştim çekinerek.

"Biliyorum. Sen boşver zaten. Ben ayarladım seninkileri"

"Ne zaman?"

"Sen uyurken" dediğinde kaşlarım havalanmıştı. Ne yani? Jungkook uyuduktan sonra uyanmış, eşyaları hazırladıktan sonra tekrar eski yerine, kollarımın arasına mı girmişti? Hadi canım.. yok artık?

"Bir şeyler yiyip çıkalım. Orada hiçbir şey yok" dediğinde hepimiz onaylamıştık. Mutfakta herkes bir şeyler atıştırdıktan sonra çantalarımızı alıp çıkmıştık. Arabaya bindiğimizde gerilmeden edememiştim. Eğer Yoongiyle karşılaşırsam, cidden çok kötü olurdu. Tamam, tanıştığım en iyi -kötünün iyisi- kişi olabilirdi ama bu beni ispiyonlamayacağı anlamına gelmiyordu. O yüzden diken üzerinde gibiydim.

Dependent; taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin