--
Jimin, her zamanki sırıtışıyla bana, daha çok Taehyunga bakarken sinirlenerek Taehyungu arkama almıştım.
"Sikeyim" demiştim hayretle. "Bu ne böyle?"
"Dedim ya sana" demişti Yoongi muhtemelen Jiminin kıyafetlerini sandalyenin üzerinden alıp ona verirken. "Konuşmamız gereken önemli bir mevzu var"
--
"Endişelenme artık" demişti oflayarak Yoongi. "Güvenmesem buraya getirmek gibi bir salaklık yapar mıydım?"
"Hyung bak sana güveniyorum ama.." sözümü tamamlamadan Taehyunga baktığımda elleriyle oynadığını görmüştüm. Şu an gerçekten geldiğine pişman olduğunu hissediyordum. Gergindi ve büyük ihtimal geçmişini hatırlamıştı. "Sikeyim, Taehyung böyleyken nasıl doğru düzgün konuşmamızı bekliyorsun?" Diyerek açık açık söylediğimde Taehyungun hareket eden parmakları durmuştu.
"Onu.." demiştim Taehyungun yanaklarından tutarak kendime döndürürken. "Onu her şeyden uzaklaştırmak için çabalarken, geçmişini önüne getirdin şu an"
"Taehyungun geleceğini söyleseydin Jimini çağırmayacaktım zaten. Ne yapmaya çalıştığının farkındayım. Ben de buna yardımcı olmaya çalışıyorum zaten"
"Ani bir karardı" demiştim bana parlak gözleriyle bakan sevgilimin dudaklarına bakarken. "Gelmesini istedim ve burada" diyerek dudaklarına minik bir öpücük bıraktığımda gözlerini kapatmıştı. Kapattığı gözlerinin üzerine birer öpücük bırakıp onu iyice kendime çekmiş ve sarılmıştım.
"Seni aradığımda söyleseydin keşke.. neyse, yapacak bir şey yok. Zamanı geri alamayız sonuçta. O yüzden artık bize dön de konuşalım" diyince gözlerimi onlara çevirmiştim. Jimin, ilk geldiğimizin aksine daha ciddi bakıyordu.
"Eğer daha iyi hissedeceksen Taehyung.. üzgünüm. Onun saçmalayıp abarttığının farkındaydım ama en iyi sen bilirsin, boyun eğmekten başka şansım yoktu. Çoğu kişi de senin masum olduğunu düşünüyor zaten" dediğinde gözlerim Jiminde sabitlenirken Taehyung başını kaldırarak çekingen bakışlarla ona bakmıştı.
Ah.. bu kadar da saftı işte benim güzelim. İnanmak istiyordu Jimine.
"Jimin bizim yanımızda artık" diye söze girmişti Yoongi. "Eğer köyü bir niyeti varsa, olacakları çok iyi biliyor. O yüzden güven bana, Jimin bizimle"
"Neden peki? Birden neden bizim yanımıza geçti?"
"En büyük nedeni benim tabi ki ama Taehyungun bir suçu olmadığını düşündüğünü kendisi de söyledi. Ki Taehyunga olanları yakından gören biri olarak suçu olmadığını düşünüyorsa, yanımızda olmaması için bir neden göremedim. Zaten ben teklif etmedim ona. O gelip bana seninle olan ilişkimi sordu, anladığını falan söyledi. Sonra konu buralara geldi ve sonuç olarak buradayız. Evet, olayın özeti bu"
"Bize ayrıntı da lazım ama. Sadece özeti okuyarak kitap sınavına girmek gibi olur bu"
"Ayrıntı da çok yok aslında, Taehyungun birkaç olayını anlattı, düşüncelerini açıkladı, yanımda olmak istediğini söyledi ve sonra da seviştik." Dediğinde Jimin gülerek Yoonginin koluna vurmuştu.
"Yanınızda olmak istiyorum gerçekten. İster güven ister güvenme, Yoongi neredeyse ben de oradayım"
"Güvenmemi beklercesine bakma Yoongi" demiştim beklenti dolu bakan gözlerini kırmak istemediğim için nazikçe konuşarak. "Ben de Jiminle yakındım. Ne boklar yediğini ben de biliyorum. Hemen nasıl güvenebilirim ki?"
"Haklısın" demişti arkasına yaslanarak. "Bunu zaman gösterecek"
Başımla onaylayarak geriye yaslandığımda Taehyung belime sarılarak başını omzuna yerleştirmişti. Bir elini kavrayarak parmaklarımızı birbirine dolamıştım. Saçlarına öpücük bırakıp başımı ona yaslandığımda sessizce elimin üzerini sevmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dependent; taekook
FanfictionBağımlıydı o, evet. Ama uyuşturucudan çok Jungkook'a. 08.09.2018