---
"Bu kötü oldu. Beni ateşli bir şekilde öpmen gerek. Gay barlarda gördüklerin gibi. Yapabilir misin?" Dediğinde gözlerim istemsizce büyürken olumsuz anlamda sallamıştım başımı.
Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Adım sesleri durmuştu, fısıldaşmalar duyduğumuz anda Jungkook küfrederek bir hışımla tişörtünü çıkarıp yere atmıştı. Ellerimi boynuna yerleştirmiş ve hemen ardından kalbimin durmasını sağlayacak şeyi yaparak dudaklarıma tam anlamıyla yapışmıştı.
---
Dudakları ustaca dudaklarımın üzerinde hareket ederken şok olduğum için, biraz da utandığım için, karşılık verememiştim. Ellerini yanaklarıma koyup karşılık vermem için uyarırcasına alt dudağımı dişlediğinde bunu kesinlikle beklemediğim için kısık sesli bir şekilde inlemiştim. Jungkookun dudakları bir an gerilir gibi olsa da gerçekten dediği gibi ateşli bir şekilde beni öpmeye devam etmişti. Dudakları beni sarhoş etmişti resmen. Adım sesleri hızlandığında havada asılı kalan ellerimi tutup birini çıplak beline birini kalçasına yerleştirdiğinde kalbim duracak sanmıştım. Beni iyice duvarla arasında sıkıştırarak bedenini bana yasladığında çok kısa bir süre için sesli bir şekilde ayrılmıştı dudaklarımdan.
"Karşılık ver gerizekalı. İnandırıcı ol" demişti o saliselik sürede. Kendime gelerek bende ona karşılık vermeye başladığımda bir an zamanı ve mekanı unutup gerçekten seviştiğimizi düşünmüştüm. Jungkook vücuduma dokunmaya başlayınca iyice kasılmıştım. Gözlerimi kapatıp akışına bırakmayı deniyordum, az çok duyduğum konuşmalar beni bir nebze rahatlatırken Jungkooka fazlaca uyum sağlamış ve -cidden farkında olmadan- elimin altındaki kalçasını sıkmıştım. Sıktığımı da beni öpmeye devam ederken güldüğü için gerilen dudaklarından anlayarak hemen bırakmıştım. Orası tehlikeli bölge olduğu için ellerimi sırtında dolaştırmaya başlamıştım. Üst dudağımı dişlediğinde hafifçe inlemekten alıkoyamamıştım kendimi. Adamların bize baktığını çıkardıkları seslerden anlamıştım.
"İğrenç.. başka yer mi bulamadınız?"
"Bu gerizekalılar yüzünden zaman kaybettiğimize inanamıyorum. Bırak gel, uzaklaşmadan bulalım şunları"
"Tanrım.. şu an ikisini de şuracıkta öldürmek istiyorum" diyerek hızlı adımlarla uzaklaştıklarında Jungkookta duymuş olacaktı ki sert öpüşünü yavaşlatmış, vücudumda gezinen elini durdurmuştu.
Ayak sesleri yok olana kadar öpmeye devam etmiş, sokaktan çıktıkları an ıslak bir sesle benden ayrılmıştı. Sessiz sokağı dolduran ikimizin hızlı nefes alışverişlerimizden başka bir şey değildi. Jungkook yere eğilip attığı tişörtünü almış ve kaslı sırtını gözüme sokmak istercesine arkasını dönüp yavaşça tişörtünü giyinmişti. Yalnız tırnaklarımı sırtına hangi ara geçirmiştim bilmiyorum ama fena iz bırakmıştım. Nefesi düzene girdikten sonra gülerek bana bakmıştı.
"Hala şoktan çıkamadın mı? Yoksa utandığın için rol mü yapıyorsun?"
"Ne? Ne alaka?" Diyerek boğazımı temizlediğinde gülmüştü tekrar.
"Hoşuna gitti sanırım" dediğinde gözlerimi devirmiştim. Tamam.. çarpılmak istemiyordum ama bunu ona hayatta söylemezdim tabiki.
"Saçmalama"
"Hadi ama.. kalçamı sıkıp kendine bastırmak istediğinde öyle demiyordun ama?"
"Ben öyle bir şey yapmadım. Ne saçmalıyorsun?" demiştim kaşlarım havalanırken. Kahkaha atmak ister gibi bir hali vardı ama sessizce gülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dependent; taekook
FanficBağımlıydı o, evet. Ama uyuşturucudan çok Jungkook'a. 08.09.2018